Çevre Mühendisleri Odası kutlamaya değil mücadeleye çağırdı

TMMOB Çevre Mühendisleri İzmir Odası yaptığı açıklamada, kutlama olarak geçen çevre gününe ve etkin kullanılmayan yönetim politikalarına tepki gösterdi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.06.2024 17:22
  • Güncelleme Tarihi : 05.06.2024 14:22
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Çevre Mühendisleri Odası kutlamaya değil mücadeleye çağırdı haberinin görseli

Muhabir - Berkay Erden / Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Çevre Mühendisleri odası İzmir şubesi, 1972 yılında 5-16 Haziran arasını kapsadığını ancak zaman içinde bu özelliğini yitirip 1 güne indirgenerek tüketim kültürünün bir parçası olduğunu aktardı.

Çevre Mühendisleri odası yaptığı açıklamada bu önemli konuyu  1 günlük bir kutlama değil mücadele haftası olarak gördüklerini belirterek, ‘’ TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak; 5 Haziran Dünya Çevre Gününü kutlama değil, 31 Mayıs-5 Haziran tarihlerini çevre sorunları, ekolojik yıkıma dikkat çektiğimiz, kamuoyunu bilgilendirdiğimiz mücadele çağrısı yaptığımız, Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası olarak değerlendiriyoruz.’’ İfadelerinde bulundu.

ÜLKEMİZDE EKOLOJİK YIKIM YAŞIYORUZ

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de doğal varlıklarının bir yıkım yaşadığını aktaran oda, ‘’40 yıllık Çevre Kanunu ve Çevre Bakanlığı geçmişine sahip ülkemizde, çevre kalitesinin korunup geliştirildiğini, ülke yönetiminde doğal varlıkların ve yaşamın korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin olduğunu söyleyemiyoruz’’ açıklamalarında bulundu.

Çevresel altyapı süreçleri ve çevre yönetimi; kentlerin planlanması ve yönetimi süreçlerinin tüm çevresel boyutlarında çevre mühendislerinin bakış açısı ve yaklaşımının zorunlu olduğunu aktaran oda, merkezi ve yerel yönetimlerde ise çevre mühendisi istihdamının yetersiz olduğunu aktardı.

BETONA VE RANTA DAYALI KENTLEŞME VE BÜYÜME POLİTİKALARININ TERK EDİLMESİ GEREKİYOR

Ranta dayalı imar uygulamaları, doğal varlıkların talanı, sınırsız büyüme hırsı, kamusal denetimin eksikliği ile birlikte felaketlere neden olduğunu aktaran çevre mühendisleri ‘’Sayısını tam olarak söyleyemediğimiz, yüz bine yakın insanımızı yitirdiğimiz 6 Şubat Depremi ile yaşadığımız büyük yıkımın etkileri devam ediyor. Bina yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları safhasında alınmayan önlemler ile solunan toz ve asbest riski; sulak alanlara, orman alanlara dökülen hafriyat atıkları çevre ve halk sağlığını tehdit ediyor. Depremden etkilenen kentlerde hava kirliliği, enkaz tozu ve ısınma için açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle ulusal limitlerin 2.5 katına, DSÖ kılavuz değerlerinin ise 7.5 katına çıktı’’ diye belirtti.

İZMİR HEDEFLERİNDEN UZAKLAŞTI

Her yıl yaptığımız Çevre Durum Raporu değerlendirmelerinde iyileşme görmediklerini aktaran çevre mühendisleri, İzmir’in içme, kullanma ve tarımsal sulama amaçlı su kaynakları olan Gediz, Küçük Menderes, Kuzey Ege Havzalarında su kalitesi en kötü seviyede olduğunu ve kirlenmeye devam ettiğini belirtti.

Kentleşme, artan kentsel göç ve nüfus ile yapılaşmanın getirdiği altyapı yetersizliklerinin yol açtığı sorunlara değinen oda, hava Kalitesi ve atık yönetiminde de kentin karnesinin iyi olmadığını söyledi.

Yaptıkları açıklamada bina yıkım süreçlerinde alınmayan önlemlere dikkat çeken oda, İzmir’de hala atıkların kaynağında ayrıştırılmadığını aktardı.

Kontrolsüz kentleşme yüzünden ‘’Ege’nin İncisi’’ olmaktan çok uzaklaştığımızı aktaran mühendisler kentsel dönüşüm adı altında kentin her yerinde kontrolsüz yapılaşmalar olduğuna dikkat çekti.

Demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevre korunamaz

Doğanın ve emeğin sömürülmesine değinen çevre mühendisleri ‘’Ülkemizde ve kentimizde yurttaşlarımızın yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yürüttüğü mücadele; çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu, çevrenin korunmadığı bir demokrasi olamayacağı gibi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin korunamayacağını gösteriyor’’ ifadelerinde bulundu.

Yaşamın ve kamu yararının tarafı olduklarını aktaran çevre mühendisleri ‘’yurttaşlarımızın esenliği ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı; örgütlü birliğimizi güçlendirerek,  ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı  kamuoyu ile paylaşıyoruz’’ diyerek açıklamalarını noktaladı.

Yazarımız Kim ?

BERKAY ERDEN