Çaltılıdere’de bir sabah ansızın: “Hastane bahanesiyle tersane”

‘Köylü milletin efendisidir’ anlayışından, 25 yıldır adım adım talana kurban giden halka… Hastane yerine tersaneyle karşılaşan Çaltılıdere, zorla dayatılan düzensiz bir yaşam karşısında direnişte


  • Oluşturulma Tarihi : 14.01.2021 07:26
  • Güncelleme Tarihi : 14.01.2021 07:26
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çaltılıdere’de bir sabah ansızın: “Hastane bahanesiyle tersane” haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
İzmir’in Aliağa ilçesine bağlı Çaltılıdere Mahallesi’nde, deniz alanına ‘kurak alan’ raporu alındı; bölgedeki Hacı Ahmet Koyu’na Yat İmalatçıları Kooperatifi tarafından tersane ve liman yapılacak. Bir sabah ansızın iş makinelerinin koya girerek, denizi doldurduğunu söyleyen Çaltılıdere Mahallesi Muhtarı Şenol Yoldaş, ‘deniz olarak kabul edilmeyen’ sulak alan içerisinde flamingoların yaşadığını, balıkların ürediğini ve koyun hemen yakınlarında bulunan on binlerce zeytin ağacı olduğunu bildirdi. Hem canlıların hem de tarımsal üretimin tehlike altında olduğunu kaydeden muhtar Yoldaş, tersane yapımıyla birlikte mahallenin çehresinin de değişeceğini, evlerin müteahhitlere peşkeş çekileceğini aktardı. Dokuz Eylül Üniversitesinin katkılarıyla bir hastane yapılacağını ancak hastane bahanesiyle tersanenin inşa edilmeye başladığını açıklayan Yoldaş, bugün değil, 25 yıl önce Çaltılıdere’nin maden ocaklarıyla adım adım talan edildiğini vurguladı. Kadını, erkeği ve çocuğuyla, tüm Çaltılıdere halkının yat tersanesi ve limana karşı çıktığını belirten Yoldaş, Hacı Ahmet Koyu için acilen soruşturma başlatılmasını talep etti. DİSK Emekliler Sendikası Aliağa Şubesi Başkanı ve aynı zamanda eski dönem meclis üyesi Sabahattin Yeşiltepe ise hava kirliliği en üst düzeyde olan Aliağa’da, rüzgarın önünün kesileceğini, tersaneye gelen gemilerin sintinelerini yani pisliklerini buraya boşaltacağını, Çaltılıdere’nin ‘Marina Dere’ olacağını anlatarak, “Türkiye’nin yüzde 10’luk ağır sanayisi burada. Düzensiz bir yaşamın içerisinde nice ölümler oldu. İnsanı ne olarak gördüklerini çok merak ediyorum” dedi.

KUŞLAR, BALIKLAR YAŞIYOR

Önceden köy statüsünde olan ancak sonradan mahalle olarak kabul edilen Çaltılıdere’nin, 1740 yıllarında kurulduğunu belirten Muhtar Şenol Yoldaş, konuya ilişkin “280 yıl aradan sonra birileri gelmiş diyor ki, ‘Bizler buraya tersane yapacağız.’ Deniz olan sulak alana ‘Deniz değildir’ diye rapor almışlar. Devletin atamış olduğu Kaymakamı, Valisi, resmi görevlisi, memuru her kimse hepsi imzalamış. İstanbul’dan bir firma buranın dolgu ihalesini alıyor ve yaklaşık 10 gündür dolgu işlemine başlandı, denizimizi dolduruyorlar. Hâlbuki burada flamingolar, kuşlar, balıklar yaşıyor. Buralar onların üreme ve yaşam alanı. Köyümüzün geçim kaynağı ise tarım. Tersane yapılacak yerin arka kısmında binlerce, on binlerce zeytin ağacı var. Gemlik, Trilye zeytini var. Kısacası halkımızın geçim kaynağı var. Buraya tersane yaptıkları zaman ağaçlarımız kurumaya başlayacak, zeytin üretiminin verimi düşecek. Bir nevi vatandaşın ekmeği elinden alınacak. Birilerine iş vermek için kanunlara aykırı bir şekilde denizi dolduruyorsun ama köylünü de aç bırakıyorsun” dedi.

İSTEDİKLERİ YERE KEPÇEYİ SOKUYORLAR

Mahallenin 3 tarafının dağla çevrili olduğunu kaydeden Yoldaş, “Bir denizden hava geliyordu, orayı da tersaneyle kaplıyorsun. Peki, bu vatandaş hava kirliliğinin en üst düzeyde olduğu Aliağa’da nereye gidecek? Çaltılıdere halkı olarak diyoruz ki; birilerine iş imkanı sağlanacak ise, bir tersane yapılacak ise gidip başka yere inşaatınızı kurun. Niçin Çaltılıdere hedef alınmıştır? Kadınından tutun çocuğuna kadar bizim halkımız buraya tersane yapılmasını istemiyor. Buraya acilen soruşturma başlatılması lazım. Bu tersane yapımının altına kimler, neden ve ne zaman imza attı bir muhtar olarak bilmiyorum. Çünkü ne araştırmama izin veriyorlar ne de beni bilgilendiriyorlar. Bir sabah ansızın iş makinelerini alana soktular. Su altından bir şeyler yürütülüyor” isyanında bulundu.

ADIM ADIM TEZGAH KURULDU!

Yoldaş, ihalesine henüz başlanmayan ‘hastane’ konusuna da değinerek, “Dokuz Eylül Üniversitesinin katkılarıyla bir hastane yapılacaktı. ‘Hastane yaparsak tersane gelmez’ denilmişti. Fakat görüyoruz ki hastane ortada yok tersane yapılmaya başlandı bile. Türkiye’deki bütün tersanelerin buraya geleceği söyleniyor. Burası adeta bir çöplük olacak. Güzelim Çaltılıdere yaşanılmayacak hale gelecek. Denize akan 4 tane deremiz var. Derelerin önünü şimdiden doldurdular. Yağmur yağdığı zaman bu sular nereye akacak? Ne plan, ne proje, ne bilgilendirme var. Derebeyler gibi… Almışlar bir güç, istedikleri yere kepçeyi sokuyorlar… 89-90 yıllarında başladılar talana. İlk önce hazine arazilerini talan etmekle başladılar. Sağımızda maden ocakları, solumuzda maden ocakları… Çaltılıdere’de adım adım tezgah kuruldu. Sadece bugün değil yani. 25 yıldan beri yapılan bir plan bu. Dağları bitirdiler, şimdi evlerimizin önüne geldiler. Hem benim doğamı, yaşam alanımı, körfezimi bitirecekler hem de birileri zengin olacak. Bu kadar basit” ifadelerini kullandı.

ALİAĞA’YI TAMAMEN GÖZDEN ÇIKARDILAR

Her fırsatta sanayileşmeye karşı olmadığını, ‘doğru sanayileşmeyi’ savunduğunu söyleyen DİSK Emekliler Sendikası Aliağa Şubesi Başkanı ve aynı zamanda eski dönem meclis üyesi Sabahattin Yeşiltepe ise “Burada bir tek İmbat tarafı açık, başka da rüzgar gelen bir yer yok. Çaltılıdere gerçekten zeytiniyle, çevresiyle, ekolojik dengesiyle güzel bir yer. Ama bu güzel olan yeri yetkililer katletmeye çalışıyor. En acısı da kim bu yetkililer biz de, muhtar da bilmiyoruz. Aliağa Gemi Söküm’de yaşanan çirkinliğin aynısı burada görülecek. Tersaneye gelen gemilerin sintineleri yani pislikleri buraya boşaltılacak. Şakran da dahil olmak üzere Çandarlı’dan Dikili’ye kadar bu pislikler yayılacak. Fotoğraflarını çektiğiniz o flamingolar artık buraya gelmeyecek, balıkların üremesine engel olunacak, doğanın akışı, ekolojik denge bozulacak. Yetkililer diyor ya ‘2005 yılından beri doğada bir değişim var’ diye. Değişiklik olmasında ne olsun? Çandarlı’da zaten liman yapıldı. O limanın yapılmasıyla birlikte bütün o büyük yük gemileri, konteynır gemileri buraya gelecek. Bir de sen buraya tersane yapıyorsun. Ben şöyle düşünüyorum, bunlar Aliağa’yı herhalde tamamen gözden çıkardılar. Buradaki insanları insan niteliğinde görmüyorlar. ‘Çok önemli şahıslar değiller, ölümleri de umurumuzda değil. Bizde o kadar çok var ki bunlardan…’ olarak düşünüyorlar sanırım” dedi.


    Köyün eski hali

ÇALTILIDERE ‘MARİNA DERE’ OLACAK

Yeşiltepe, son olarak şunları aktardı: “Köyün kadınlarından biri, ‘Biz bu zeytinleri Yunanlılardan aldık. Hem savaşarak, hem kan dökerek Yunanlılardan aldık, koruduk. Ağaçlar halen burada duruyor, bizlere de meyve veriyor’ demişti. Şimdi biz düşmandan savaşarak aldığımız o zeytin ağaçlarını kendi insanımız yüzünden kaybedeceğiz… Tersane yapımıyla buranın çehresi de değişecek. Lüks yatlar gelecek, evler yıkılacak, üretime set çekilecek, tarım alanlarımız talan edilecek, arsalarımız müteahhitlere verilecek. Biz bunların olmayacağını nereden bilebiliriz? Çaltılıdere birilerine peşkeş çekilerek, ‘Marina Dere’ olacak. Biz ne sanayiye karşıyız ne de gelişmeye karşıyız. Tek istediğimiz doğru sanayileşme. Halkın, köylünün, insanın, köylü kadınımızın, çiftçimizin zarar görmeyeceği bir sanayileşme. Türkiye’nin yüzde 10’luk ağır sanayisi burada. Düzensiz bir yaşamın içerisinde nice ölümler oldu. İnsanı ne olarak gördüklerini çok merak ediyorum.”