- Gündem
- 08.05.2025 13:21
İzmir’de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin tutuklanmasını protesto etmek isterken polis şiddetine maruz kalan Berke Avcı, “Bir polis telsiz ile kafama vurdu ve telsiz parçalandı. Polisin biri de kafamın üstüne çıktı. Canımın acıdığını söylediğim zaman küfür ettiler” dedi
Boğaziçi Üniversitesi önünde rektör Melih Bulu’yu protesto sergisinde “Kabe fotoğrafının yere serildiği” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan öğrencilerden 2’sinin tutuklanması dün İzmir’de protesto edildi. İzmir Üniversitesi Dayanışma Grubu, öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle “Onur Yürüyüşü” düzenlemek için Alsancak ÖSYM binası önünde bir araya gelerek yürüyüş yapmak istedi. Polisin yürüyüşe izin vermediği eylemde, darp edilerek gözaltına alınan 27 kişi serbest bırakıldı.
Gözaltına alındığı sırada polis şiddetine maruz kalan Berke Avcı, yaşadıklarını anlattı: “Üzerime 7-8 polis geldi ve çekiştirmeye başladılar, beni yere düşüremeyince bir polis telsiz ile kafama vurdu ve telsiz parçalandı. Ellerimi arkaya alamayınca 1 polis karnıma, 1 polis de kafama tekme atmaya başladı. Ben kalkmaya çalışırken biraz yerden yükseldiğim zaman polisin biri ayağı ile kafamın üstüne çıkarak tüm ağırlığını kafama verdi ve bir süre tek ayak üstünde kafamda kaldı. Tekrar yere indirdikleri zaman başka bir polis topuğu ile elime bastırdı. Canımın acıdığını söylediğim zaman tekrar küfür ettiler.”
KAFAMDA TELSİZ PARÇALADILAR
Gözaltına alınanlardan Berke Avcı, uğradığı polis şiddetini şöyle anlattı: “ÖSYM önüne birkaç arkadaşım ile 16.45 civarında ulaştığımızda her yerin polis ile çevrili olduğunu ve ÖSYM önüne geçişlere izin verilmediğini gördük. Bizde yanda durarak arkadaşlarımızı bekleyelim dedik. O sırada bağrışma sesleri duyunca eylem başlamadan 15 dakika önce arkadaşlarımızın ters kelepçe ile ve darp edilerek gözaltına alındığını gördük. O sırada polislerin koştuğunu ve slogan seslerinin geldiğini fark edince alana başka arkadaşlarımızın geldiğini fark ettik ve yanlarına gittik. O arkadaşlarımızın da darp edildiğini ve yere yatırılanların ters kelepçe ile gözaltına alındığını fark edince bende arkadaşlarımı çekmeye ve gözaltından kurtarmaya çalıştım. Daha sonra üzerime 7-8 polis geldi ve çekiştirmeye başladılar, beni yere düşüremeyince bir polis telsiz ile kafama vurdu ve telsiz parçalandı. Daha sonra polis sayısı artınca beni yüz üstü yere yatırdılar. Ellerimi belime çekip ters kelepçe yapmaya çalıştıkları sırada direndim. Ellerimi arkaya alamayınca 1 polis karnıma, 1 polis de kafama tekme atmaya başladı. Ben kalkmaya çalışırken biraz yerden yükseldiğim zaman polisin biri ayağı ile kafamın üstüne çıkarak tüm ağırlığını kafama verdi ve bir süre tek ayak üstünde kafamda kaldı. Tekrar yere indirdikleri zaman başka bir polis topuğu ile elime bastırdı. Daha sonra elimi belime götüremedikleri ve ters kelepçe yapamadıkları için bir polisin elimi kırmaya çalıştığını fark edince direnmeyi bıraktım ve elimi belime götürmelerine izin verdim. Üzerimde mont ve çanta olduğu için polis elimi belime götürse de plastik kelepçeyi takamadı. Ve bu yüzden kolumu iyice zorladılar. Canımın acıdığını söylediğim zaman tekrar küfür ettiler. Daha sonra ters kelepçeyi taktılar ve beni yerden kaldırıp boynum belim ile aynı hizadayken beni gözaltı aracına götürmeye başladılar” diye konuştu.
KÜFÜR VE TEHDİT SAVURDULAR
Gözaltı aracına götürdükleri sırada çevik kuvvetlerin kalkanlarına kafasını vurduklarını söyleyen Avcı, “Gittiğimiz araç dolu olduğu için başka bir gözaltı aracına götürüldüm. Araca bindiğim zaman bütün arkadaşlarım ters kelepçeliydi ve içeride birçok arkadaşım saçlarından çekilerek, üzerine oturularak, tekme atılarak darp ediliyordu. Tepki verenler olduğu zaman bu sefer araçta ki bütün polisler o kişinin üzerine çullanıyordu. Gözaltı aracında da küfürler ve tehditler savurdular. Kelepçeleri çok sıkı olan arkadaşlar kelepçelerinin fazla sıkı olduğunu ve canlarının yandığını söylediği zaman bir şey olmaz dediler ve dalga geçtiler. 40 45 dakika gözaltı aracında Alsancak’ta bekletildik. Gözaltı aracının kapıları kapalıydı, içerinin çok havasız olduğunu ve nefes alamadığımızı söylediğimiz zaman bir şey olmaz dediler. Araçta çantalarımızı karıştırdılar. Ara ara farklı kişilerin yanına oturup laf atarak saçlarını çekerek aracı provoke ettiler. Gözaltı nedenimiz ve nereye götürüldüğümüz hakkında hiç bilgi verilmedi. Hastane önündeyken araçta çok uzun süre bekletildik. Oraya geldiğimizde çok uzun süre bekletildik. İlk alındığım andan itibaren kafama darbe aldığımı ve başımın döndüğünü söylememe rağmen hiç bir şey yapılmadı.” ifadelerini kullandı.