- Gündem
- 11.05.2025 19:23
USK’nın çiğ süt fiyatının litresini 7,50 TL olarak belirlemesini ‘Üretici açısından olumlu bir karar’ olarak değerlendiren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Öztürk, “Artışın üreticiye yansıması için yem fiyatları da kontrol altında tutulmalı” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Ulusal Süt Konseyi (USK) çiğ süt fiyatını 15 Mayıs’tan itibaren geçerli olmak üzere litresini 7,50 TL olarak belirledi. Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, USK’nın yaptığı zammı gazetemize değerlendirdi. Yapılan zammın üreticiler nezdinde anlamlı olması için yem fiyatlarının da tıpkı süt fiyatlarında olduğu gibi kontrol altında tutulması gerektiğine vurgu yapan Öztürk, ülkede bir tarım politikasının oluşması gerektiğine dikkat çekti. Öztürk, 7,50 TL’lik çiğ süt fiyatının raftaki süt fiyatlarına yansımasının ise yüzde 30’larda olabileceğini de sözlerine ekledi.
ARTIŞ, ÜRETİCİLERİMİZ AÇISINDAN İYİ
Çiğ süte yapılan fiyat artışının süt üreticileri açısından olumlu bir karar olduğunu belirten Öztürk, ancak artışın süt satışlarını azaltacağını söyledi. Öztürk, “Öncelikle en büyük sıkıntımız yem fiyatlarının aşırı derece artmaya devam etmesi. Bu noktada çiğ sütte böyle bir zammın yapılması ortaklarımız ve üreticilerimiz açısından iyi. Ancak bu zam, sütün raf fiyatlarına yüzde 30 gibi yansıması mutlaka belli bir kapanma gösterecektir. Yani süt satışlarımızda bir azalma olacak. Üreticimizin bu fiyat artışından yararlanması en büyük dileğimiz” diye konuştu.
YEM FİYATLARININ GERİSİNDE KALDI
Çiğ süte neden zam yapıldığını sebepleriyle birlikte açıklayan Öztürk, en büyük çekincelerinin ise süt zammından hemen sonra yem fiyatlarında oluşabilecek bir artış. Öztürk, “Çiğ süt fiyatının artmasının sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz. Öncelikle belli bir parite var, yem paritesi ve süt paritesi. Ancak çiğ süt fiyatları bu paritelerinin gerisinde kaldı. Zira yemin büyük bir kısmı ithal ediliyor. İthal arttıkça fiyatlar artıyor, fiyatlar arttıkça da süt fiyatları geride kaldı. Bunu dengelemek için böyle bir zam kararı alındı. Üretici ve ortaklarımız için güzel bir karar. 7,5 TL eğer girdi maliyetleri artmasa üreticiye yetecek ve ayakta tutacak bir fiyat ama iki gün sonra yem fiyatları başta olmak üzere girdilerde fiyat artışları olursa sütün 7,5 TL olması da bir anlam kazanmaz. Üretici yine eski haline döner” ifadelerine yer verdi.
TARIM POLİTİKASI ŞART!
Üreticiyi korumak için tarım politikasının şart olduğunu söyleyen Öztürk, şöyle konuştu: “Ülkemizde bir tarım politikası şart. Üreticiler olarak önümüzü görmemiz lazım. Mesela süte zam gelir gelmez yemcinin diğer taraftan zam yapmaması gerekiyor. Yem fiyatları kontrol altında tutulmalı. Nasıl ki süt fiyatları kontrol altında tutuluyorsa yem fiyatlarının da kontrol altına alınması şart. Yani süte zam geldiği günün ertesi günü ya da ay içerisinde yem fiyatları 2-3 kere artmamalı. Süte yapılan zammın daha üreticiye yansımadan, parası cebine girmeden yem fiyatlarında artış oluyor.Bu şekilde üretici kaybediyor, üretici kaybederse hepimiz kaybetmiş oluyoruz. Bunun olmaması için hep birlikte çalışmalı, bir tarım politikası geliştirmeliyiz.”
HAYVAN BULMAKTA SIKINTI YAŞIYORUZ
Öztürk son olarak “Yem başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki fiyat artışları sonrası üretici ciddi oranda anaç hayvanını sattı ya da kesmek zorunda kaldı. Bu da ciddi bir et piyasasının oluşmasına sebep oldu. Devletin bu konuda bir çözüm bulması lazım. Zaten hayvan bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Bu sıkıntımız daha da büyümeden harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.