Bina değil orman istiyorlar

E. ÇAĞLA GENİŞ

İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne ait arazide fakülte inşaat çalışmalarına başlanmasıyla kesilen ağaçlar çevre sakinleri tarafından büyük tepki toplamış, vatandaşlar yeşil alanların giderek azalmasından duydukları kaygıyı dile getirmişlerdi.

Yapılaşmanın önünü açan kararlara belediyelerin karşı çıkmamasına da ayrıca tepki gösteren vatandaşlar, bölgedeki yeşil alanların korunmasını istedi. “Balçova’da orman istiyoruz bina değil” diyerek sosyal medya üzerinden imza kampanyası başlatan çevre sakinleri, ormanlık alanların yok edilerek bölgenin yapılaşmaya açılmasına isyan etti.

“NEFES ALMAMIZI SAĞLIYOR”

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil İnay Kınay, kent içerisindeki yeşil alanların giderek azaldığına dikkat çekerek, “Mevcut yeşil alanların korunması yönünde çaba sarf ediyoruz. Ancak buraların tamamen yapılaşmaya açılmasıyla beraber sıkıntılar yaşanıyor. Yeşil alanların azalması aynı zamanda kentte yağış rejimi, hava kalitesi, sıcaklıkla ilgili süreçler gibi birçok doğal faktörleri de etkiliyor. Zaten ekolojik dengeyi bozmuş durumdayız. Kentin içerisindeki yeşil alanlar bizim nefes almamızı sağlıyor. Yeşil alanlar, kentin içerisinde doğanın kendini tolere etme, temize çıkarma yeteneğini kısmen de olsa destekleyen süreçler. Bu mevcut alanlar yok olduktan sonra çok ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Biz de oda olarak tabii ki yeşil alanların imara açılmasına hep beraber karşı çıkıyoruz” dedi.

“PLANLAMALAR İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILMALI”

Yeşil alanların azalmasının yaratacağı olumsuz çevresel etkilere vurgu yapan Kınay, planlama süreçlerinin tüm faktörler göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İzmir’de özellikle kış aylarında ciddi seviyelerde hava kirliliği yaşandığını kaydeden Kınay, “İzmir’de, Aliağa’daki sanayi kuruluşlarından dolayı zaten yıl boyunca yaşanan bir kirlilik var. Kentin yeşil alan dokusu ne kadar fazla olursa hava kirliliğinin önlenmesi o kadar çok oluyor. Aynı zamanda yapılaşmaya sürekli açılmasıyla beraber rüzgar koridorları da ortadan kalkıyor. Bu binalar havanın hareketinde engeller oluşturuyor. Dolayısıyla hava temizlenemiyor ve kirliliği daha fazla yaşıyoruz. Benzer bir süreç sıcaklık etkisinde de var. Mikroklima etkisi dediğimiz süreçleri yaşıyoruz. Oysaki yeşil doku tüm bunları dengeleyen bir süreç sağlıyor. Aynı zamanda ciddi yağış süreçlerinde sellerle boğuşuyoruz. Ormanlık alanlar, suyu kontrol eden ve sel tehlikesini azaltan dengelerdir. Suyun toprakla buluşmasını sağlar. Buraları betonlaştırdıkça suyun toprakla buluşmasını engellediğimiz için sellere, aşırı yağışlara ve taşkınlara da davetiye çıkarmış oluyoruz. Aslında imara açılması yerine planlama süreçlerin tüm faktörleri göz önüne alarak kentin tüm ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak maalesef tamamen yapılaşma mantığıyla gidiliyor. Bu anlamda getireceği olumsuz çevresel etkileri de değerlendirmek ve ona göre önlemler almak gerekiyor” şeklinde uyardı.

KAMPANYAYA DESTEK ARTIYOR

Change.org internet sitesi üzerinden imza kampanyası başlatarak yeşil alanların azalmasına tepki gösteren çevre sakini Sevay İpek Aydın, kampanyaya kısa sürede çok sayıda kişinin destek verdiğini belirterek, “Tüm muhatap kurumlara telefonla ulaşmaya çalıştık ancak sonuçsuz kaldı. Her hafta sonu binlerce insanın yürüyüş yaptığı Balçova sırtlarında beton görmek istemiyoruz. Doğal ormanımızın ve ekosistemimizin korunmasını istiyoruz. Kentsel yapılanma önce çevrenin korunmasıyla başlar” dedi.

Kampanyaya destek veren vatandaşlar tarafından sayfada paylaşılan bazı yorumlar ise şöyle:

Cemile A.: Bir avuç olan yeşil alanlarımızın tüketilmesini istemiyorum. Çünkü huzur istediğimiz her an koştuğumuz ağaçlarımızın yok olmasını istemiyoruz... Balçova temiz havası, Teleferik'i, manastırı, baraj yolu ile Balçova. Yeter artık. Balçova’da özellikle yeşil alanlar tahrip edilerek yapılan hiçbir binayı istemiyoruz.

Aytaç K.: Bugün sesini çıkarmıyorsan yarın miras bırakabileceğin bir yeşil alan belki de kalmayacak şehrinde. İş gücü üretim artsın evet ama yeşil alanları da kurulacak sitelere bırakmayın. Bırakalım bunu İzmir’i yönetenler karar versin, halk versin.

Münevver B.: Şehrin nadir oksijen alanlarından biri. Zaten beton yığını olmuş İzmir’in son yeşil alanlarını korumak çocuklarımızın geleceği için bizim en önemli görevimiz.

Kubilay D.: Şehrin merkez ilçelerinden birinin doğal ortamının bozulmasını istemiyorum. Yürüyüş yaptığımız temiz havasını içimize çektiğimiz sporumuzu yaptığımız alanın imara açılmasından tedirginim.

Haber Merkezi