- Gündem
- 07.07.2025 10:14
Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Başkanları İzmir’de buluştu. İlki İstanbul’da gerçekleşen çalıştayların ikinci ayağı İzmir’de gerçekleştirildi. 10 büyükşehir belediye başkanının katıldığı toplantının açılış konuşmasını Başkan Soyer yaptı
SULTAN GÜMÜŞ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve 7 büyükşehir belediye başkanının katılımıyla düzenlenen İzmir Çalıştayı, Swissotel Büyük Efes’te yapıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Tunç Soyer, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in 29 Ekim kutlamaları sırasında maruz kaldığı sözlü ve fiziksel saldırıyı kınayarak sözlerine başladı. Çalıştayın devamı ise basına kapalı gerçekleştirildi.
“Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ciritoğlu Sengel’in 29 Ekim kutlamaları sırasında maruz kaldığı sözlü ve fiziksel saldırıyı kınıyorum” ifadelerini kullanan Başkan Soyer, “Geçtiğimiz hafta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğluna karşı kaba fiziksel saldırıda bulunulmasını da aynı şiddetle kınıyorum. Bu saldırıların kimden geldiğinden ziyade nedenlerinin doğru teşhis edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadın belediye başkanlarına yönelik bu saldırılar kadınların siyasetteki rolünü kabul edemeyen eril bir aklın erkek şiddetine dönüşen uygulamalarıdır. Bu saldırılar kadınların özgürlüğünü, yaşamın her alanındaki varlığını engellemeye çalışan ataerkil bir aklın korkak şiddetidir. Biz her şiddeti reddetmekle beraber özellikle kadınların sözlerini susturmaya, onlar üzerinde baskı ve şiddet kurmaya çalışan bu zihniyetle mücadelemizi her alanda sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü her şey kadınla değişiyor ve yaşamı kadınlar yaratıyor” dedi.
“ETE, KEMİĞE BÜRÜNEN BİR DEĞİŞİM”
İstanbul’dan sonra ikinci kez İzmir’de bir araya gelinerek yürütülen çalışmalarda, ortaklaşmayı ve deneyimleri paylaşmayı önemli bulduklarını kaydeden Soyer, “Yönettiğimiz şehirlerin toplam nüfusu yaklaşık 40 milyon kişiye yani ülkemizin yarısına tekabül ediyor. Bu durum omuzlarımızdaki yükün ağırlığıyla beraber bizleri seçen vatandaşlarımızın sorunlarına ortak çözüm üretmemizi de zorunlu kılıyor. Şahsım da dahil burada bulunan 10 büyükşehir belediye başkanı olarak seçildiğimiz şehirlerde ekonomik ve sosyal sınıfı etnik yapısı, inancı, dili, kültürü, düşüncesi çok farklı toplumsal kesimlerin talep ve beklentilerine cevap olmakla sorumluyuz. Ancak hepimizin farkında olduğu gerçek şu ki yönettiğimiz büyükşehirlerdeki vatandaşlarımız geçmişin refleksleriyle yapılan yerel yönetim anlayışından fazlasını istiyor. Bu istek öylesine oluşmadı. Küreselleşmenin, bilgi toplumu olmanın, ülkemizdeki toplumsal siyasal süreçlerin getirdiği bir değişim. 31 Mart ve 23 Haziran da ete kemiğe bürünen bir değişimdi. Halkımız son seçimlerde sadece şehri yönetecek belediye başkanını seçmedi bununla birlikte kutuplaştırma, ötekileştirme söylemlerine ve ekonominin gidişatına da dur demek istedi” açıklamalarında bulundu.
“DAHA DA KATILAŞAN BİR MERKEZİ ANLAYIŞ”
“Farkı düşüncelere tahammül edemeyen, karşısındakinin haklarına saygı göstermeyen yaklaşımların yerini demokratik bir ortamın, uzlaşmanın ve barışın alacağı bir alternatif yaratmak istedi” sözlerini kullanan Soyer, şöyle devam etti: “Elbette altyapı, yol, su ve diğer kentsel hizmetler temel görevimiz ancak bunun ötesine geçmemizi bekleyen ve yapacağımız her çalışmada yönünü yerel yönetimlere dönmüş bir toplum var. Halk gözünü yerele dönmüşken ne yazık ki daha da katılaşan bir merkezi anlayışla karşı karşıyayız. Son günlerde gündeme gelen boğazın kültürel ve tarihi değerlerini korumayı amaçlayan Boğaziçi Kanunun değiştirilerek İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilçe belediyelerinin yetkisine son veren ve boğazı imara açacak taslak düzenleme bunun kanıtı niteliğindedir. Ankara’da alınan karar ve tüm politikaların olumsuz sonuçlarının yansıdığı yerellerin zaten kısıtlı olan yetkilerinin alınması merkezi idarelerin ve siyaset kurumunun artık sorunlara cevap vermekte gittikçe uzaklaştığını gösteriyor. Yetki paylaşımını, güçler ayrılığını kabul etmeyen katı bir merkezi yaklaşım, sorunların katmerleşmesinin en temel sebeplerinden biri. 2 ay önce cumhurbaşkanımızın davetiyle büyükşehir belediye başkanları olarak Ankara’ya gitmiştik ve orada hazırlanmakta olan yerel yönetim paketi ile ilgili bir komisyon tespit edildi. 2 ay geçti sabırsızlıkla bekliyoruz, hazırlanan bu çalışmalar sırasında büyükşehir belediye başkanlarımızın katkıda bulunmasını bekliyoruz. Biz her halükarda büyükşehir belediye başkanları olarak bu çalışmayı sürdüreceğiz. Toplum değişiyor ve bu değişim çok açık ki siyasette çok daha hızlı gerçekleşiyor. Kamusal ve siyasal sorumluluğu olan bizlerin bu değişimi iyi okuması, bu çerçevede eski refleksleri bir tarafa bırakması gerekiyor. Yönettiğimiz şehir içinde birçok farklılığı barındırıyor. Bizim farklılıkları pragmatik bir siyaset anlayışıyla değil bugünü değiştiren, geleceği doğru inşa eden gözlerle okumamız gerekiyor.”
“YERİNDE DURMUYOR, ÇOĞALARAK GELİYOR”
Her şeyden önce demokrasiyi gerçek anlamda yaşama geçirmemiz gerektiğini vurgulayan Soyer, “Türkiye’deki sorunların hepsi geniş uzlaşmalar olamadan çözülemeyecek duruma geldi. Bu sorunlar eski haliyle yerinde durmuyor, çoğalarak geliyor. Bu sebeple demokrasiyi sadece seçimler olarak gören anlayışı yapacağımız uygulamalarla değiştirmek bizim en temel görevlerimizden biri olarak karşımıza çıkıyor. Halkın karar alma süreçlerine katılmasını söylemden öteye taşımamız ancak sorunun muhataplarını bu sürece dahil ederek çözmek mümkün. Aksi durumda çözdüğünüzü sandığınız sorunlar büyüyerek devam ediyor. Alevilerin Cemevi talebi, Kürtlerin ana dilinde kamusal hizmet talebi, Romanların kültürlerinin yaşatılacağı alanları, Suriyelilerin sığınmacılar meselesi, engellilerin sosyal yaşamda yaşadığı sorunları, kadın özgürlüğünü, işsizliği, yoksulluğu ve barışı onlarca toplumsal sorunun çözümünü sadece Ankara’nın insafına bırakacağımız aşamayı çoktan geçtik. Halka en yakın yerde kamusal hizmet sunan ve siyasi sorumluluk taşıyan bizlerin yansıması kentlerde olan bu sorunların çözülmesi için çok daha cesur ve kararlı adamlar atmamız gerekiyor. Ülkemizin yarısının yaşadığı şehirlerimizin belediye başkanları olarak burada İzmir’deki bu buluşmamızın bu hususlarda tartışmalar yapacağımız bir zemine dönüşmesinden hiç şüphem yok. Buluşmalarımızın kapsamlı değerlendirmelerle sorunlarımıza ortak bir akılla çözüm geliştirebileceğimiz, yeni bir yerel yönetim anlayışı geliştireceğimiz fırsatlar yaratacağına inanıyorum” dedi.
Nesli tehlike altında olan su kuşu "Tepeli Pelikan"
Yangının acı rengi: Seferihisar griye boyandı