- Gündem
- 21.04.2025 12:27
İzmir Büyükşehir Belediyesinin, TÜPRAG ile sponsor ortaklığına gitmesini eleştiren Avukat Arif Ali Cangı, Su havzasını korumakla yükümlü olan büyükşehir, isterse bu madeni durdurur, kapattırır. Yeter ki istesin. Sponsor ortaklığı yerine nasıl kapattıracağına dair kafa yorsun dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesinin kentin içme suyunu kirlettiği bilirkişi raporlarıyla kanıtlanmış Efemçukuru Altın Madenini işleten TÜPRAG adlı şirket ile 3. İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi için sponsor ortaklığına gitmesine yönelik tepkiler büyüyor.
TÜPRAG ile Büyükşehir Belediyesinin ortak sponsorluğunun duyulmasının ardından etkinlik programında konuşmacı olan Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü öğretim üyelerinin etkinlikten çekilirken, İzmir Tabip Odasının Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğluna sponsorluktan çekilmesini talep eden bir mektup gönderdiği belirtildi. Mektubu alan Başkan Aziz Kocaoğlunun da telefonla genel sekreteri arayarak, Duyarlılığınıza teşekkür ederim. Haklısınız, yan yana durmamız gerekirdi ancak fark edilmeden oldu. Yan yana durmamız, altın madeninde yana olduğumuzu göstermiyor. Efemçukurunda altın çıkarılmasına kesinlikle karşıyız dediği öğrenildi.
BÜYÜKŞEHİRE SPONSORLUKTAN ÇEKİL ÇAĞRISI
20-22 Ekimde gerçekleştirilecek olan 3. İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesine az bir süre kala, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) bileşenleri İzmir Tabip Odasında bir basın açıklaması düzenledi. Altın madeninin 5 yıldır kentin tek yüzeysel temiz su toplama havzası olan Efemçukuru'nda üretimine devam ettiğinin altını çizen İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oya Otyıldız, madenin çalıştığı süre boyunca toprakta ve su kaynaklarında ağır metal kirliliğine yol açtığı bilirkişi raporlarıyla kanıtlandığını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesinin, İzmirin suyunu kirleten altın madenini işleten şirketle sponsor ortaklığı yapmasının kabul edilemez olduğunu belirten Otyıldız, Bu durum, altın madeni ile ilgili Büyükşehir Belediyesi tarafından şimdiye kadar söylenen bütün sözlerin aksine bir davranıştır. Bu durum, topraklarımızı, sularımızı kirlettiği kadar, sosyal yapımızı ve hukuku da kirleten altıncı şirketleri meşrulaştırmaktır. Bu durum, Başkan Aziz Kocaoğlu'nun söylediği Sadece Efemçukuru'na değil, sadece enfes üzüme değil, kentine, suyuna, ülkesine sahip çıkmak gerek sözlerinin inkarıdır. Bu durum, Başkan Aziz Kocaoğlu'nun Efemçukuru'nda söylediği İnsanımı korumak için, ülkemin suyunu, havasını, toprağını, korumak için sonuna kadar mücadele edeceğime buradan namusum şerefim üzerine söz veriyorum sözleriyle de tam zıt bir davranıştır. Bizler, kentini, doğasını, çocuklarının geleceğini düşünen İzmirliler olarak, kurum temsilcileri olarak, tanıdığımız, bildiğimiz Aziz Kocaoğlu ile bu durumu bağdaştıramıyor, İzmir Büyükşehir Belediyesini bu yanlıştan bir an önce dönmeye, sponsorluktan çekilmeye ve gerçek görevini yaparak sularımızı korumak için halkla birlikte ortak mücadele etmeye çağırıyoruz diye konuştu.
ADIM ADIM İZMİRİ ELE GEÇİRME PEŞİNDE
Başkan Aziz Kocaoğlunun savunmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı, Sayın Kocaoğlunun gerekçesi kabul edilemez. Zira sponsor olduğunuz etkinliğin programına bakmak, program dahilinde yapılacaklardan haberdar olmak zorundasınız. Programda Efemçukuru Altın Madenine gezi yapılacağı belirtiliyor. Bu gezi oranın propagandasını yapmaktır. Bu reklam faaliyetine bir şekilde Büyükşehir Belediyesi de katkıda bulunuyor. Zaten TÜPRAG adlı şirket önce arazileri satın alarak köyü ele geçirdi. Anlaşılan o ki, şimdi adım adım İzmiri ele geçirme peşinde. Bu konuda duyarlılığın artırılması, sorumluluğunun hatırlatılması ve yaptırım uygulanması gerekiyor. Bunun yolu kamuoyu yaptırımıdır, kınamadır, siyasi yaptırımdır. Bunu açık ve net olarak herkesin söylemesi gerekiyor. Bir siyasi kişiliktir, partisinin de gerekeni yapması gerekiyor. Şayet gerçekten Efemçukuru Altın Madeninin İzmir için tehdit olduğunu düşünüyor ise ifadelerini kullandı.
BÜYÜKŞEHİR İSTERSE BU MADENİ KAPATTIRIR
Altın madeninin kapatılması için yürütülen hukuki süreç hakkında bilgi veren Cangı, İzmirin su havzasını kirleten bir altın madeni var ve çalışıyor. Davalar devam ediyor. Bilirkişi incelemesinde tehlike tespit edilir ama Danıştay kalkıp bilirkişiler İzmirli olduğu için kararı bozar. Bu karar şubat ayında bu karar verildi. Ekim ayındayız. 8 ay geçti. İzmir 1. İdare Mahkemesi hala hiçbir şey yapmadı. Şayet Danıştayın bozma kararı doğruysa şimdi yapılması gereken bilirkişi heyetini oluşturup hemen keşfe gitmektir. 8 ay beklenmez dedi. Yürütülen mücadelenin ilgisizlik ve tepkisizlikle karşılandığını kaydeden Cangı, bunun baş sorumlusunun da su havzasını korumakla görevli yerel yönetim olduğunu savundu. Cangı, Büyükşehire samimiyet çağrısında bulunarak şunları söyledi: Hiç kimse merkezi hükümetin yetkileri çoğaltıldı, yerel yönetimin yetkileri kısaltıldı gerekçesine sığınmasın. Su havzasını korumakla yükümlü olan Büyükşehir, isterse bu madeni durdurur, kapattırır. Yeter ki istesin. Sponsor ortaklığı yerine nasıl kapattıracağına dair kafa yorsun. Hukuki ve siyasi yollara başvursun, kamuoyunu bilinçlendirsin. İzmirlileri ayaklandırsın. Eğer bu sorunu sorun olarak görüyorsa.