- Gündem
- 01.08.2025 00:44
Çiğli Belediyesi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde engelli bireylerin sorunlarının tartışılması adına çalıştay düzenledi. Engelli aktivistler, özel haklar istemediklerini normal insanlar gibi haklar istediklerini belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Çiğli Belediyesi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde engelli bireylerin sorunlarının temel bir ayrımcılık sorunu olarak ele alınacağı ve temel politika önerilerinin tartışılacağı ‘Yerel Yönetimlerde Hak Temelli Engellilik Politikası Çalıştayı’ düzenledi. Belediye meclis salonunda düzenlenen çalıştayın sonunda Çiğli Belediyesi’nin ‘ayrımcılık’ ve ‘hak temelli’ engellilik politikası önerileri ile hizmet çalışmalarına yön verilmesi hedefleniyor. Açılışta konuşan Çiğli Belediyesi Başkan Yardımcısı Barbaros Kiriş, engellilerin ayrımcılık gördüklerini ifade ederek “Engelliler kimseden sevgi beklemiyor. Tek istedikleri eşitlik ilkesinin hayata geçirmesidir. Toplumda engellilik merhamet göstermek, yardım etmek olarak algılanıyor ve isteği bağlı çözüm üretiliyor. Uygulamalar isteğe bağlı uygulanıyor. Engellilere yapılan hizmetler lütuf olmamalıdır. Birçok alanda engelliler ilişkin geleceğe ilişkin çalışmalar yapılması gerekiyor. Yerel yönetimlerde bunu yapmalıdır. Biz de bu yüzden buradayız. Sizlerin görüşlerini, sorunlarını dinlemeden bu işi yapmazdık. Bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.
GÖSTERMELİK YARDIMLAR YAPILIYOR
Çalıştayın ilk oturumunda konuşan engelli aktivisti Bahar Yavuz, her zaman engellik meselesini konuşurken farklı modellerin dile getirildiğine değinerek, “Bunlardan en temelde karşılaştığımız yardım temelli. Engellilerin eksik görülmesi ve yardım edilmesi. Biz bunu okullarda eğitim ve kültürel etkinliklerde görüyoruz. Engellilere uygun yer haline gelmesi yerine onlara göstermelik yardımlar ediyoruz. Her gelene para dağıtırsanız bir gün paranız biter. Ona nasıl para kazanılması gerektiğini öğretmemiz gerekiyor. Yardım eksenli uygulamanın sorun çözümlü değil. Bir diğer model ise medikal bir model. Kimse 5 duyu organını tam kullanmıyor. Bunlardan biri eksik diye engelli olarak etiketliyoruz. Bunun gerçekliği yok. Çünkü normal kişi yok. Genelle yayıyorsanız o da yok. Normal insan diye bir şey yok. Medikal uygulamalar ise herkesi normal hale dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu bizi ileriye götürmez. Fiziksel acılar çeken insanlar için ilaçlar ve tedavilerin faydası var ama medikal modele fazla bakmamız lazım” diye konuştu. Yavuz, engellilerin yardımına hak temelli yaklaşımın yetiştiğini belirterek “Kimliklere bağlı olarak buna uygun politikalar geliştiriliyor. Herkes eşit olabilmeli. Sadece engelliler için bir şey yapma durumu da var? Ben herhangi birey gibi bir etkinliğe gidemiyorsam zaten ayrımcılığa uğramış oluyorum. Ayda bir engelliler için tiyatro yapıyorsanız yapmayın. Sadaka oluyor. Herkesin ihtiyaçlarına göre düzenlemesi gerekiyor hayatın. Engellilerin de her insan gibi hakkı var. Özel haklar istemiyoruz. Normal insanlar gibi haklar istiyoruz” dedi.
AYNI POLİTİKALAR DEVAM ETMEMELİ
Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Görevlisi Adil Çamur ise ülkedeki engelliler politikası üzerine konuştu. Çamur şunları kaydetti: “Politika öncesi dönemde engellilere yönelik düzenlemeler olduğunu söyleyebiliriz. Bunun için kırılmayı 2005 olarak alabiliriz. Mevcut politika 2005 tarihinde birden bire mi ortaya çıktı? Hayır, öncesi de var. Geçmişin mirası ve talepler vardı. Ancak mevcut politikalar AK Parti döneminde arttı. Çünkü AK Parti engelliliği politikası olarak seçti. Tabanda destek buldu ve karşılığını gördü. TBMM’de bütün düzenlemeler ve yasalar oy birliği ile geçti. Diğer partilerden ya da milletvekillerinden engelli yasaları ile ilgili olarak olumlu anlamda itirazlar ya da katkılar da olmadı. AK Parti engellilere hizmeti piyasaya açarken sivil toplumlarla işbirliği yaptı ve neoliberal politikalara dönüştürdü. Bugün geldiğimiz nokta böyle. Bundan sonra ne olacak? Bugünkü politikanın kamusallığı savunduğu bir politika olduğu güç. Engellilerin katılımları ile geliştirilmeli. Bir ayak yerel yönetimlere dayanıyor. Bunu yeniden tartışmaya açmak gerekiyor. Yerel yönetimle hareket edilmelidir. CHP’nin bu konuda bir komisyon kurduğunu biliyorum. Yerel yönetimlerde bunu yaygınlaştırabilir. Burada uyarım aynı uygulamalar devam etmemeli. Engellileri dahil ederek çalışma yaparak kamusal politika yapabilir. Bu bir eşitlik mücadelesi. Herkesin katkı vermesi gerekiyor.”
BİZ ÇOK DERTLİYİZ
Mahir Işık ise 30 yıldır Türkiye’de uygulanan politikaları anlamadığını vurgulayarak “10 engelli olan bir ülkede yaşıyoruz. Bir bakış açısı var ama bu açı yanlış. Yıllardır örgütleniyoruz. Bu açıdan BM’nin sözleşmesi bizi yanıltmasın. İnsan haklarına baktığımızda engellilerin özel hakları yok. Bizi toplum farklı görüyor. Bizimle arkadaş olmak istemiyorlar. Beraber iş yapmak istemiyorlar. Rehabilitasyon bizde çok moda. Engellileri alıp normalleştirelim diyorlar ama rehabiliteyi normal insanlara yapmak lazım. İstatistikler bunu söylüyor. Yerel yönetimler engellilere hizmet sunmak istiyorlarsa süreci, bilimsel açıdan değerlendirmelidir. Biz çok dertliyiz” ifadelerini kullandı.
ÇİĞLİ BELEDİYESİNDEN ÖRNEK UYGULAMA
Bu arada Çiğli Belediyesi meclis salonunda engelliler için çeşitli düzenlemeler getirdi. Erişilebilirliği sağlamak adına tekerlekli sandalye kullananlar için özel bölüm oluşturuldu. Çalışmalar kapsamında verilen bilgiye göre çalıştayın akabinde sahneye erişim anlamında bir asansör yapılacağı belirtildi. Ayrıca işitme engelliler için indüksiyon döngü sisteminin de olacağı meclis salonunda çalışmaların 2020 Haziran ayına kadar bitirilmesi hedefleniyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ