“Bizim için hayat da bayram da anlamını yitirdi”

Depremde yıkılan evlerinin enkazından sağ kurtulsa da annesi ve babasını kaybeden Hataylı Köse, kayıplarının gölgesinde geçireceği ilk bayramın burukluğunu yaşıyor: “Bizim için hayat da bayram da anlamını yitirdi. Bundan sonra hangi bayram bize güzel gelebilir ki?”

  • Oluşturulma Tarihi : 20.04.2023 04:49
  • Güncelleme Tarihi : 20.04.2023 04:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Bizim için hayat da bayram da anlamını yitirdi” haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerde resmi sayıya göre 50 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Enkazdan sağ çıkmayı başaranlar ise hayatta kaldıklarına sevinemeden kayıplarının yasını tutmaya devam ediyor. Onlardan biri de Hataylı Eser Köse… Antakya’da bulunan evleri depremin etkisiyle yıkılan ve ailesiyle birlikte enkaz altında kalan Köse, kendi çabalarıyla kurtulmayı başardı. Daha sonra annesi ve babasını kurtarabilmek için yeniden yıkılan binaya giren Köse, ilk gün annesinin, üçüncü gün ise babasının cansız bedenini kendi elleriyle enkazdan çıkardı. Hayatta kalan iki kardeşiyle birlikte kendilerine yeni bir yaşam kurabilmek umuduyla İzmir’e gelen Köse, kayıplarının gölgesinde geçireceği ilk bayramın burukluğunu yaşıyor: “Bizim için hayat zaten anlamını yitirmiş gibi. Dolayısıyla bayram da anlamını yitirdi. Birçok afetzede hissizlik durumu yaşıyor. Bayramda ne yapacağımızı açıkçası bilmiyoruz. Bundan sonra hangi bayram bize güzel gelebilir ki? Artık her şey çok kötü ve üzücü…”

DÜNYA BAŞIMIZA YIKILDI

Depremin hayatında yarattığı büyük yıkımı anlatan Köse, “Hayatlarımız alt üst oldu. Geri dönülemez bir yıkım yaşadık. Bölgedeki insanların tüm dünyası değişti. Biz annemi ve babamı kaybettik. Zaten en büyük yıkım bu oldu. Evimiz yıkıldı. O gün bir dakika içinde dünya başımıza yıkıldı. Annem ile babam uykuda yakalandı. Ben ise uyanık olmam sayesinde kurtuldum. Kendime bir hayat üçgeni oluşturacak şekilde pozisyon almam hayatımı kurtardı. Enkazdan çıkmam hızlı oldu. Kimse sesimizi duymayınca enkaz altına kendimiz girmek zorunda kaldık. Annemi ilk gün babamı üçüncü günde bulabildik. Kendi çabalarımızla çıkardık ve gömdük. Zaten o süreçteki psikolojik yıkımı anlatmak imkansızdır. Sonrasında önce bir serada sonra da çadır sayılmayacak bir çadırda kaldık. Soğuk, yağmur, elektriksizlik ve daha birçok problem. Süreç çok zorlu geçti. Sonra arkadaşlarımızın yardımları ile İzmir'de bir eve yerleştik. 3 kardeş idare ediyoruz bir şekilde. Ama psikolojik olarak hayat devam ediyor mu bu bir soru işareti” dedi.

KİMSE SESİMİZİ DUYMADI

Enkaz altında kalan pek çok vatandaşın zamanında müdahale edilememesi sebebiyle hayatını kaybettiğini ve kendisinin de günlerce AFAD’a ulaşamadığını belirten Köse, “İlk 3 gün hiç kimse yardıma gelmedi. Kurtulabilecek birçok insan bu hata yüzünden öldü. Ben günlerce AFAD’a ulaşamadım. Evimiz yıkıldı ancak üst katlar enkazımızın üzerinde yan duruyordu. Saatlerce çağrı yaptık, yardım edecek insan aradık. Kimse sesimizi duymadı. Kendimizi tehlikeye atıp enkazın altına girdik. Sağanak yağmur altında sırılsıklam şekilde yorgunluk dinlemeden enkazın altını dikkatlice eştik. Annemi ilk gün çıkardık. Babamı bulana kadar ise gün 3 geçti. Babamı bulduğumuz yerden çıkarmak zordu. Biz de yan yatmış olan binanın üst katına çıkıp sallanmalara rağmen zemini delip aşağıdan babamın cesedini halatla çektik. Kimsenin gelmeyeceğini anladığımız için artık gözümüz dönmüştü. En azından çürümeden babamı çıkaralım dedik. Sonrasında koordinasyonsuzluk devam etti. O süreçte ben ve kardeşlerime bir çadır dahi tedarik edemedik. Tarihin en büyük yardımı toplanmış olmasına rağmen bize çok yardım gelmedi. Yardımlar adil bir şekilde dağıtılmadı” ifadelerini kullandı.

BU FELAKETİ KİMSE UNUTMAMALI

Kısa bir süre önce kendilerine yeni bir hayat kurabilmek için kardeşleriyle birlikte İzmir’e gelen Köse, hızla normalleşmenin gölgesinde gündemin de seçime dönmesine şöyle tepki gösterdi: “Deprem bizde derin izler bıraktı. Ne gidip görebileceğimiz anne babamız ne de bir evimiz var artık. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Ve olamayacağını bilmek can yakıcı. Asıl şoku tekrar gidip eski hayatlarımızın yerinde yeller estiğini görünce yaşayacağız. Hiçbir şeyin eski tadı yok. Amaçsız bir şekilde dolaşıyoruz gibi. Türkiye gündeminin hızla seçime dönmesini eleştiriyorum. Bu sıradan bir felaket değil. Bence seçim bile yapılmamalıydı. Yapılsa bile felaketin bu kadar geri plana atılmaması gerekiyordu. Her reklamda deprem bölgesinden bahsedilmesi veya felaketin bir siyasi malzeme gibi kullanılması bizlere bir fayda sağlamıyor. Bu felaket gündemden düşmemeli, kimse unutmamalı, kimse her şey halloldu sanmamalıdır. Asıl mücadele şimdi başlıyor ve uzun süreçli desteklere ihtiyaç var.”

BU YIKIM TEMİZLENEMEZ

Bu yıl Ramazan Bayramı’nı diğer bayramların aksine buruk geçireceklerini söyleyen Köse, “Bizim için zaten hayat anlamını yitirmiş gibi. Dolayısıyla bayram da anlamını yitirdi. Birçok afetzede hissizlik durumu yaşıyor. Bayramda ne yapacağımızı açıkçası bilmiyoruz. Bundan sonra hangi bayram bize güzel gelebilir ki? Artık her şey çok kötü ve üzücü. Hayatlarımızdaki bu yıkım temizlenemez. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Kimsenin içindeki acı dinmez. Bu süreçte ciddi bir desteğe ihtiyaç var. Normalleşmek çözüm değil. Depremzedelerin ciddi adaptasyon sürecinden geçmesi ciddi destekler alması lazım. Felaketi yaşayan insanlar mücadele edemeyecek durumda dolayısıyla hayatın onlara kolaylaştırılması lazım. İnsanların gereken psikolojik desteği alması ve doğru şekilde istihdam edilmesi lazım. Özellikle çocuklar için doğru politikalar üretilmelidir. Lütfen kimse bu felaketi unutmasın ve hafife almasın. İnsanların içindeki yıkım düzelmez ancak hayatlarındaki yıkım kısmen düzeltilebilir. Bu süreç uzun bir süreç ve doğru yönetilmesi gerekir” sözleriyle duygularını dile getirdi.