- Gündem
- 12.03.2025 18:04
Yaklaşık 4 yıldır solunum cihazına bağlı olarak yaşayan ve vücudunda sadece tek parmağını kullanabilen ALS hastası Ümit Doğan, tek parmağıyla kullandığı sanal klavye sayesinde çevresiyle iletişim kuruyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Bir fabrikada işçi olarak çalışan 37 yaşındaki Ümit Doğan, 2008 yılında ALS hastalığına yakalandı. Önce eşi ardından bacakları terk etti onu. Son 4 yıldır solunum cihazına bağlı bir yaşam sürdürüyor. Yaşlı anne ve babasının yardımıyla hayatını devam ettiren Doğan, tek parmağıyla kullandığı sanal klavye sayesinde çevresiyle iletişim kuruyor. Söylemek istediklerini sosyal medya aracılığıyla insanlarla paylaşan Doğan, “Yıllardır boş bir odanın tavanına bakıyorum” diyor son yazısında. Artık ziyaretine gelmeyen yakınlarına duyduğu kırgınlıktan ise şöyle bahsediyor: “Eksilen sadece bedenim. Sesini duymaya ihtiyacım var. Anlat bana, halı saha maçlarını, sabah koşularını, yolculuklarını... Ben üzüleceğim diye köşe bucak kaçma artık, inan bana bu daha acı.”
"EKSİLEN SADECE BEDENİM"
Söylemek istediklerini yalnızca bilgisayar ekranı ve tek parmağıyla kullandığı sanal klavyeden aracılığıyla anlatan Doğan, son yazısında yaşadıklarını şöyle aktardı: “Yıllardır boş bir odanın tavanına bakıyorum. Bazen birkaçınız ziyaret ediyor, gülümsüyorum. Peki ya diğerleriniz... Kollarımın, ayaklarımın çalışıyor olması mıydı bizi birleştiren? Oysa bak, gülümsüyorum. Gözlerim, burnum, kulaklarım yetiyor bana. Seni görüyor, duyuyor, gülümseyerek kucaklıyorum. Yanıma geldiğinde bağırmana gerek yok, kulaklarım her zamankinden hassas ve söylediklerini anlamıyormuşum gibi tane tane söylemene de gerek yok. Her zamanki gibi konuş benimle. Eksilen sadece bedenim. Oysa ben özümle her zamanki gibiyim. Seni duyuyorum, görüyorum, hissediyorum. Yıllar önce nasılsam öyleyim hala. Sesini duymaya ihtiyacım var, anla beni. Yatağımdan isteğim gibi kalkamıyor olmamla suçlama beni. Belki sen bunları yaparken neler hissettiğini anlatsan özlemim dinecek. Anlat bana, halı saha maçlarını, sabah koşularını, yolculuklarını... Ben üzüleceğim diye köşe bucak kaçma artık, inan bana bu daha acı. Şimdi kendini benim yerime koy ve sana nasıl davranılmasını istiyorsan öyle davran bana.”