Bucalılar ‘Kanser olmak istemiyoruz’ dedi

Buca halkı ve çevre dernekleri Buca Cezaevi önünde toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 1959 yılında yapılan cezaevinde asbest olduğunu iddia eden 60 kişilik grup, yıkımın durdurulmasını istedi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.03.2022 12:51
  • Güncelleme Tarihi : 15.03.2022 12:51
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bucalılar ‘Kanser olmak istemiyoruz’ dedi haberinin görseli

BURCU YANAR

Buca halkı sağlığına sahip çıkmak için Buca Cezaevi önünde toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 1959 yılında yapılan Buca Cezaevinde kanserojen bir madde olan asbest kullanıldığını söyleyen çevre dernekleri ve Buca halkı binanın yıkımının kanunlara uygun şekilde gerçekleştirilmesini istedi.

HİÇBİR ÖNLEM ALINMADI

Basın açıklamasında Yaşanabilir Buca Derneği, Buca Kaynaklar Çevre Koruma Derneği, Bucalılar Sosyal Dayanışma Platformu, Buca Kızılçullular Derneği, Buca Muhtarlar Birliği Derneği, Buca Atatürkçü Düşünce Derneği, Atadak Dağcılık ve Hedef Dağcılık adına konuşan Avukat Mürüvet Balcılar, 4 Mart 2022 tarihinde yıkım ihalesi yapılan Buca Cezaevi’nin yıkım işlemi esnasında başta anayasa olmak üzere kanun ve yönetmeliklerin açıkça ihlal edildiğini belirterek, yıkım şirketinin yıkım şirketinin çevreye ve insan sağlığına zararı bulunan asbestin tehlikesinden korunmak için hiçbir önlem alınmadığına dikkat çekti.

ÇEVREDEKİLER RİSK ALTINDA

Asbest liflerinin havada solunur hale geldiğinde tehlikeli ve ölümcül olduğunu vurgulayan Balcılar, “Asbestin tutuşmazlık özelliği, sıcaklığa ve pasa mukavemeti, ısı izolasyonu, yüksek mekanik dayanıklığı özellikleri nedeniyle çimento ve benzeri maddeler ile rahatça etkileşime girebildiği için özellikle inşaat sektöründe sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak Türkiye’de 2013 yılında yasaklanmış, ölümcül bir maddedir. Solunan asbestin lifleri akciğerde birikir ve zarar verir. Akciğerde zedelenmeler başlar. Bu da akciğerin çalışmasını engeller. Başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok öldürücü kanser türüne sebebiyet verir. Buca Cezaevi 1959 yılında yapılan eski bir bina olduğundan pek çok yerinde asbest kullanılmıştır. Yıkımı sırasında koruyucu önlemler alınması gerekirken hiçbir önlem alınmaksızın yıkım yapılmakta, hem çalışanlar hem de etrafta yaşayanlar risk altında olmaktadır” diye konuştu.

BAKANLIKLAR SORUMLUDUR

Bölgenin yoğun bir yerleşim alanı olduğuna da dikkat çeken Avukat Mürüvet Balcılar, ciddi bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya olduklarını belirterek, “Yıkım sonucu oluşan inşaat atıklarının nakliyesi ve saklanması ile ilgili hiçbir önlem alınmamıştır. Asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemleri hakkında yönetmeliğe tamamen aykırı bir işlem yapılmaktadır. Sotuyoruz; bu yıkımdan çıkan asbestli atıklar nerede ve nasıl depolanmaktadır?, İzmir’in akciğerlerinden biri olan Buca-Kaynaklar bölgesinde kaçak olarak bu atıklar atılmış mıdır? Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birinci dereceden sorumludur” ifadelerine yer verdi.