Çaltılıdere’de manzara ‘KOY’ değil ‘BETON’

Çaltılıdere’deki Hacı Ahmet Koyu, ‘tersane ve hastane’ yapımı için betona gömülünce, flamingolar, balıklar ve zeytin ağaçları yok oldu. 10 ay önce direnişe geçen halk ise bugün rant için ikiye bölündü


  • Oluşturulma Tarihi : 28.10.2021 08:34
  • Güncelleme Tarihi : 28.10.2021 08:34
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çaltılıdere’de manzara ‘KOY’ değil ‘BETON’ haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Flamingoların yaşam sürdüğü, balıkların ürediği Aliağa’nın Çaltılıdere Mahallesi’nde bulunan Hacı Ahmet Koyu’na ‘Sulak alan değildir’ raporu verilerek, tersane ve hastane yapımı için inşaat çalışmasına başlanmıştı. Bahsi geçen koya, bir sabah ansızın iş makineleri girince, deniz dolduruldu; yaşam alanları ve vatandaşın geçimini sağladığı binlerce zeytin ağacı tehlikeye atıldı. Kadını, erkeği ve çocuğuyla halk, zorla dayatılan düzensiz bir yaşam karşısında direnişe geçerken, Çaltılıdere’nin ‘Marina dere’ olmaması için büyük bir mücadele örneği gösterildi.

14 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan ‘Çaltılıdere’de bir sabah ansızın: Hastane bahanesiyle tersane’ başlıklı haberimiz aracılığıyla konuyu gündeme getirip önemli bir kamuoyu oluşturmuştuk. Fakat haberin yayımlanmasından yaklaşık 10 ay sonra son durumu gözlemlemek adına tekrardan alana gittiğimizde içler acısı bir durumla karşılaştık. Flamingoların artık olmadığı, balıkların üremediği, zeytin ağaçlarının tamamen yok edildiği bir manzara vardı. Artık vatandaşı, doğal bir güzelliğin olduğu Koy değil, yüksek katlı beton yığını karşılıyor! 10 ay önce direnişe geçen halk ise bugün gelinen son noktada rant için ikiye bölündü. Mahalle sakinlerinin bir kısmı yeni yaşam alanı sayesinde ekonomik sıkıntılardan kurtulacağını düşünürken, büyük çoğunluk üretimin durduğunu, böylesine bataklık bir alana tersane yapılamayacağını söylüyor.

ÇALTILIDERE SIĞ VE BATAKLIK

Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz İzmir Gemi Mühendisleri Odası (GMO) eski Başkanı Dr. Burak Acar, zamanında alana dair mücadele veren önemli isimlerden biri. Çaltılıdere’nin sığ ve bataklık yapısı nedeniyle tekne ve yat imalatına uygun olmadığını öne süren Acar, son gelişmeler karşısında oldukça ciddi uyarılarda bulundu. Asgari 3 metre derinliğe sahip olması gereken imalat bölgesinin, derinlik ve zemin sorunu olmayan bir yerde seçilmesi gerektiğine dikkat çeken Acar, “Çaltılıdere gibi tamamen bataklık bir alanda tekne ve yat imalatına uygun bir zemin elde etmek çok maliyetli olacak. Bu durumda alt ve üst yapıların yatırım maliyeti de artacaktır. 15 yıldır her seçim öncesi Çaltılıdere’nin gündeme getirildiğini, seçim geçtikten sonra da gündemden düştüğünü izliyoruz. Çok acil ihtiyaç olan üretim bölgesinin seçimi yapılırken, avantaj ve dezavantajların doğru saptanması, gerçekçi projelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor” bilgisini paylaştı.

GERİ ADIM ATILMALI!

Bir an önce geri adım atılması gerektiğini savunan Burak Acar, “Kimseyi rahatsız etmeden ve uluslararası standartlarda bir üretim yapabiliriz. Karaburun Yarımadası’nın batısında, Küçükbahçe-Karaburun arasındaki sahil şeridinde, deniz kıyısında ya da denize yakın, mülkiyeti kamuya ait araziler var. Katma değeri yüksek ve doğrudan istihdam sağlayan tekne ve yat imalatı sektörü, çevreyi kirleten, doğa düşmanı bir sektör değil. Bilakis, uygun şartlar sağlandığında Türk ekonomisinin yüz akı sektörlerinden biri olmaya adayız. İzmirli tekne ve yat imalatçılarına yer seçimi yapılırken, sektörde üretim yapanların da görüşlerinin alınması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

ACİLEN SORUŞTURMA BAŞLATILMALI!

Çaltılıdere Mahallesi Muhtarı Şenol Yoldaş ise şu bilgileri aktardı: “Gördüğünüz deniz alana ‘kurak alan’ raporu alınarak, Yat İmalatçıları Kooperatifi tarafından tersane ve liman yapıldı. Her şey yaklaşık 9-10 ay önce bir sabah ansızın oldu. İş makinelerini sessizce Koya soktular, denizi bir güzel doldurdular. ‘Deniz olarak kabul edilmeyen’ sulak alan içerisinde flamingolar yaşıyordu, balıklar ürüyordu ve koyun hemen yakınlarında bulunan on binlerce zeytin ağacı vardı, vatandaşımız üretimini öyle sağlıyordu. Fakat o ağaçlar, balıklar, flamingolar talan edildi. Hem canlılar hem de tarımsal üretim tehlike altına girdi. Tersane tamamen yapıldıktan sonra mahallenin çehresi değişecek, evler müteahhitlere peşkeş çekilecek. Bugün değil, 25 yıl önce Çaltılıdere maden ocaklarıyla adım adım talan edilmişti zaten. Şu an tüm bunları kimin yaptığını bilmiyoruz. Herkes sus pus. Acilen soruşturma başlatılmalı.”

İlginizi Çekebilir...

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script