Sayfa Yükleniyor...
Eğitim-Bir-Sen üyesi eğitimciler, MEBin performans sistemini protesto etmek ve eğitimcilere yönelik artan şiddet olaylarına dur demek için İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi
ONURHAN ALPAGUT
Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şubenin çağrısıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen yüzlerce eğitimci, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) öğretmenlere yönelik performans değerlendirme sistemi taslağını ve son dönemde eğitimcilere yönelik artan şiddet olaylarını basın açıklamasıyla protesto etti. Öğretmen örselenmemeli, önemsenmeli pankartı açan eğitimciler, Öğretmenine Değer ver, Şiddete dur de, Yüz yüze bakanları karşı karşıya getirme ve Performansa hayır el dövizleriyle MEBi protesto etti. Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Musa Bina, MEBin eğitimcilerin halihazırdaki sorunlarının çözümüne yoğunlaşmak yerine performansını ölçme arayışına ve ısrarına bir anlam veremediklerini söyleyerek, Eğitimde; öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi bir an önce çözülmesi gereken onlarca sorun varken, bunlara yenilerini ekleyecek, çalışma barışını bozacak uygulamalarda ısrar etmek, yönetilmesi zor süreçlere yol açacaktır. Eğitim-Bir-Sen olarak, performans değerlendirmesi başta olmak üzere, öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve eğitimin sorunlarını derinleştiren uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz dedi.
DÜZENLEME AYRIŞMAYA GÖTÜREBİLİR
Bina, açıklamasında şunları kaydetti: Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporunda pilot illerde uygulaması denenmeye başlanılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan öğretmenlerin performans değerlendirmesi uygulamasına son verilmesi konusu üzerinde çalışma yapılması imza altında alınmasına rağmen böyle bir taslağın hazırlanması, söz konusu çalışmanın yapılmadığını, Bakanlığın, attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini göstermektedir. Taslak bir bütün olarak incelendiğinde, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısının olmayacağı, aksine kurumsal bütünlüğü, mesleki motivasyonu, çalışma barışını ve işbirliğini zedeleyeceği, öğretmeni mesleğine odaklanmak yerine performans puanını yükseltme ve yazılı sınava hazırlanma eksenli bir çalışma hayatına yönlendireceği görülmektedir.
NEYE HİZMET ETTİĞİ BELLİ DEĞİL
Hayata geçirilmek istenen sistemin bir hukuki dayanağı olmadığını savunan Bina, Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkan tanımamaktadır. Performans değerlendirmesinin, herhangi bir analizin sonucu olmadığı gibi, neye hizmet ettiği de belli değildir diye konuştu. Performans değerlendirme sistemini uygulamaya koymadaki bakanlığın tutumunu, hatalara ve mağduriyete sebep olacağını ileri süren Bina, Bakanlığın aceleci ve plansız bir tavırla, hukuki ve kanuni dayanağı olmayan performans değerlendirme sistemini uygulamaya koymaktaki gereksiz ısrarı, hatalara ve mağduriyetlere yol açacaktır. Eşit olmayan şartlarda hizmet veren öğretmenlerin yine eşit olmayan şartlara sahip değerlendiriciler tarafından eşit olmayan bir puanlamaya tabi tutulacağı bir süreç bizi beklemektedir dedi.
ŞİDDETE KARŞI TEDBİR ALINMALI
Son olarak öğretmenlere yönelik şiddete karşı ivedilikle tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Bina, Eğitimcilerin terörün, hain darbe girişiminin ve şiddetin hedefi olması eğitim camiasını umutsuzluğa düşürmeye başlamıştır. Hain darbe girişimi aramızdan Yusuf Elitaşı aldı, teröristler mesleki hayatının henüz başlarında Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmazı hedef aldı, şiddet ise başta Ayhan Kökmen olmak üzere birçok öğretmenimizi katlederek geride kederli bir camia ve aile bıraktı. Iğdırda Yücel Düzci öğretmenimiz, saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş kişilerin şiddetine maruz kaldı. Son olarak, Patnosun Aktepe köyündeki Yatılı Bölge Okulu Müdürü Yusuf Vural, bir öğrencinin kardeşi tarafından sırtından bıçaklandı. Şiddetin aileden sokağa ve çalışma ortamına kadar hayatın her alanında gözleniyor oluşu, sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir. Yaşanan mesleki erozyon öğretmeni savunmasız bırakmış, saldırılara açık hâle getirmiştir. Topluma verdiklerine ters orantılı olarak yeteri kadar mağdur edilen öğretmenlerimiz ilgisiz, desteksiz, çaresiz bırakılmamalıdır. Öncelikle MEB, misyonuyla yakıştıramadığımız ve anlaşılmaz bir şekilde her defasında öğretmeni zora sokan, mağdur eden uygulamalardan bir an önce vazgeçmeli, onları en etkili ve güven verici tarzda korumalıdır diye konuştu.
Haber Merkezi