- Gündem
- 22.05.2025 15:58
Çeşme’de kurulduğu günden bu yana ilçedeki sorunları çözmek için gece gündüz mesai harcayan Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği, tamamen gönüllülük esasıyla hareket ederek ilçede yüzlerce soruna el atıyor
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği, İzmir’in göz bebeği Çeşme’nin bilinmeyen yanlarını ortaya çıkarıyor. Çeşme’nin yanı sıra İzmir’in dört bir yanında bulunan tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması, sahip çıkılması amacıyla kurulan dernek, bugüne kadar sayısız başarıya imza attı. Kurulduğu günden bu yana soruna neden olan konularda hukuki düzlemde çareler arayan, dernek ve kurumlara dilekçe yazarak halkı bilgilendirmeye çabalarken, dernek üyelerinin de bu yolda tamamen gönüllülük esasıyla hareket ettiği biliniyor. İlk günden beridir çizgilerini ve duruşlarını bozmadıklarını ifade eden Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Başak Yasemin Kumaş, “Hareketimiz halk tarafından da karşılık buldu. Gönüllülerimizin sayısı her geçen gün artıyor ve halk hareketine dönüşüyoruz” ifadelerini kullandı.
GAYRET GÖSTERİYORUZ
Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği ile ilgili gazetemize önemli bilgiler veren Başak Yasemin Kumaş, Çeşme merkezde kuruldukları için buradaki konulara çok daha hakim olduklarını söyledi. Kumaş, “Çarpık gelişen ve hukuka aykırı olayları savcılık ve idare mahkemelerine taşıdık. Çeşme’de derneğimiz girişimlerine kadar yıllar yılı illegal bir depolama sahasında çöpler yakılarak imha ediliyordu. Girişimlerimiz sonucu eski Valimiz Mustafa Toprak’ın emri ile kapatıldı. Halen yasal döküm depolama alanımız olmadığı için alanda depolama yapılıyor, biz de takipçisi olmaya devam ediyoruz. Aynı şekilde moloz döküm yerimiz yok, katı atık yasası gereği mevzuat hükümleri uygulanmıyor. Hayatımızı çevremizi, bölgesel ekonomi enstrümanlarını, tarım ve turizmi, eğitimi, ağaçlık alanları, kamusal ortak kullanım alanları, yaşam alanlarımızı doğrudan ilgilendiren tüm konularda imkan ve gücümüz yettiği oranda çalışma yapmaya gayret gösterdik. Termal sularımızın halkın ve turizmin kazanımı haline gelmesi, kum zambaklarımızın yaşam alanlarının güvene alınması, tarihi eserlerimizin korunması ve yaşatılması gibi çok sayıda resmi girişimlerimiz devam ediyor” diye konuştu.
İLKSES’E TEŞEKKÜR
Çeşme’de bugüne kadar yaşadıkları en büyük sorunun tabandaki duyarsızlık olduğuna dikkat çeken Başak Yasemin Kumaş, bir yeri koruyacak en önemli değerin orda yaşayan insanlar olduğunu vurguladı. Kumaş, “Kimi zaman güncel hayatın akışı, kimi zaman eğitimsizlik, tüketim toplumu hissiyatları ile günü ve anı yaşayan, önceki ve sonraki zaman dilimine dönüp bakmayan bir topluma dönüşmenin sıkıntılarını yaşıyoruz istendiği kadar yasa koyun, bir yeri koruyacak ve yüceltecek kişiler orada yaşamına devam eden insanlardır. Bir çevrede yaşanan tüm olumsuzluklar orada yaşayan insanlarca sahiplenilmeli, toplum yerele ve hükümete talepte bulunmalı ancak bizim önümüzdeki en büyük ikinci duvar basın sektörünün İzmir’de yerel yönetimin broşürü gibi çalışıyor olmasıydı. Örneğin Çeşme’de yayın yapan en önemli kaynaklar tamamen yerel yönetimin tanıtım reklam broşürü gibi çalışıyor. Gündem olması gereken konular gündem dışı olmayacak konular gündem içi tutuluyor. Bu algı operasyonuna karşı refleks geliştirmek çok zor. Fazla büyük radikal değişim ummadan, beklentilerimizi minimum tutan bir çizgimiz olmasına rağmen, yıllardır hukuk devlet ilkelerine dayanan çizgimiz, azmimiz ve her şeyden çok internet ortamı sayesinde bugün çok daha fazla insana sesimizi duyurabiliyoruz. Bu alamda ilk kez bu kadar geniş çapta sesimize kulak veren İLKSES Gazetesi’ne ayrıca teşekkürlerimizi borç biliriz” değerlendirmelerinde bulundu.
ÇÖZÜMLERİ İLE BİRLİKTE
Çeşme’nin dışarıdan görüldüğü gibi güllük gülistanlık bir yer olmadığını söyleyen Başak Yasemin Kumaş, bu sorunların çözümü için yaptıkları faaliyetleri anlattı. Kumaş, “Sorunları çözümleri ile birlikte ortaya koyuyoruz. En hayati başlıklardan biri fukarası olduğumuz tatlı su konusundadır. Dilekçelerimizde, arıtmaya bağlı kanalizasyon sisteminin yaygınlaşmasını, suyun ikincil kullanım seviyesinde arıtılarak, farklı bir şebekeden ikincil kullanım alanlarına gönderilmesini talep ediyoruz. Bu yapılamayacak bir iş değil. Park, bahçe ve yüzme havuzları gibi alanlarda buna son derece ihtiyaç var. Çeşme’de her yıl altyapı kazıları yapılıyor. Bu iş bir kerede bütünsel olarak eş zamanlı organize edilebilirdi. Çok büyük kazanç sağlanırdı. Yeter ki biraz da iyi niyet rol oynansın” dedi.
DİKKATE ALMIYORLAR
Çeşme’deki yerel yönetimin eksikliklerine de değinen Başak Yasemin Kumaş, yerel yönetimin ilçede ne yazık ki birçok şeyi dikkate almadığını belirtti. Kumaş, “Yerel yönetimin en büyük sorunu, kendi programı doğrultusunda yürüyüp, uyarıları ve beklentileri dikkate almaması, tabidir ki herkesi memnun edemeyeceklerdir. Ancak açıkça ortada duran onlarca problemi görmezden gelmek çözümsüzlüğü dayatmaktır. Örneğin termalimiz Akdeniz ve Ege’de hiçbir tatil beldesinin sahip olmadığı bir avantajımızken resmen yok sayılıyor. Yaz ve kış turizm ekonomisinden mahrum bırakılıyor. Palmarina Bodrum da bir Marina Oteldir. Spa ve sosyal tesisler birlikte yapıldı. Deniz suyunu kendileri ısıtarak 12 ay ekonomi dinamiği yarattılar. Bizim Yıldız Burnu’muzda termal sıcak su kendiliğinden çıkıyor. Hiç kimse dönüp bakmıyor. Bunlar anlaşılır tavırlar değildir. Büyükşehir belediyesinin kalıcı olarak çöp konusunu rafa kaldırdığı bir şehirde yaşıyoruz. Kirlilik bir yana çok büyük bir ekonomi dalını yıllar yılı orta yerde çözümsüzlüğe mahkum etmek, pratik ve makul yöntemler üretmemek, beceriksizlik diye niteleyip, kestirip atılacak basit bir konu değil” şeklinde konuştu.
VAZİFE ÇIKARMIYOR
Geçtiğimiz aylarda Çeşme ve ülke tarihi için çok önemli bir yer altı kilisesi keşfedilmiş ve Ekinoks Derneği’nin katkıları ile bu manastırda arkeoloji kazıları başlatılmıştı. Kazıların geçtiğimiz haftalarda durdurulması ile patlak veren klişe krizine değinen Başak Yasemin Kumaş, “Tarihi yerler hakkında öncelikli sorumlu müze müdürlükleri ancak yerel yönetimlerin istedikleri zaman istedikleri kurtarma ve restorasyon çalışmalarını desteklediklerini, gündeme aldıklarını, kamu oyu oluşturduklarını görüyoruz. 12 ION kentinin üyesi olduğu Tarihi Kentler Birliğine bu güne kadar neden Çeşme dahil edilmemiştir? Meryem ananın nihai ikameti kabul edilen Kuşadası’nda 5 manastır kilise kompleksi bulunuyorken, Çeşme’de 180 civarında olması çok derin anlam taşıyor. Bunlar nerede? Yeraltı kilisesi diyerek üstüne vurgu yaptığımız alan sadece yeraltı su sarnıcı olarak tescil edilmiş ve kaderine terk edilmişti. Yerel yönetim bu konularda üzerine vazife çıkarmıyor. Turizm kentimize gelen konuklara yeni yapılan yüz binlerce villalarımızı, inşaatta ulaştığımız teknikleri göstermeyeceğiz, yerel kültürümüz, yerel üretimlerimiz, tatlarımızı sunacağız” ifadelerini kullandı.
40 YILDIR GİRİŞİM YOK
Ekinoks Çevre ve Kültür Derneği’nin bu sene sosyal medyada en çok dikkat çektiği konulardan bir tanesi de Çeşme’nin simgesi haline gelen Tarihi Yel Değirmenleri’nin bakımsız kalması sorunu oldu. Değirmenlerin tüm Çeşme için özel bir anlama sahip olduğunu ifade eden Kumaş, “Çeşme’de sadece Alaçatı’da özel teşebbüs katkılarıyla restore edilen tarihi yel değirmenleri Alaçatı’nın sembolü oldu. Çeşme merkezde ve her köşemizde bunlardan bulunuyor. 40 yıldır hiç biri için girişimde bulunulmadı. Oysa hemen dibimizdeki Yunan adalarına giden yerli turistlerimiz restore edilmiş değirmenler önünde boy boy resim çekiniyor. İnsanımız da bu karşılaştırma olgusu zayıf. Hem dünyasına doğasına saygılı insan hem de vatansever olmak sorgulamayı, daha iyisi için çabalamayı gerekiyor. Yaşadığımız coğrafya bunu fazlasıyla hak ediyor” değerlendirmelerinde bulundu.
HAYAT GEÇEMİYOR
Çeşme’nin ülkemizde güncel turizminin başladığı yer olduğuna dikkat çeken Başak Yasemin Kumaş, “İstanbul bile 30 yıl evvelde Çeşme’nin yakaladığı ün ve başarıdan yoksundu. Değişen taleplere göre kendini yenilemesi gerekirken sürekli geriye gidiyor. Başta İzmir’in ve Çeşme’nin yatak sayısına bakmak gerek, turizm dinamiğinin ne kadar uzağında olduğumuzun göstergesidir. İkincisi yat bağlama kapasitesidir. Ege kıyıları Akdeniz rotası dışında kalmışsa bunun öncelikli sebebi halen mega marinaları konuşmuyor olduğumuzdan cep marinaları, semt marinaları tabirler ile tanımlanan 100-500 kapasite arası konuşuluyor ve bir türlü hayata geçemiyor. Sürekli olarak bunlar için koy kapatma çabası var, oysa Türkiye mega marina yapımında çok başarılı bir ülke, koylara girmeden, büyük mendirekler ile 2 bin – 3 bin teknelik son derece şık ve çevreci tesisler kurabiliyoruz. Çeşme’de de İzmir’de de bu konular gündem dışı. Gündemin dışına tutmak, çok büyük bir turizm ve ekonomi dinamiğini yabana atmak demek. Akdeniz havzasında yer arayan ve bulamayan milyonlarca tekne sırada beklerken, Ege kıyılarının kapasitesizliği büyük kayıp. İzmir ve ilçelerinde golf sahaları yok, Türkiye’nin ilk golf sahasının Bornova’da olduğu düşünülürse bu da çok acı. Şimdiki sahalar otellerin arıtma sistemleri ile sulanıyor. Çok yüksek turizm seçeneği olması dışında, ağaçsız bölgelerde devasa botanik bahçeleri üretmekte kullanılıyor. Ne yazık ki sahip olduğumuz değerlerin ve imkanların farkında değiliz” dedi.
SADECE İNŞAAT SEKTÖRÜ
Başak Yasemin Kumaş, “Çeşme’de zirai birlikler kurulmadı, yerel üretimlere sahip çıkılmadı, örneğin ovacıkta yıllarca enginar üreticisi, değişen piyasa ile rekabet edebilmek için konserve fabrikası talep etti, kimse bu yönde yatırım yapmadı. Bilakis dönemin sit kararları olabilecek girişimlerin de önünü kapatmıştı. Şimdi Çeşme’nin kalan son enginar üreticileri ürünlerini Urla konserve fabrikasına gönderiyor. El sanatları halı kilim dokuma gibi sanatlara yatırım yapılmadı. Üretici kazanamadı ve elini eteğini tarımdan çekti. Çeşme’nin tek kazananı inşaat sektörü oldu. Günün birinde o betonları yiyemeyeceğimiz de unutuldu ancak en başta tatlı suyumuz bu ölçekli yapılaşmaya yetecek miktarda değil. Bize göre Çeşme’yi daha sıkıntılı zamanlar bekliyor” şeklinde konuştu.