Sayfa Yükleniyor...
Devin Uyanışı ve Tragedya’nın doğuşu romanlarının Yazar Cilasin Özgür ile kitapları ve yazarlık öyküsünü konuştuk. Özgür, röportajımızda 3’üncü romanın yolda olduğunu okurlarına müjdeledi
ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Klaros Yayınları etiketiyle Devin Uyanışı ve Tragedya’nın Doğuşu Romanlarını yayınlayan Cilasin Özgür, yazarlık öyküsünü anlattı. Dostoyevski ve Kafka’nın hayranı Yazar Cilasin edebi anlamda ilk birşeyler üretmeye 20 yaşında başladı. Bu yolda ailesinin desteğini gördü. Cilasin’in hedefi dünyanın en büyük yazarlarından biri olmak. Şimdilerde 3’üncü romanını yazan Cilasin okurlarıyla kısa zamanda tekrar buluşmayı planlıyor.
Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
Cilasin özgün, 1983 İstanbul doğumluyum. Dumlupınar Üniversitesi bilgisayar ön lisans mezunuyum.
Balkan göçmeni bir ailedenim. 3 yıl kadar kendi mesleğimi icra ettim, sağlık sebebiyle ayrıldım bir daha geri dönmek nasip olmadı. İşçi çocuğuyum küçüklüğümde babama çıraklık ederdim… Orada burada biraz iş tecrübem oldu.
Edebiyatla nasıl tanıştınız, ilk edebi anlamda ne zaman bir şeyler yazmaya karar verdiniz, çevrenizin bu konudaki desteği ne düzeyde idi?
Kendimi bildim bileli büyük yazarlara ve filozoflara meraklıydım. Küçükken bazı yazarları okumuştum. Çevremin etkisiyle tanıştım edebiyatla… Daha o zaman yazar olmayı istemiştim! Ama araya okul falan girdi. Edebiyat bölümünü okumayı istedim ama olmadı, yine de bence en büyük yazarlar alaylı olanlardır, Sabahattin Ali hariç. Dostoyevski ve Kafka hayranıyım. İlk bir şeyler yazmaya 20 yaşımda falan yazmak kısmet oldu, daha önceden de belki olmuştur. Ailemin desteği manevi olarak olumluydu, sağ olsunlar. Benden bir şeyler olacağı belliydi galiba. Onları seviyorum!
Hayatınızda en fazla iz bırakan olay nedir?
En fazla iz bırakan sanırım iki olay var: birincisi geçirdiğim küçük bir bunalımdır. Önemli olan sağlıklıyım iyiyim, hayat devam ediyor. Tekrar ayağa kalkabildiysem ne mutlu bana. En önemlisi sağlık ve huzur hayatta. Ayağa kalkmayı istemek gerekiyor, bu da şans meselesi. İkincisi: Yazar olmaya karar vermemdir, bereket versin!
HAYATINIZ HAZIRLIĞINIZDIR
Bugüne kadar hangi mecralarda yazılarınız yayınlandı. Elde ettiğiniz ödül ve başarılardan söz eder misiniz?
2 romanım çıktı Klaros etiketiyle. Öykülerim Kirpi, Aksisanat edebiyat dergisinde çıktı halen yazıp gönderiyorum. Tragedyanın Doğuşu ve Devin Uyanışı romanlarım. Ödülüm şimdilik yok ama Kastamonu belediyesi 1.Oğuz Atay öykü yarışmasının sonucunu bekliyorum! İnşallah derece elde ederim! Dört gözle bekliyorum! Bir de Dünyanın en büyük yazarlarından biri olmayı istiyorum. Hayatımın anlamı yetenek ve başarıdır. Olursa ne mutlu bana! Bunu açıkça söylemek bence iyi bir şey. Boş bir kibir değil… Tüm zamanımı üslup ve iyi yazmak konusunda düşünerek geçiririm, okuyarak vs. hayatınız hazırlığınızdır! Beni ben yapan hayallerim ve şimdiyi ne ile geçirdiğimdir.
Bu söyleşiden çok umutluyum! Okuyucu beni tanısın bilsin isterim! “Hayatta kötü bir şeyin ilginç tarafı kalmıyor.”
Geçtiğimiz yıl Devin Uyanışı kitabını okurlarınızla buluşturdunuz. Bu kitabı elimize aldığımızda nasıl bir içerik görüyoruz. Kitabınızı özetleyecek olursanız neler söylersiniz?
Devin Uyanışı; genç bir sanatçının ressamın mücadelesini hayallerini gerçekleştirme istemesi
Konusundadır. Tarzım; Gizemli, psikolojik, gerçekçi ve epiktir. Çok yoğun imgelerle ve üslupçu şekilde yazıyorum. Okuyucu bunu bilmelidir. Resim veya tablo gibi olsun istedim! Daha psikolojik yerleri de vardır. Hayalleriyle uğraşırken, toplumsal olaylar başlar; fakirlikle siyasi çalkantılarla 80 yılı olayları falan olur. Arkadaşı kaçırılır, en yakın arkadaşı en acı olayı yaşar! Ondan yardım beklerken onu kurtarması gerekir. Ayrıca rastlantısal olaylar; sahilde rastladığı beklenmedik karakterler hayatına girer, kaptanlardan, balıkçılardan, balıkçı köyünde yaşananlardan, kent ortamında ünlü bir ressamla mücadele etmesinden bahsettim genç ve tutkulu bir ressam olan Cahit anlatılır. Yine kötülüğe ve haksızlıklara uğrar kahramanımız. Hem sanat hem de gerçekler çarpıcı şekilde anlattım sanırım. Adam kaçırma, adam yaralama, sanat hayatı, birde fakirlik, rekabet, vs. Üslubuma ve Yeteneğime güveniyorum. 2 ressam arkadaşın serüveni Kafka ve Sabahattin Ali gibi. Modernist tarzda romanım. Betimlemelerime güveniyorum.
Korona Pandemisi döneminde birçok yazar-şair okurlarıyla online platformda buluştu. Sizde bu ve buna benzer etkinliklerde bulundunuz mu?
sadece bir kere çevrimiçi sohbete katıldım. Pandemi sebebiyle hemen her şey aksadı, ertelenmek zorunda kalındı maalesef. Çok faydalı olabilirdi imza günüm olsaydı. .
OKUYUCU ADIMI UNUTMASIN
İlerleyen günlerde sizden yeni bir eser görecek miyiz, edebiyatta kendinize nasıl bir yol haritası belirlediniz?
3’üncü romanımı yazıyorum. İyi olması için uğraşıyorum. Yiğitlik ve Kahramanlık hakkında... Ölene kadar yazmak ve yaratmak istiyorum! Gittikçe daha iyisini yazmalıyım. Amacım hayalim En büyüklerden biri olmak, kendimce… Okuyucu adımı unutmasın. Herkesin aklında kalmalıyım, naçizane… Ayrıca şimdiki eserimde duygulara daha çok yer vermem gerektiğini anladım. Hem çarpıcı hem anlamlı olmalı yine öyle olacak!
Kitap fuarları okur-yazar buluşma etkinlikleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kitap fuarları yazarlar için en önemli etkinlik. Kısmet olursa katılmak istiyorum. Herkes geliyor kalabalık geçiyor fuarlar. Birde imza günleri var tabi. Bence çok değerli bunlar. Şimdiye kadar stand arkasında katılmadım.
Korona pandemisi ile birlikte evde geçirdiğimiz zaman zarfıda bir hayli uzadı. Bu süreçte kitap okuma oranının arttığı söyleniyor. Siz bu düşünceye katılıyor musunuz?
Kitap okuma miktarları oranları artmış gibi görünüyor. İnsanlar sanki gerçekten daha fazla okumaya çalışıyor. Fakat okuyan kişiler hep aynı kişiler ya da kesim olmamalı. Genelde gençler ya da meraklı olanlar okuyor. Okuyanlar yine aynıları bence… Genç yazarlara da fırsat verilmelidir.
Yeni yazarlarla tanışmak gerekir.
Haber Merkezi