- Gündem
- 14.05.2025 16:01
Cumhuriyet Halk Partisinin 35. Olağan Kurultayında yüksek bir oy alarak CHPnin en genç parti meclisi üyesi seçilen genç siyasetçi Emre Çam, partisinin yurtdışı örgütlerinin gelişmesinde önemli bir rol üstleniyor
E. ÇAĞLA GENİŞ
CHP İzmir Milletvekili Musa Çamın Fransa Strasbourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 2'nci sınıf öğrencisi olan 28 yaşındaki oğlu Emre Çam, CHP'nin 35. Olağan Kurultayı'nda yüksek bir oy alarak parti meclisine girmeyi başardı.
Küçük yaşlardan itibaren babasının siyasi yaşantısı nedeniyle siyasetle tanışan Çam, parti meclisine girme sürecini ve genç bir siyasetçi olarak bundan sonraki hedeflerini anlattı. Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra hedefleri arasında AİHM ya da Avrupa Konseyi olan Çam, bu kurumlarda çalıştıktan sonra Türkiyeye dönerek farklı boyutta siyaset yapmayı arzuluyor.
Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
-12 Eylül 1980'den sonra babam bir süre boyunca cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra yaklaşık 8 sene İsviçrenin Basel kentinde yaşamını sürdürdü. Bu esnada annemle tanışıp evlendiler. 14 Kasım 1987 Fransanın Mulhouse şehrinde doğdum. Bir süre boyunca Fransada yaşadıktan sonra Türkiyeye ailecek kesin dönüş yaptık. İlkokulu İzmirde okuduktan sonra annem ve kardeşimle Fransa'ya döndük. Strasbourg Business School'da Uluslararası Ticaret Bölümünden mezun olduktan sonra, çift diploma kazancını elde etmek için bir sene İrlandada Dublin Business School'da okudum. 2013/2014 senesinde İngilterede Leeds Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler eğitimi aldım. Şu an ikinci üniversitemi okuyorum; Strasbourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Derslerimi aksatmamaya özen gösteriyorum. Bakalım bu sene sonunda neler olacak.
Babanızın siyasi yaşantısının da etkisiyle nasıl bir ortamda büyüdünüz ve bu geleceğe dair kararlarınızı nasıl etkiledi?
-İzmirde ilkokula giderken babamı sadece hafta sonları görebiliyordum. Babamın hem sendikal hem de siyasi mücadelesi sadece beni değil, annemi ve kardeşimi de siyaset yapmaya itti. Yurtdışında doğup büyüdüğüm için hep dışarıdan katkı sunmaya çalıştım, ancak durum bugün biraz daha farklı. Yıllardır Strasbourgda aktif bir şekilde siyasi ve öğrenci derneklerinde görev yapıyorum. Geçmişte Fransadaki tek Türk öğrenci derneği olan Fransa Türk Öğrencileri Kongresinde görev yaptım. Görev aldığım süre boyunca Avrupa siyasetinin önde gelen isimleriyle tanışma fırsatı elde ettim. Tanıştıklarım arasında Martin Schulz, Hannes Swoboda, Daniel Cohn-Bendit, Jerzy Buzek, Joseph Daul, Catherine Trautmann ve Pierre Lellouche gibi isimler var. Ayrıca Strasbourgda Genç Sosyalistler Hareketinde de aktif bir şekilde yer alıyorum. Ve 2014 yılında CHP Strasbourg Birliğini 6 arkadaşımla birlikte kurup, sekreterlik görevini üstlendim. Bunu herkes bilmez ama su anda Strasbourg Genç Sosyalistler Hareketinin yönetimindeyim.
BABAMDAN DOLAYI ELEŞTİRİ OKLARI BANA ÇEVRİLDİ
Parti Meclisi'ne girme sürecinizden bahseder misiniz?
-Hala daha bu konuyla ilgili çeşitli bilgi kirliliği var. Bazı gazeteciler hala daha beni babamın listeye yazdırdığını düşünüyor. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Musa Çamı anahtar listesine yazmıyor ama oğlunu mu yazacak? Bunları okuyunca gülüp geçiyorum artık. Yurtdışı Birlik temsilcileri olarak Parti Meclisi üyeliği için seçime gittiğimizi bazı kesimler anlamakta zorluk çekiyor. Yurtdışı birlikleri beni değil de başka bir arkadaşımızı aday önerseydi, kimse eleştiride bulunmayacaktı. Ancak Musa Çamın oğlu olduğum için birden eleştiri okları bana ve de babama çevrildi. Kimse hangi zorluklarla, Genel Merkezden hiçbir maddi destek almadan Strasbourgda bu kadar kısa sürede neler yaptığımızı konuşmuyor. Benim öğrenci bursumdan, arkadaşlarımınsa CHP Strasbourg Birliğinin kurulması ve de açılması için kendi maaşlarından verip nasıl bir fedakarlık gösterdiklerini görmüyor. Bu bizi üzüyor.
Tam olarak sureci anlatmak gerekirse, Genel Başkanımız geçen yıl yaptığı gezilerde yurtdışından bir arkadaşımızı PMye alacağına dair söz vermişti. Bu vesileyle, Yurtdışı Birlik Temsilcileri olarak, 16 Ocak Cumartesi günü, Necdet Saraç, Nilgün Öner ve eski PM üyesi Fevzi Gümüş başkanlığında bir seçim yaptık. Yapmış olduğumuz seçimde ben Fransa Birliklerinin ortak adayı olarak gösterildim ve bana rakip olarak Hollanda, Almanya, Belçika ve Avusturya Birlik Başkanları başkanlığa aday olduklarını belirttiler. Seçime katılan 12 ülkenin 11 oyunu alarak PMye önerildim. Genel Başkanımız da beni anahtar listesine koyarak Yurtdışı Birliklerine vermiş olduğu önemi tazelemiş oldu. Aslında Genel Merkez bir karar alıp kendi adayını kendisi belirleyebilirlerdi. Ancak, parti tarihinde ilk defa Yurtdışı Birlik temsilcileri tarafından PM üyeliği için bir ön seçim yapıldı ve önseçimden en yüksek oyu alarak ben birinci çıktım.
Sonrasındaysa, anahtar listede olup olmadığımı bilmeden sabahın erken saatinden açık bir matbaa bulmak için kolları sıvadım. Belki inanmayacaksınız ama cebimde sadece 270 TL vardı. Parti Meclisi seçimine 270 TL ile girdim. Salondaki büyük pankartları, afişleri ve profesyonelce hazırlanmış el ilanlarını görünce diğer adaylara göre geride başladığımı biliyordum. Matbaada 250 TL harcayıp, bin 500 kartvizit bastırdıktan sonra salona geri dönüp Yurtdışı Birlik temsilcilerim ve İzmirden benim için arabayla gelen 4 arkadaşımla beraber çalışmalara başladım. Çok heyecanlı ve bir o kadar da stresli olduğumu söyleyebilirim. Yurtdışından bir kişinin PMde olacak olması beni çok heyecanlandırıyordu.
Kurultay salonunda dolaşan anahtar listelerinin çoğunda ismim geçiyordu. Muharrem İnce, Fikri Sağlar, İstanbul İl Örgütü ve diğer anahtar listelerde birçok kez adımı gördüğüme şahit oldum. En son gelen anahtar listede adımın çıktığını görünce içim biraz daha rahatladı diyebilirim. Ama tabii ki yine de biraz tedirginlik vardı.
"KENDİMİ İYİ TANITMAK İÇİN HERKESLE KONUŞTUM"
Babanız bu kararınızı nasıl karşıladı?
-Babamın bilgisi dahi yoktu Parti Meclisine aday önerildiğimden. Yurtdışı birlik temsilcilerinin bulunduğu ve başka kimsenin alınmadığı özel bir toplantı yapıldı. Öğrendiğinde şaşkındı. Çekilmem için birkaç kez telefonda aradı. Ancak, beni destekleyen ve de oy veren yurtdışı temsilcilerinin güvenini kıramazdım. Eğer ben değil de başka bir arkadaşımız aday önerilseydi, benim aldığım oyu alabilir miydi, inanın bilmiyorum. Salonda sıkmadık el bırakmadım. Kartvizitlerimi yere atan delegeleri görüp, kendimi tekrardan daha iyi tanıtmak ve de güvenlerini kazanmak için herkesle konuşuyordum.
Genç bir siyasetçi olarak bundan sonrası için amaçlarınız ve projeleriniz nelerdir?
-Hukuk Fakültesi bittikten sonra hedeflerim arasında AİHM ya da Avrupa Konseyi var. Strasburg, insan hakları ve demokrasinin başkenti. Bu kurumlarda çalışmak ileride de Türkiyeye dönüp farklı bir boyutta siyaset yapmayı arzuluyorum. Özellikle yurtdışında aldığım eğitimi ve bildiğim yabancı dilleri de hesaba katarak, ileride siyaset yapmak istiyorum. Bu anlamda gelecekte bir milletvekilliği neden olmasın? Ben yurtdışı milletvekilliğini savunan birisiyim. Yurtdışındaki vatandaşlar için bir seçim bölgesi oluşturup, buradan da neden vekiller seçilmesin? Bu konuda partimiz geçmişte bir çalışma yürüttü ancak şu anda bu konu rafa kaldırılmış durumda. Yurtdışı milletvekilliğinin ileride açılacağını düşünüyorum. Ancak benim için şu anda güncel olan, Yurtdışı Birliklerini yeniden yapılandırarak daha farklı bir noktaya taşımak. Bunu en iyi şekilde Tekin Bingöl ve Necdet Saraçın da desteğiyle yapmak istiyorum.
"GENÇLER KENDİ POLİTİKALARINI ÜRETMEK ZORUNDA"
Siyasette gençlere ve kadınlara daha fazla yer verilmesi sıklıkla tartışılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-İsveç, Fransa, Hollandadaki sol, sosyal-demokrat partilere bir göz atmanızı öneririm. Milletvekili ya da bakan olanların yüzde 95i geçmişte Gençlik Kollarında görev almış insanlar. Gençleri bir etkinlik düzenlendiğinde sadece bayrak asan, salonu süsleyen gençler olarak tanımlamamak lazım. Ancak gençlerde kendi politikalarını üretmek ve bunu geliştirmek zorundalar. Biz gençlerin Kürt Politikası nedir? CHPli gençler mültecilerin yaşadıkları sıkıntıları, zorlukları ve çözümlerini anlatan bir metin neden hazırlamıyor? Bu konu üzerinde yazılı bir raporumuz var mı? Yarın ABye girdiğimizde gençlerin konumu ne olacak, AB gençlere neler katacak? Bugün Avrupada transatlantik ilişkiler gündemden düşmüyor. Ve Avrupalı gençler kendi politiklerini üretip büyükleriyle paylaşıyor. Biz de kendi politikamızı üretmek, bunu büyüklerimizle tartışmak ve paylaşmak zorundayız. Hatta ve hatta bazı şeyleri empoze etmemiz gerekiyor. Ben CHPde bilgili ve birikimli gençlerinolduğunu biliyorum.
Avrupa'nın göbeğinde bir CHP International kurma projeniz var. Biraz bundan bahsedebilir misiniz?
-Yurtdışı Birlikleri henüz çok yeni Şu anda gerek parti tüzüğünde gerekse üye bazında ciddi problemler yaşıyoruz. Birliklerin Yargıtay tarafından tanınmaması da ayrı bir sorun. Ne yurtdışından ne de Genel Merkezden herhangi bir maddi yardım söz konusu. Birlikler kendi masraflarını üyelerin yatırdıkları aidatlarla çıkarıyor. Ancak bu çoğu zaman yeterli olmuyor. Bu sorunları teker teker aşacağımıza inanıyorum. Ama ben ileriye donuk farklı projeler üretmek istiyorum. Mesela Avrupanın göbeğinde bir CHP International neden kurulmasın. Kendi birliklerimizi denetleyeceğimiz organları neden kurmayalım. CHP sadece yurtiçinde değil yurtdışında da büyük bir aile. Bunun için biraz zamana, biraz inanmaya ve en çok ta hayal gücüne ihtiyacımız var. Ben hayal kurmayı seven birisiyim.
Ayrıca, Türkiyeden her ay düzenli bir şekilde milletvekillerini, yurtdışına, birlikleri ve o ülkedeki Türk Sivil Toplum Örgütlerini ziyaret etmelerini sağlayacak bir zemin oluşturmak için çabalayacağım.
Kafamda çok proje var. Projelerin tamamını yurtdışı temsilcilerimle fikir alışverişinde bulunduktan sonra Genel Merkeze sunacağım. Ben bir PM üyesi olabilirim. Ancak, beni PM üyesi yapan yurtdışı temsilcilerimin haberi ya da onay olmadan bir karar almayı uygun görmüyorum. Koordineli bir şekilde çalışıp, sağlam adımlarla ilerlemek istiyoruz.