Bilim Tarihçisi Sezgin anıldı

Bilim Tarihçisi rahmetli Prof.Dr. Fuat Sezgin’in yaşamına ilişkin bir sunum gerçekleştiren Tarihçi Rüştü Özdemir, “Dünyaya İslam Medeniyeti’nin varlığını haykırdı” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 29.04.2019 13:15
  • Güncelleme Tarihi : 29.04.2019 13:15
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bilim Tarihçisi Sezgin anıldı haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
İslam Bilim Tarihçisi rahmetli Prof.Dr. Fuat Sezgin, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İzmir Şubesi’nde yâd edildi. Her cumartesi düzenlenen Kültür Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu olan tarihçi ve yazar Rüştü Özdemir ise, ‘Bilim Tarihçisi: Prof.Dr. Fuat Sezgin’ konulu bir sunum gerçekleştirerek Nobel ödülüne layık görülen Fuat Sezgin hakkında bilgi verdi. Bitlis’de 1924 yılında doğan Fuat Sezgin’in İstanbul Üniversitesinde Almanca Öğretmeni Hellmut Ritter ile karşılaşınca mühendis olmaktan vazgeçerek Edebiyat / Tarih okumaya karar verdiğini aktaran Özdemir, şöyle devam etti: “Hocasının bilimlerin temelinin ‘İslam Bilimleri’ne dayandığını söylemesi de alan değiştirmesine neden olmuştur.  Alman disiplinine kısa sürede uyum sağlar. Altı ayda Arapça öğrenir. Doktora ve doçentlik aynı hızla birbirini kovalar. 1960 ihtilali ile üniversiteden atılan 147’likler arasında yer alır. Küsmez, Frankfurt’a giderek çalışmalarına devam eder. Daha önce Müslüman olan Dr. Ursula Hanımefendi ile evlenir. 1966’da profesör olur. 1982’de Kral Faysal ödülünü alır. Aynı sene Goethe Üniversitesine bağlı ‘Arap-İslam Bilimleri tarihi Enstitüsü’nü, ardından müzesini kurar.”
DERİNLEMESİNE ARAŞTIRMALAR YAPTI
Ülkemizde adının 2008’de duyurulduğunu aktaran Özdemir, “Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşüp Türkiye’de kalmaya iki şartla razı olur: Enstitü ve müze. İstanbul Gülhane Parkı’nda bu ideali gerçekleştirilir” dedi. Dünyaca ünlü Fuat Sezgin’in 2018 yılında vefat ettiğini hatırlatan Özdemir, “Fuat Sezgin ömrünü İslam Medeniyeti’ne adamış bir bilim adamıdır. Yok sayılan Müslüman bilgi ve bilim adamları üzerine derinlemesine araştırmalar yaptı. 60 ülke kütüphanelerini dolaşarak yaklaşık 400 bin yazma eser okudu. Bunlardan elde ettiği bilgi ve belgelerle dünyaya İslam Medeniyeti’nin varlığını haykırdı. Değişik bilim alanlarında Müslümanların çalışmalarını, buluşlarını durup dinlenmeden yazdı, anlattı. Bununla da yetinmeyip Müslümanlarca icat edilen aletleri müzeler kurarak görünür hale getirdi. Böylece aşağılık kompleksini gidermeye çalıştı” yorumunda bulundu.