- Gündem
- 14.05.2025 12:08
İZDEMİR Enerji Elektrik A.Ş. tarafından yapılması planlanan İkinci Ünite İlavesi Projesine ilişkin olarak verilen ÇED Raporunun iptali için 252 vatandaş ve çeşitli dernekler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına itiraz dilekçesi verdi
E. ÇAĞLA GENİŞ
Foça ve Aliağadaki kül ve cüruf alanlara ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararının ardından İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunun İZDEMİR Enerji Elektrik A.Ş. tarafından yapılması planlanan İkinci Ünite İlavesi Projesine ilişkin olarak verilen ÇED Raporuna da itiraz edildi.
Ege Çevre ve Kültür Platformu, Foça Çevre ve Kültür Platformu, Foça Forum, Aliağa Çevre Platformu ve Bakırçay İnisiyatifi düzenledikleri basın açıklamasıyla karara ait itiraz dilekçelerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne teslim ettiklerini bildirdi.
252 VATANDAŞ İTİRAZ ETTİ
Foça Çevre ve Kültür Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Bahadır Doğutürk tarafından okunan basın açıklamasında bölgenin, rafineriler, petrokimya ve tehlikeli gemi söküm tesisleri, demir çelikler, haddehaneler, limanlar, ithal ve yerli kömür ve hurda depolan ve birçok kirletici tesisi etkisiyle yaşanamaz duruma geldiğine dikkat çekildi. Doğutürk, Kamuoyunun da yakından bildiği gibi Foça Ilıpmar, Kozbeyü, Horozgediği üçgeninde bulunan ve su havzası olan Gölyüzü mevkiinde vahşice depolanan cüruf, tufal, kül ve baca tozları hakkında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca yürütmeyi durdurma kararı vardır. Kararın gerekçesinde; bu kararın, ağır sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu, imar plan değişikliği hassasiyeti artmış olan bu bölgede yeni yatırımların önünü açacak nitelikte olduğu ve bu yoğunlaşmanın kümülatif etkisinin hesaplanması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bu çok değerli karara ve İDÇnin 1. ünitesinin davası devam ederken 2. ünite için ÇED süreci kapsamında halkın katılım toplantısının ertelenmesine rağmen ÇED süreci yeterli bulunmuş ve ÇED nihai kabul edilmiştir. Bu kabul edilemez karara yasal süre içinde itirazımız gerçekleştirilmiştir. 252 İzmirli, EGEÇEP Derneği ve çeşitli kurumlar itiraz etmiştir. İtirazımızda mevcut haliyle insan ve çevre sağlığını tehdit eden adeta koca bir mezarlık haline gelen Aliağa bölgesinde yeni hiçbir kirletici faaliyetin yapılmasının fiilen olanağı bulunmamaktadır diye konuştu.
BU CİNAYETE İZİN VERMEYİN
Yetkililere devam eden faaliyeti durdurmaları için çağrıda bulunan Doğutürk, Ege Üniversitesi Çevre Araştırma Enstitüsü ve Stutgart Üniversitesinin ortak yaptığı bir araştırma, İzmirdeki hava kirliliğinin temel nedeninin Aliağa yöresi olduğu, bölgedeki ağır sanayi kirlenmesi ve hava kalitesindeki bozulmanın Aliağa ilçesi ve İzmir ilindeki insan sağlığını, çevre ve canlı yaşamını tehdit eder nitelikte olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Faal olan İDÇ Termik Santralinin kapatılması gerekirken, hukuka aykırı biçimde ek ünitenin de faaliyete geçmesi Aliağa için, İzmir için bir cinayettir. Yol yakınken yetkililere sesleniyoruz; bu cinayete izin vermeyin, İDÇ termik santrali ikinci ünitesi için yapılan ÇED başvurusuna olumsuz karar verin, devam eden faaliyeti durdurun. Anayasanın 56. Maddesine göre Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir ilkesi ile yurttaş duyarlılığı içinde bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada her türlü demokratik hakkımızı kullanarak itiraz edeceğiz. Yaşamın korunmasından, çocuklarına sağlıklı yaşanabilir bir gelecek bırakmaktan yana olan İzmirlileri yaşamı savunma mücadelesine katılmaya çağırıyoruz şeklinde açıklama yaptı.
YEREL İKTİDAR HUKUK KAZANIMLARINI YOK SAYIYOR
İzmirde sağlıklı hava solumak için herkesi yaşam hakkını savunmaya davet eden EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Arif Ali Cangı, Faaliyeti süren ünitenin durdurulması gerekirken ikinci üniteyi devreye soktular ve kapasite artırımına gidildi. Şu anda bunun mücadelesi yürütülüyor. Termik santral alanı ve cüruf alanlarına ilişkin imar planları Danıştay idari dava daireler kurulu tarafından yürütmeyi durdurma kararının hemen ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yürütmeyi durdurma kararını etkisiz hale getirecek yeni kararlar aldılar. Bir taraftan yargısal süreçte hukuksal kazanım elde ediliyor diğer taraftan yerel iktidar bunu yok sayan yeni kararlar alıyor. Yaşamı savunan İzmirlilerin ayağa kalkarak sesini yükseltmesi gerekiyor. 25 yıl önce Konaktan Gencelliye kadar İzmirliler el ele tutuşmuşlardı ve termik santrali engellemişlerdi. İzmirde ve Aliağada sağlıklı yaşamak istiyorsak hukuksal mücadelenin yanı sıra herkesin yaşamına sahip çıkması gerekiyor. Biz temiz hava istiyoruz diye çığlık atması gerekiyor. Bunun başka bir yolu yok dedi.