- Gündem
- 22.04.2025 00:45
Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Musa Bina, Eğitim-Bir-Senin iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır" dedi
HALİSA TOPRAK
Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Musa Bina, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyelerine yönelik olarak yürütülen operasyonlara destek vererek, devletin üniter yapısıyla sorunu olan tüm terör örgütü mensuplarının devlet kurumlarından temizlenmesi gerektiğini belirtti.
Suçlulara merhamet etmenin millete ve vatana ihanetle eşdeğer olduğunu açıklayan Bina, bu süreçte kimsenin mağdur durumuna düşmesine de izin vermeyeceklerini ifade etti. Sendika olarak nitelikli çalışmalar ortaya koyduklarını belirten Bina, iş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğuna vurgu yaparak, Eğitim-Bir-Senin iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır" dedi.
SENDİKAL HAYATTA DESTANLAR YAZDIK
Sendika bünyesinde yapılan nitelikli çalışmalara vurgu yapan Bina, Yaptığımız bütün çalışmalar, sadece dar bir alana sıkışmış çalışmalar değil. Hizmet sendikacılığı diyerek, ücret sendikacılığının yanına bir paragraf açtık. Akademik zeminde rekabeti önemseyen erdemli bir sendikal anlayışla, sendikal hayatta destanlar yazdık. Sadece üyelerimize değil, ülkemize ve kadim medeniyetimize de kazandırdık. Bundan sonraki yolculuğumuz da bu güzergahta seyredecektir. Eğitim-Bir-Sen, bu ülkede temel hak ve özgürlüklerin temini noktasında, yol açma, yol alma noktasında şimdiye kadar bedenini ortaya koymuş ve ülkenin dönüşümüne en anlamlı katkıyı sunmuştur. Sunmaya da devam edecektir" açıklamasında bulundu.
İŞ GÜVENCESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
İş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğunu belirten Bina, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Kamu hizmetinin sürekliliği söz konusu iken, kamu hizmetlerini yürütenlerin istihdamına yönelik süreklilik yoksa, devletin kamu hizmetleri noktasında asli sorumluluğundan söz edemeyiz. Mevcut kamu personel mevzuatında iş güvencesi, mutlak bir çerçeveyle düzenlenmiş değil nispi bir koruma söz konusu. İşinin gereğini yapmayan, kamu görevlisi sıfatının gereklerini yerine getirmeyen, başka saiklerle kamu hizmeti sunumunda görev alanlar açısından, iş güvencesinin mutlak koruma sağlamaz. Aksi halde, devlet memurluğundan çıkarma, meslekten çıkarma cezalarının söz konusu olmazdı. OHAL kapsamındaki kararnamelerle, ihraç işlemlerinin yapılamaması gerekirdi. İş güvencesinin bizim kamu personel mevzuatındaki konumu, amirin istediği zaman işine son vermesi şeklinde değil, hukuk kuralları gerektirdiğinde kamu hizmetinin sunumunda görev alamama şeklindedir. Bir başka ifadeyle, memur ol, emekli olana kadar maaş al şeklinde bir iş güvencesi söz konusu değildir. İşini yapmayan memur kavramı, iş yaptıramayan amir, işini yapmayana gereğini yap(a)mayan amir öncülünü gerektirir. Bu açıdan, işini güven içinde ve güvenceye sahip olarak hakkıyla yapan memur yerine memuruna güvenmeyen ve güvencesine son veren devlet fotoğrafı üretme çabasına bu zeminden bakmak gerekir. İşinin güvencesi olmayan kamu görevlisinin, işini güven içinde yapmasının mümkün olamayacağı gerçeğini görmeme ısrarından vazgeçilmeli. Eğitim-Bir-Senin iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır."