Sayfa Yükleniyor...
Türkiye’de yeni yeni öğrenilmeye başlayan bebek SPA merkezleri ailelere ve bebeklere keyifli vakit geçirme imkanı sunarken, yeni doğmuş bebeklerin pek çok sorununa da iyi geliyor
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Ebeveynler için bebeklerinin bakımı çok önemlidir. Özellikle bu konuda tecrübesiz olanlar için bebek bakımı daha da büyük önem kazanır. Anne ve babalar bebek 40 gününü tamamlamadan onları dışarıya bile çıkarmaktan çekinirler. Oysa yurt dışında aileler tarafından oldukça talep gören ve ülkemizde de yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan bebek SPA merkezleri, çiçeği burnunda ailelere ilgi çekici bir aktivite alanı sunuyor. Ülkemizde 0-12 aylık bebekler açısından bakıldığında onlara yönelik hiçbir uygulama ve alan gözümüze çarpmıyor. İşte bu noktada karşımıza bebek SPA ve masaj merkezleri çıkıyor. Türkiye’de 4. firma olarak kurulan ve İzmir’de ise hidroterapili ilk merkez olma özelliğine sahip olan Baby Land Bebek SPA Merkezi’nin kurucusu, Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Anaokulu Öğretmeni Gizem Gezer, anne babalara bir keyifli zaman aktivitesi olan bebek SPA’sı ile ilgili ilginç bilgiler vererek herkesi bu eşsiz deneyimi yaşamaya davet etti.
0-12 AYLIK BEBEKLERE YÖNELİK
Üniversiteden mezun olduktan sonra özel kurumlarda anaokulu öğretmenliği görevini sürdüren ve 5 yıl boyunca da kendi anaokulunu işleten Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Bostanlı Baby Land Bebek SPA Merkezi’nin kurucusu Gizem Gezer, daha sonra kendi anaokulunu devrederek alanında yeni araştırmalara başladığını söyledi. Araştırmaları sonucunda bebek SPA merkezlerini keşfeden Gizem Gezer, Türkiye’de henüz yaygın olmayan fakat yurt dışında oldukça talep gören bu merkezlerden birini Türkiye’de kurma kararı aldı. Bebek SPA’sı ve masajı hakkında eğitimlerini de tamamladıktan sonra kendi firmasını İzmir Bostanlı’da kurdu. Bebek SPA merkezi olarak Türkiye’de 4. firma olan Baby Land Bebek SPA Merkezi, İzmir’de ise hidroterapi içeren ilk ve öncü merkez olma özelliği ile ailelere ve bebeklere hizmet veriyor.
Öncelikle bir sağlık kuruluşu olmadıklarını özellikle vurgulayan Gezer, “Biz tamamıyla burada ailelerin ve bebeklerin keyifli zaman geçirmelerine yönelik bir merkeziz” dedi. Gezer, daha sonra az bilinen bu uygulama hakkında şu bilgileri verdi: “Merkezimizde 0-12 ay arasındaki bebeklere hizmet ediyoruz. Çünkü bu aralıktaki bebekleri alıp dışarıda gezdirebileceğiniz bir alan yok. Genellikle yürümeye başlayan çocuklar için var. 0-12 aylık bebeklere hitap eden hiçbir yer yok. Biz aslında kuruluş amacımız bu olarak yola çıktık. Aile ve bebeğin keyifli zaman geçirmesi öncelikli hedefimiz.”
Merkezde bebeklere özel boyun simidi ile hidroterapili küvetler olduğunu aktaran Gezer, hidroterapi hakkında bilgiler vererek, “Hidroterapi suyun içerisine hava baloncukları veriyor. Herkes jakuzi sistemi gibi zannediyor ancak jakuzi gibi değil. Hidroterapi dediğimiz şey çok bambaşka bir şey. Nedir diye soracak olursanız ise; hidroterapi su üflemiyor, suya hava baloncuğu verdiği ve bebeğin de tüm vücuduna temas ettiği için aynı zamanda bebeklerin sindirim sistemini ve dolaşım sistemini rahatlatıyor. Bu da bebeklerin, gaz problemi, kolik ve kabızlık problemlerine çok iyi geliyor. Özellikle 0-3 aylık bebeklerde gaz problemi çok sık görülüyor. Biz bir sağlık kuruluşu değiliz ama verdiğimiz hizmetin bebekler açısından pek çok faydası var” diye konuştu.
GELİŞİMLERİNE DESTEK OLUYOR
“Bebeklerin zaten doğuştan bir yüzme yetisi var” diyen Gezer, “Bebekler anne karnında 9 ay boyunca bir sıvının içinde kalıyorlar. Bu doğuştan gelen yetiyi aslında biz burada pekiştiriyoruz ve kaslarının da güçlenerek hem bebeğin özgüven kazanmasına hem de vücudunun direnç kazanmasına yarıyoruz. Bu, bebeklerin anneden ve aileden ilk bağımsız kaldıkları alan diyebiliriz bu yüzden aileler ve bebekler oldukça heyecanlı oluyorlar” ifadelerine yer verdi. Gezer, “Bu işlem için bebeklerin göbek kordonu düştükten 1 hafta sonra yani ortalama 20 günlükten sonra merkezimize gelebilirler” diyerek anne ve babaların kafalarına takılabilecek soru işaretlerine şu şekilde cevap verdi: “Bebeklerin burada mikrop kapma gibi bir ihtimalleri ise kesinlikle yok. Çünkü küvetlerimiz her bebek için özel olarak doldurulup boşaltılıyor ve en sonunda ise ozon ile temizleniyor. İçinde klor ve herhangi bir kimyasal kesinlikle kullanmıyoruz. Bu tamamıyla arıtılmış saf su, yani içilebilir bir su diyebiliriz çünkü küvetin içerisindeki özel filtreler şebeke suyunu arıtıyor. Suyun PH değerini düzenlemek için de ozon ile temizliyoruz. Bu uygulama prematüre bebeklere de yapılabiliyor. Hatta gelişimlerine de oldukça destek veriyor” diye belirtti.
Bebeklerde dokuzuncu aydan itibaren farkındalık yetisinin de gelişmeye başladığının altını çizen Gezer, “Bizler 12 aya kadar hizmet veriyoruz ancak bebeklerde 9 aydan itibaren farkındalık yetisi gelişmeye başladığı için boyun simidini kabul etmeme reaksiyonu gösterilebiliyorlar. Bu simit bebekleri rahatsız eden ve canlarını acıtan bir simit değil elbette ki fakat bundan sıkılma durumları bazı bebeklerde gözlenebiliyor. Bebeklerimizin sıkılmaması için ise seanslarımızın sürelerini özel olarak ayarlamaya çalışıyoruz. Bir seans ortalama 1 saat sürüyor. Seansımızın ilk aşaması hidroterapili floating oluyor. Bunun süresi maksimum yarım saat oluyor ama yine de buna bebeğin karar vermesine izin veriyoruz. Çünkü her bebeğin sudan sıkılma süresi aynı değil. Daha sonra bebeklerimizi rahatlatıcı bebek masajına alıyoruz. Bu da yaklaşık 15-20 dakika kadar sürüyor. Biz burada tamamen bireysel çalışıyoruz. Yani merkezimize bir aile geldiği zaman yabancı bir aileyi yanındaki küvete almıyoruz. Verdiğimiz saat aralıklarında sadece o aileye ve o bebeğe hizmet veriyoruz. Bu da V.İ.P bir hizmet sunmamızı sağlıyor. Bebekler birbirlerinden çok çabuk bir şekilde etkilenebiliyorlar. Kimi bebek keyifli iken kimi bebek daha kısa sürede sıkılırsa bu diğer bebeğin de huzurunu kaçırabiliyor. Burada iki küvet bulundurmamızın nedeni ise ikiz bebekler gelebiliyor, kuzen olanlar birlikte gelebiliyor ya da aileler tarafından biz iki aile olarak gelmek istiyoruz şeklinde talepler gelebiliyor” açıklamalarına yer verdi.
ANNELERE JEST!
Birçok ailenin henüz bu sektöre çok yabancı olduğunu da belirten Gezer, “Bu sektörün yavaş yavaş bilinir hale gelmesi çok güzel fakat her sektörde olduğu gibi bunda da bilinçsiz yaygınlaşmalara son derece karşıyız. Burada ailelerin en önem verdiği şey güven ve hijyendir. Bizler bebek masajı esnasında bile dışarıdan bebek yağı sipariş etmiyoruz. Kendi ürettiğimiz yenilebilir soğuk sıkım yağlar kullanıyoruz. Çünkü bebekler ellerini çok sık ağızlarına götürüyorlar. İçinde özel bir formül bulunan tatlı badem yağı kullanıyoruz. Ve bu yağımız da doktor reçetesi ile hazırlanıyor. Yenilebilir olduğu için de hiçbir alerjen etkisi olmuyor” dedi.
Gizem Gezer, merkezin haftanın 7 günü açık olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Genellikle hafta sonları çok yoğun geçiyor. Bizim önerimiz haftada 1 olmak üzere ayda 4 kez bebeklerin bu uygulamaya girmesidir. Ücret olarak ise tek seans 125 lira olarak hizmet veriyoruz. Ailelerin buraya gelirken günlük bebek çantaları dışında yanlarına getirmeleri gereken başka hiçbir şey yok. Gerekli olan mayo bezi, havlu, boyun simidi gibi ekipmanları biz temin ediyoruz. Çoğu ürünümüz de tek kullanımlık olduğu için aileler rahatlıkla merkezimize gelebilirler. Bir sürpriz olarak da annelerimize her seansta bir el masajı hediye ediyoruz” diyerek anneleri sevindirdi.
BİLİNÇSİZ KİŞİLERE DİKKAT EDİN!
Son olarak dikkat çekmek istediğim nokta ise şu diyen Gezer, “Bu işi bilinçsiz kişiler sadece ticaret için yapmaya kalkmasınlar. Bu iş iki tane küvet almakla, iki tane bebek yatağı almakla ve Youtube’dan bebek masajı izlemekle öğrenilmez. Önemli olan bebeğe masaj yaparken vücudunun neresine temas edeceğini iyi bilmektir. Her bebek farklı reaksiyon verebilir. Her şeyi göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ailelerin alanında uzman kişilerden hizmet alması bu anlamda çok önemli” şeklinde konuştu.