Çeşme Tarihi yok edilecek!

Alaçatı’da Azmak Deresi üzerine konumlandırılmış ve Roma ya da Anadolu Selçuklu dönemine ait olduğu tahmin edilen tarihi bir köprü keşfedildi. Tarihi kaydı olmayan köprü, bölgenin imara açılma tehlikesiyle karşı karşıya


  • Oluşturulma Tarihi : 22.01.2019 10:48
  • Güncelleme Tarihi : 22.01.2019 10:48
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çeşme Tarihi yok edilecek!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Birçok tarihi değere ev sahipliği yapan Çeşme Alaçatı’da yeni bir gelişme daha yaşandı. Tatlı su ve tuzlu suyun birleştiği bir havzada yer alan Azmak Deresi tarihi kaydı olmayan 2 bin 200 yıllık köprüyü barındırıyor. Bir vatandaşın ihbarı üzerine yıllar sonra fark edilen köprünün Roma veya Anadolu Selçuklu dönemine ait olduğu söyleniyor. Fakat Çeşme, ödenek yetersizliği nedeniyle çalışması durdurulan Yeraltı Kilisesi gibi köprüyü de kaybetmek üzere. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1/25000’lik Nazım İmar Planlarına bakıldığında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilkelerine aykırı çalışmalar yapılarak havza ‘yeni yapılaşma bölgesi’ olarak gösteriliyor ve konut yerleşimine açılıyor. Köprüyü gündeme getiren ve gazetemize özel açıklamalarda bulunan Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği’nin İzmir’de yaşayan kurucu Genel Başkanı Başak Yasemin Kumaş, “Ulusal çıkarlar yerine kişisel çıkarlar ön planda. Biz bunları yok ederek ne çeşmeyi, ne turizmi, hiçbir şeyi kazanamayız. Önlem alınmazsa burada birçok kanun ve yönetmelik ihlal edilecek. Her şeyden önce bütün bu doğal güzellikler ve tarihi buluntuların hepsi tehdit altına girmiş olacak” dedi. Bütünüyle hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşan köprünün tescillenmesi gerektiğini vurgulayan Kumaş, bölgenin Millet Bahçesi ya da Açık Hava Müzesi olması yönünde dilekçeler verdiklerini kaydetti.



VATANDAŞ İHBAR ETTİ
Bir çoban tarafından fark edilip Ekinoks’a bildirilen Yeraltı Kilisesi’nin haberini daha öncesinde paylaşmıştık. Üniversite öğrencileri tarafından Yeraltı Kilisesi’ni günümüze kazandırmak amacıyla başlatılan çalışmalar yeni bir tarihi buluntunun ortaya çıkmasına neden oldu. Köprüye nasıl ulaştıklarını aktaran Dernek Başkanı Kumaş, şunları söyledi: “Bölgedeki tarihi yapılarla ilgili çoğunlukla bize ihbarla gelen haberler oluyor. Yeraltı Kilisesi de hemen köprünün yakınında, yaklaşık 700 metre ilerisinde bir parselde. Yeraltı Kilisesini bir çoban bizlere göstermişti. Onun dilekçelerini 4 sene önce verdik. 4 sene boyunca Yeraltı Kilisesi ile uğraştık. Yeraltı Kilisesini gün yüzüne çıkarmak için çalışmaların başladığını öğrenen başka bir vatandaş yakınlarında keşfedilmesi gereken ve hiç bilinmeyen bir köprünün olduğu ihbarını verdi. İhbarı yapan kişi ile birlikte bölgeye geldik.”



TARİHİ KAYDI YOK
“Biz daha viran, kötü halde bir köprü bekliyorduk” sözlerini kullanan Kumaş, “Hala sapasağlam. İncelemeler sonrasında Müze Müdürlüğüne başvurduk. Müze Müdürlüğünde böyle bir eserin kaydının olmadığını, tescillenmediğini anladık. Normalde bu şekilde ayakta kalmış çok eski tarihi eserlerin hepsinin müzede kaydı olur. Daha önce fark edilmemiş bir yapıyı derneğimiz ilk defa bu şekilde gündeme almış oldu” dedi. Sözlerine devam eden Kumaş, şöyle konuştu: “Normalde bir eser tescili alındığı zaman yaklaşık bir tarihlemesi Müze Müdürlüğünce yapılıyor. Bu eser henüz hiçbir şekilde tescil altına alınmadığı için yaklaşık bir tarihi yok. Yalnız bizim konuya ilişkin danıştığımız arkeologlar ve akademisyenler var. Onların görüşlerine göre ve kabaca bir tarihleme yapılırsa 2000 ila 2200 yıl öncesine ait. Bu da Anadolu Selçukluları ya da Roma İmparatorluğu dönemine denk gelen çok eski bir tarihi kapsıyor. Köprü Alaçatı için 2 bin 200 yıldır hiç deforme olmadan ayakta kalmış muazzam bir eser. Ancak görünen o ki bu zamana kadar hiçbir şekilde keşfedilmemiş. Derneğimizde köprüyü öncelikli konuları arasına almış bulunmakta.”
BÖLGE İMARA AÇILABİLİR!
Çeşme’de birçok tarihi değerin göz göre göre yok edildiğini ya da keşfetmek için çalışmalar yapılmadığını aktaran Kumaş, “Roma Köprüsü de yok edilecekler arasına girebilir, böyle bir tehdit söz konusu. Çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Koruma Havzası İmar Planlarında yani 1/100.000’lik imar planlarında bu bölge Koruma Havzası olarak belirlenmiş. Sit dereceleri değiştirildi fakat Koruma Kurullarının yönetmelikleri uygulanıyor. Kısacası bölgede normalde bir yapılaşma olamaz. Fakat aynı planın bir alt planı olan İzmir Büyükşehir Belediyesi 1/25000’lik Nazım İmar Planlarına baktığımızda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilkelerine aykırı olarak burası yeni yapılaşma bölgesi olarak gösterilmiş ve konut yerleşimine açılmış. İşin garibi ve kötü yanı bu konuda derneğimize ulaşan herhangi bir itiraz yok. Hâlbuki arkeolojik sit ve doğal sit alanlar artı sulak alanlar ilkeleri ihlal edildiği için itiraz hakları var. 2006 Başbakanlık, 2010 Cumhurbaşkanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın yürürlüğe koyduğu genelgeler çerçevesinde ‘sulak alanlar hiçbir şekilde yapılaşmaya açılamaz, dere yatakları kesinlikle imara açılamaz, dere yataklarındaki mevcut tesciller de hükümsüzdür’ açıklamaları yapıldı. Fakat 1/25000’lik plan bu mevkide, bu genelgelere aykırı çalışıyor. Bir şekilde önüne geçilmez ve önlem alınmazsa burada birçok kanun ve yönetmelik ihlal edilecek. Her şeyden önce bütün bu doğal güzellikler ve tarihi buluntuların hepsi tehdit altına girmiş olacak” yorumunda bulundu.
SADECE SAYFİYE YERİ
Çeşme’de ulusal çıkarlar yerine, kişisel çıkarların ön plana alındığını vurgulayan Kumaş, “Burası tatlı su ve tuzlu suyun birleştiği bir havza, sürekli olarak su var, balıkçı kuşların göç sahası ve balıkların üreme sahası, muhteşem bir botanik park. Ancak korunması, yaşatılması, turizme ve halkın hizmetine sunulması için, ören yeri haline getirilmesi için hiç bir çaba yok. Çeşme gördüğünüz gibi sadece yaz aylarında sayfiye yeri. Beach, disko ve yazlık konuttan ibaret. Bu şekilde marka iddiasında olmak mümkün değil. Buradaki mutlak yerleşim yerleri dışında kalan tarihi ve doğal güzellikleri korumak, turizme kazandırmak, ören yerleri haline getirmek zorundayız ki bir cazibe merkezi olma özelliğini korusun. Biz bunları yok ederek ne çeşmeyi ne turizmi, hiçbir şeyi kazanamayız. İnsanlarımızın ve yöneticilerimizin bunu idrak etmesi gerekiyor” dedi.