Cezaevinde intihar etmişti: Yenidoğan Çetesi sanıklarından İlker Gönen toprağa verildi

Antalya’da tutuklu bulunduğu cezaevindeki koğuşunda bileklerini keserek intihar eden Yenidoğan Çetesi davası sanıklarından 44 yaşındaki İlker Gönen'in cenazesi İstanbul’da toprağa verildi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.02.2025 18:31
  • Güncelleme Tarihi : 03.02.2025 15:33
  • Kaynak : DHA
Cezaevinde intihar etmişti: Yenidoğan Çetesi sanıklarından İlker Gönen toprağa verildi

Antalya Döşemealtı YG Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan ve Yenidoğan Çetesi davası sanıklarından biri olan İlker Gönen, 1 Şubat tarihinde tek kişilik koğuşunda çay bardağını kırarak intihara kalkıştı. Hastaneye kaldırılan Gönen, burada yaşamını yitirdi. Gönen’in cenazesi, Antalya Adli Tıp Kurumu'nda gerçekleştirilen otopsi işlemlerinin ardından, dün akşam saatlerinde ailesi ve avukatı Aydın Mantar tarafından alındı. Cenaze, İstanbul’a getirilerek toprağa verilmek üzere düzenlendi. Gönen’in cenazesine ailesi, yakınları, iş arkadaşları ve sevenleri katıldı. Cenaze, Küçükçekmece Atakent Mahallesi'nde bulunan Hacı Ömer Çetinsaya Camii'nde ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazı ile son yolculuğuna uğurlandı ve Kilyos Mezarlığı’na defnedildi.

'BİZ DE SÜRECİ TAKİP EDECEĞİZ'

Hakkında soruşturma açılmasına sebep olan sosyal medya paylaşımı hakkında açıklama yapan İlker Gönen’in Avukatı Aydın Mantar şöyle konuştu;

"Müvekkilimin, merhumun bana hayatta en son görüşmelerimizden bir tanesinde, duruşmaların devam ettiği esnada yaşandığını iddia ettiği, söylediği bir durumdu. Ben de bununla ilgili hukuki süreci başlatmamız gerektiğini kendisine söyledim. Ancak kendisi güvenlik endişesiyle bunu yapmamam gerektiğini söyledi. Her zaman söylediğim gibi kendisi benim tanıdığım en namuslu, en iyi, en vicdanlı insandır. Ona karşı bir abi gözüyle baktığım için onun bana verdiği sözü tuttum. Ancak gelinen nokta itibariyle şu an bir soruşturma yürüyor. İntihar mı, değil mi belli değil. Dolayısıyla bu aşamada bu bilginin kıymeti olduğu kanaatiyle bunu söylemek durumunda kaldım. Zaten mutlaka intiharla ilgili soruşturma ya da bu beyanlarımı sunacağım. Çünkü kendisinin iddiası şuydu; duruşma için adliyeye götürüldükten sonra döndüğünde kaldığı hücreye bir urgan bırakılmıştı. Yani böyle ısrarla sordum, ‘Küçük bir ip miydi, büyük müydü?’ diye. ‘Hayır. Daha kalınca bir ip’ diye cevap vermişti. Yani bildiğimiz, belki intihara düşündürecek bir ip. Dolayısıyla bunda bir psikolojik baskı olduğu için, bunda bir suç olduğu için, biz de hukuki işlem başlatmayı istedik. Ancak kendisi, kendi güvenliğini gerekçe göstererek bunun sadece ikimiz arasında kalması yönünde bana söz verdirdi. Ben bunu biliyorken, bildiğim bir şeyi, şu an yürütülen soruşturmaya bir faydası olması amacıyla söyledim. Zaten bu soruşturmada, intiharla ilgili yürütülen soruşturmada mutlaka beyanda bulunulacak. Doğrudan bir karar verilmiş değil. İlk bulgular intihar yönünde. Biz evrak görmeden, dosya görmeden, adli tıp süreci işletilmeden bir şey dememiz pek mümkün değil. Dolayısıyla biz de süreci takip edeceğiz. Adli Tıp otopsi raporlarını takip edeceğiz. İntihar mı, değil mi, intihara yönlendirme mi? Bunun hepsini biz de asıl soruşturma yürütüldükten sonra öğreneceğiz”

'TANIK OLARAK ÇAĞIRILMAYI BEKLİYORUM'

Gönen'in ailesine ve kendisine geç haber verildiğini ifade eden Avukat Mantar konuşmasına şöyle devam etti;

"Merhumun bana aktardığı bilgiyi, aslında doğruyu, bu soruşturmayı belki aydınlatabilmek için ben zaten belki tanık olarak çağırılmayı bekliyordum. Çünkü kendi talebim de bu yöndeydi. Tanık olarak bu dosyada benim söyleyeceklerim, en azından avukat görüş odasında olduğu için herhangi bir kayıt altına alınmayan, bu bana iddia ettiği bilgiyi aktarmaktan ibaret. Dolayısıyla bunun ne yanıltmakla bir ilgisi var, ne de manipüle etmekle. Ben tamamen yardımcı olmaya çalışıyorum. Ben ilk günden, ilk andan itibaren oradaydım. İlk andan kastımız şu. Bizim de basından öğrenebildiğimiz kadarıyla 15.38'de panik butonuna basıldığı, 16.00 ölüm saati. Ancak ailesi 4 buçuk saat sonra, 20.31'de aranıyor. 20.32'de de ben aranıyorum. Telefon kayıtları ortada. Ben bunların hepsiyle birlikte gideceğim. Çünkü 4 buçuk saat haber verilmemiş olması da ister istemez ailesinde, kamuoyunda bir soru işareti yaratıyor. Bu soru işaretlerini giderebilmek için ivedilikle gittim. Ben gittiğimde otopsi de yapılmıştı. Akşam 22.30-23.00 saatlerinde otopsi işlemi de yapılmıştı. Ona iştirak edemedik, katılamadık henüz. Pazar günü nöbetçi, tabii ki başka nöbet sistemi olduğu için ilçe jandarmadır, il jandarmadır, adliyede de bir önceki nöbetçilerden dolayı pek fazla bilgi alamadım. Neredeyse hiç bilgi bana ibraz edilmedi. Bundan da muzdaribim onu da söyleyeyim. Ancak bu saatten sonra cenaze için buradayız. Cenazeden sonra tekrar Antalya'ya gidip dosyayla ilgili teferruatlı bilgiye ulaşmaya çalışacağım"

DHA

Yazarımız Kim ?

DHA