Çanakkale Destanı Sergisi İzmir’de

Çanakkale Savaşı’nı ve destan yazılan kahramanlık örneğinin, toplum hafızasında canlı tutulması amacıyla 101. Yıl Savaş Malzemeleri Müzesi Sergisi ile İzmir’de açıldı


  • Oluşturulma Tarihi : 08.03.2017 07:09
  • Güncelleme Tarihi : 08.03.2017 07:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çanakkale Destanı Sergisi İzmir’de

DERYA NABİT

Kültür, sanat, tarih temalı etkinlikleriyle öne çıkan MaviBahçe, Çanakkale destanını anlatan 101. Yıl Savaş Malzemeleri Müzesi Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. Çanakkale Müzesi Genel Koordinatörü Cengiz Yürükaslan,  “Sergimizde bin parçalık malzeme var. Koca bir Çanakkale burada” dedi.

12 Mart’ta kadar açık kalacak sergi büyük ilgi görüyor. Bugüne kadar Türkiye’nin 160 ayrı noktasında sergi açtıklarını belirten Çanakkale Müzesi Genel Koordinatörü Cengiz Yürükaslan, “Koca bir Çanakkale burada. Bin parça malzeme var. Birçoğu Çanakkale tarihinin bilinmeyen, kitapların çok az yazdığı çok özel malzemeler. Müze çok büyük bir görevi yerine getiriyor. Beş yıldan bu yana Türkiye’yi dolaşıyoruz. Amaç Çanakkale’ye gidemeyenlere oraları anlatabilmek. Bu güne kadar 160 yer ziyaret ettik” dedi.

SIHHİYE ÇADIRININ ACIKLI ÖYKÜSÜ

Çanakkale’de her gittikleri yörenin Çanakkale’de yatan şehitlerinden oluşan şehitlik konumu kurulduğunu anlatan Yürükaslan, bu yıl Sıhhiye Çadırı’nın da sergiye eklendiğini söyledi. Sıhhiye çadırının acıklı bir hikayesinin olduğunu ifade eden Yürükaslan, “Çanakkale’mizde her 200 metrede bir en azından kanını durdurup hastanelere sevkini yapan sıhhiye çadırlarımız bulunurdu. Müzedeki çadırımız o zamanı canlandırmak için kuruldu. Ancak hikayemiz acıklı ve önemlidir. Doktorumuz ve önünde yatan oğludur. Doktorumuzdan önce oğlu Çanakkale’ye cepheye gidiyor. Uzun bir zaman doktor oğlundan haber alamaz. Bir süre sonra doktor Kemal Bey, İstanbul’daki görevli olduğu hastaneden Çanakkale’deki bir sahra hastanesine görevli olarak geliyor. Sürekli yaralılar, ölüler gelip gidiyor. Bir gün önüne yüzü tanınmayan, kanlar içinde bir asker yatırılıyor. Doktor o telaş içerisinde askere bakıyor. Hiç kurtuluş ümidi olmadığı düşüncesiyle, ‘Ağaç dibine alın’ diyor. Bir müddet sonra o yaralı aklına geliyor ve ‘Getirin onu’ diyor. Yaralı hafif gözlerini açıyor, ‘Baba beni tanımadın mı’ diyor. Babası çocuğunu tanıyor. Oğlan son nefesini babasının kollarında veriyor. Baba, ‘Bu benim aslan oğlum, gölge bir yere gömün’ diyor. Müzedeki çadırda bu hikaye anlatılıyor” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi