Çiftçi bir drone ile 3 kuş vuracak

Geliştirdikleri sürü drone teknolojisi yazılımı ile tarımda ilaçlama maliyetini 3’te 1 oranında düşüren Meshine ekibi; çiftçilerin ilaç, su ve yakıt maliyetini düşürerek verimliliği artırmayı hedefliyor


  • Oluşturulma Tarihi : 31.05.2022 05:13
  • Güncelleme Tarihi : 31.05.2022 05:13
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çiftçi bir drone ile 3 kuş vuracak haberinin görseli


ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER

Yaklaşık üç yıl önce teknoloji yarışmaları için bir araya gelen Burak Yörük, Kadir Özgün ve Esad Dağ, yapay zeka ile ekip olmanın gücünü birleştiren Meshine Sürü Teknolojileri AŞ’yi kurdu. Güvenlik, eğlence, tarım ve enerji başta olmak üzere birçok endüstride kullanılabilen sürü drone teknolojisi üzerinde İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Teknopark’ta çalışmalar yürüten ekip, insansız hava araçlarının yüksek seviye otonom özellikli geliştirmelerini yapıyor ve bu araçların sürü teknolojisi denilen senaryolarını ve yazılım geliştirmeleri üzerinde çalışıyor.

ÖNCÜ ÇALIŞMALARDAN BİRİYİZ

Endüstriyel İHA hizmeti sağladıklarını belirten Kurucu ortaklardan Burak Yörük, “Teknofest’te derece aldıktan sonra yaptığımız çalışmanın dünyada yapılan öncü çalışmalardan biri olduğunu gördük ve biraz daha üstüne gitmek istedik. Simülasyonda yaptığımız işi gerçeğe taşıdık. Sonrasında TÜBİTAK programına başvurduk ve o programı da başarıyla kapattık. Akabinde bir KOSGEB programı başvurumuz oldu ve mayıs itibarıyla tamamladık. Pandemi döneminin başlangıcında NSF Global firması ile tarıma yönelik insansız hava araçları ile ilaçlama konusunda partnerlik kurduk. Teknoloji geliştirme tarafında sorumluluğu biz üstlendik. Şu anda birden fazla zirai aracı kendimiz geliştirdik ve alan gözetimi üzerine 3 araçtan oluşan bir platform oluşturduk. Netice olarak hem tarım tarafında hem de arama-kurtarma güvenlik tarafında ürün geliştirme sürecimizde sona geldik” dedi.

HER ŞEYİ OTONOM YAPIYORLAR

Sistem hakkında detaylı bilgi veren kurucu ortaklardan Kadir Özgün ise şunları söyledi: “Sürü drone sistemi dahilindeki her bir İHA birbirinden haberdar şekilde devam edebilmekte ve birbiri ile haberleşerek kolektif bir çalışma gerçekleştirmektedir. Bunun sağladığı yarar da şu; herhangi bir pilot ya da insan girdisi sağlamadan kendi içlerindeki haberleşme ve çalışma ile sistemin istenilen sonuca ulaşmasını sağlıyor. Görev dağılımını herhangi bir insan müdahalesine ihtiyaç duymadan otonom bir şekilde yapıyorlar. Geniş alanda eğer bir insan aranıyorsa alanda bir bilgi bulduklarında bilginin paylaşılması ve buna yönelik arama alanlarının genişletilmesi ya da küçültülmesini otonom bir şekilde yapabilmekteler. Bu tarz girdilerde şu an için üç drone üzerinden bir platform kurduk ve 256 drone’a kadar çıkarabileceğimiz altyapı sağladık. Geniş alan gözetimi ve ilaçlama ile ilgili tüm altyapımızı kullandığımızda çok daha büyük alanlarda çok daha büyük görevlerin yapılmasına olanak veren bir sürü sistemi oluşturduğumuzu söyleyebilirim” diye konuştu.

DEVRİYE ATAN DRONELAR

Güvenlik noktasında drone’larla ilgili projenin son aşamasında olduğunu ifade eden Kadir Özgün, “Bu yapının bir üst aşamasında drone kuleleri dediğimiz sistemler geliştirmek istiyoruz. Bir insanın ya da güvenlik gücünün bulunmasına ya da müdahalesine gerek kalmadan çeşitli dönemlerde ve zamanlarda devriye atabilecekler. Drone kulesi sistemlerinde geliştirme aşamasında olduğumuz özel şarj sistemi ile herhangi bir pil değişimine gerek kalmadan oradaki sisteme konduktan sonra şarj olacak ve sonrasında yine alanda devriye atabilecekleri bir sistem ortaya çıkacak. Bu işin drone tarafı tamamlandı diyebiliriz. O konuda sistemimiz faal duruma geçti. Şu an drone’ları konduğu kule ile ilgili planlamalar ve geliştirmeler devam ediyor. Ekip toplamında İHA’lar üzerine 15 senelik bilgi birikimi avantajı ve kendi geliştirdiğimiz drone yazılımı ile modüler bir sistem geliştirdik. Bu sebeple geliştirilen bu yazılım birden fazla sisteme kolayca uyum sağlayabilmekte.” dedi.

YURT DIŞINDAN İŞ ALMAK İSTİYORUZ

Sadece yurt içinde kalmak istemediklerini yurt dışına da açılmak istediklerinin altını çizen Burak Yörük, “Drone’ların temelde kullanılan yerine baktığımızda uzaktan algılamaları var. Bir de havadan müdahale var. Bizim geliştirdiğimiz iki farklı segmentteki araç bu iki alanı da kapsıyor. Böyle olduğu zaman biz hem uzaktan algılamayı yapıp anında müdahaleye geçebilecek birbirinin yerine ikame alabilecek platform tasarlıyoruz. Çünkü bu platform üzerinden biz hizmet sağlıyoruz. Kiralamasını yapıyoruz. Yıllık ya da saatlik kiralamalar ile kendi geliştirdiğimiz araçları bir yangın senaryosuna yönelik de uygulayabiliyoruz ya da endüstriyel alandaki gözetim içinde kullanabiliyoruz. Yurtdışında drone hizmetlerinde Avrupa önemli bir pazar. Burada rüştümüzü ispatladıktan sonra önce Avrupa’da sonra ABD’de iş almak istiyoruz. Şu anda bir kontağımız Brezilya’dan. Brezilya’nın önemli bir tarım ülkesi olmasının yanında güvenlik ve kaçakçılık alanında da sorunları var. Başta güvenlik ve kaçakçılık ile ilgili sunum istemişlerdi ancak şimdi tarıma da yöneldiler. Onlara detaylı bir sunum hazırlamaya çalışıyoruz” diye bilgi verdi.

PESTİSİT ORANINI DÜŞÜRÜYORUZ

Kadir Özgün, Türkiye’de tarımda ilaçlama noktasında drone’lar kullanılıyor ama sürü sisteminin tarımda çiftçiler için daha fazla avantaj sağladığına vurgu yaparak, “Küçük tarlalar için tek drone yeterli olsa da bizim çeltik, pamuk, mısır üzerine yüz binlerce dönüm arazilerimiz var. Fındık gibi engebeli araziler var. İnsanın girmesinin zor olduğu ve büyük olan arazilerde drone kullanımı büyük avantaj sağlayacak. Santimetre hassasiyetinde konumlama ile çalışan bir sistem sunuyoruz. Sunduğumuz hassasiyetten ve püskürtme sisteminden kaynaklı çok büyük ilaç miktarına ihtiyacınız olmuyor ve pestisit oranını düşürüyoruz. Bizim ihracata giden çoğu tarım ürünlerimiz pestisit oranı yüzünden geri dönüyor. Örnek vermek gerekirse traktörle ilaçlamada 1 hektarlık alana 800 litre su ile ilaçlama yapan konuştuğumuz bir pamuk üreticisi vardı. Buradaki aynı alanı biz drone’la 10 litre ile yapabiliyoruz. İlaç haznemizi büyütme imkânımız da var ve sudan kazancımız oluyor. Zamana girdiğimizde de 300 bin dönümlük bir arazi üzerinde simülasyon ile testler yaptık. 85 adet traktörle 22-23 gün süren ilaçlamayı biz 20 drone ile yaklaşık 4.5 günde tamamlayabiliyoruz. Bunun maliyet avantajı çok yüksek. Mazottan, sudan ve ilaçtan düşürüyoruz ve bunun yanında traktör gibi büyük tekerlekli araçların ürüne verdiği zararı düşürüyoruz. Pamuk ilaçlamada traktör kullanımı ürüne yüzde 10’a varan zarar veriyor ancak havadan drone ile yapılan ilaçlamada üründen herhangi bir kayıp söz konusu olmayacak” dedi.

5 MİLYAR DOLARLIK SEKTÖR

Burak Yörük, 2027’e kadar her yıl sektörün yüzde 13 büyümesinin beklendiğini ifade ederek, “Bugün itibariyle drone sektörü global olarak 22 milyar dolarlık bir pazarı geçmiş durumda. Tarım alanında 3 sektör üzerinde bir proje ortağımız var. İşin pazarlama noktasında ulaşabildiğimiz bir hedef kitle var. Hepsine reel olarak ulaşıp hizmet sağlamak isteriz. Hedefimiz bölgesel filolar oluşturarak onları ihtiyaç duyulan bölgede yönlendirmesini yapmak. İlaçlama kısa sürelerde yapıldığı içi herkesin bir drone sahibi olmasına gerek yok. Biz de ilerleyen yıllarda kendi içimizden bir şirketin sadece tarımla ilgilenmesini bekliyoruz. Farklı hizmet alanları da ayrı bir firmaya dönüşebilir. Drone’lar 10 seneye kadar her alanda yayılmış olacaklar. Bizler de burada bulunarak öncü firmalardan biri olma vizyonundayız. İşin daha başlarındayız. En başta Türkiye’de daha sonra bölge ülkelerde bayilikler şeklinde ilerleyerek bu işi olabildiğince ihracata da yöneltmek istiyoruz” diye konuştu.

MALİYETİ 3’TE 1 AZALTIYORUZ

Çiftçiler için dönüm başına ilaçlama maliyetinin 3’te 1 oranında azaldığına dikkat çeken Kadir Özgün, “Şu anda yakıt fiyatlarını düşündüğümüzde mazotu tamamen hayatınızdan çıkardığınızda görece çok daha ucuz ve verimli bir sistemle ilaçlamada çiftçilerin giderleri 3’te 1 oranında azalacak. 2020-2021 Aralık aylarında pamuk için yaklaşık olarak dönümünde 85-90 TL gibi bir ilaçlama maliyeti bilgisini almıştık. O dönem bizim maliyetlerimiz ile aynı iş, 3’te 1 fiyatına denk geliyordu. Şu anda dönüm başına maliyetler 140-150 TL’yi bulabilir. Ama biz bunu 40-50 TL gibi fiyatlarda sunabileceğiz. Dönemsel olarak kullanılacağı için çiftçinin satın alması gereken bir ürün değil. İnsanın olduğu her noktada bir hata payı mevcut ve verimlilik görece daha düşük. Sistemi tamamen verimlilik üzerine planladığınızda ve otonom hale getirdiğinizde tüm kayıplardan kurtulmuş oluyorsunuz. Hatta insanların çalışamadığı gece vakitlerinde ve ulaşılması zor alanlarda bu drone’lar gidip çalışabileceği için yeni tarım alanlarının oluşmasına da yardımcı olabilir” bilgisini paylaştı.