- Gündem
- 06.07.2025 23:34
“Maliyetlerinin düşürülmesi için yem açığının kapatılması gerekiyor” denilen Ziraat Mühendisleri Odası’nın raporunda, “Çayır ve meraların zamansız, aşırı ve düzensiz otlatılması engellenmeli” ifadeleri kullanıldı
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de büyükbaş et üretiminde kesilen etin payı 2017 yılında yüzde 87,8 iken küçükbaş etin payı yüzde 12’de kaldı. Tarım sektörleri katma değer yaratma imkanı en fazla olanı hayvancılık et, süt ve diğer hayvansal ürünler sanayi dışında, doğrudan hayvancılığa dayalı ilaç, yem ve hayvancılık ekipman sanayi kolları ile yeni istihdam alanları da yaratarak ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Ülkemiz, farklı iklim yapıları, değişik tür ve ırktan çeşitli hayvan varlığı ve halen büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşayan nüfusu ile hayvancılık konusuna ayrı bir önem vermesi gereken konumda olsa da son yıllarda hayvansal üretimin toplam tarımsal üretim içindeki payında büyük bir artış yakalanamadı. Bakım ve besleme hataları, çevresel faktörler, hayvanların genetik kapasitelerinin yetersizliği ile hayvancılığa hala tarımın bir kolu ve tarımın sigortası olarak bakılması yeterli üretime engel oluyor.
40 MİLYONDAN 12 MİLYONA GERİLEME
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası raporuna göre; hayvancılık işletmelerinin en büyük giderini yem giderleri oluştururken, hayvancılığın bazı dallarında toplam işletme giderlerinin yüzde 70’ine kadar ulaşıyor. Hayvan beslemede önemli bir yeri olan çayır ve meralar büyük önem taşıyor. Yine rapora göre; Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren tarıma açılmış olan çayır ve meralar 40 milyon hektardan 12 milyon hektara düşerken bunun yanı sıra, aşırı ve düzensiz otlatma sonucu mera arazileri ağır tahribata uğrayarak fakirleşmiş, verimliliğini kaybetmiş ve büyük ölçüde erozyona maruz kalmıştır. Mevcut meralar ise hayvan varlığımızın kaba yem ihtiyacını karşılayacak durumda bulunmuyor. Ziraat Mühendisleri Odası’nın hayvancılık raporuna göre, hayvancılığı gelişmiş ülkelerde kaba yem ihtiyacının yüzde 80-90’ı çayır meralardan karşılanırken, ülkemizde bu oran nadas alanları dahil yüzde 38’dir.
Raporda, sığırcılıkta yem veya yem ham maddelerin alımı, işçilik, elektrik, su, temizlik malzemeleri, veteriner hizmetleri, vergiler, faiz ve sigorta primleri ki bunlar cari giderler büyük harcama gerektirdiği için karlı olabilmek ve işletmenin devamlılığını sağlayabilmek için işletmenin kaba yemlerini kendi arazisinden temin etmesi, kesif yemini kendisinin hazırlaması, işçiliğin aile fertleri veya güvenilir kişilerce sağlanması, eti ve sütü değerinde satması gerekiyor. Öte yandan TÜİK verilerine göre Türkiye’de büyükbaş et üretiminde kesilen etin payı 2017 yılında yüzde 87,8 iken küçükbaş etin payı yüzde 12’de kaldı.
KALİTELİ DAMIZLIK SORUNU
Rapora göre; küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin sorunlarının bir kısmı tarımın genel sorunlarından kaynaklanıyor. Sorunların önemli bir kısmı besleme ve yemleme ile ilgili olan küçükbaş hayvancılıkta Türkiye, kaliteli damızlık hayvan bulmakta zorlanıyor. Türkiye’deki koyun ve keçi ırkları genelde verim düzeyleri düşük ırkları olduğu için Cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan merinoslaştırma çalışmaları bırakılmış, değişik kurumlar tarafından geliştirilen yeni ırk ve genotipler yaygınlaştırılamadı. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde en büyük maliyet kaynağı yemdir. Ancak koyunların tükettikleri yemlerin yüzde 70-80`i mera, otlak ve yayla gibi doğal alanlardan karşılandığı için yem giderleri diğer çiftlik hayvanlarına oranla daha düşük. Öte yandan keçiler koyunlara göre daha dik, dağlık ve ormanlık alanlardaki meraları iyi bir şekilde değerlendirebilmekte, otlar kuruduğunda, çalı formundaki bitkilerin yapraklarından da yem olarak etkin bir şekilde yararlanıyor.
YEM AÇIĞININ KAPATILMASI GEREKİYOR
Hayvancılığın en önemli sorunlarından biri olan yem maliyetlerinin düşürülmesi için yem açığının kapatılması gerekiyor. Bu sorunun çözüm önerilerinin paylaşıldığı Ziraat Mühendisleri Odası’nın raporunda, “Çayır ve meraların zamansız, aşırı ve düzensiz otlatılması engellenmeli, ıslahı üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Meraların tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları bitirilerek münavebeli otlatmaya geçilmelidir. Ekim nöbeti içerisinde yem bitkilerine yer verilmelidir. Anız atıkları hayvan yemi olarak değerlendirilmelidir. Sertifikalı yem bitkisi tohumu için verilen teşviklere devam edilmelidir. Yem bitkileri üretiminin artırılması için hububat ve endüstri bitkileri ile rekabet güçleri artırılmalıdır. Yem bitkileri ekiliş alanlarını artırmak için ekiliş alanlarına göre desteklerin kademeli olarak artırılması gereklidir. Silajlık yem bitkisi yetiştirme ve silaj yapımı konusundaki teşvikler artırılmalıdır. Balya silajı yapımı gibi yeni kaba yem muhafaza yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Üzüm hasadından muhteşem kareler
Yangının acı rengi: Seferihisar griye boyandı