- Gündem
- 20.07.2025 21:53
Sayfa Yükleniyor...
Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, çocuklardaki gelişim geriliği hakkında bilgiler vererek ailelere önemli uyarılarda bulundu. Baş, “Çocuklarınızı teknoloji ile ihmal etmeyin” dedi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Son zamanlarda çevremizde çok fazla duymaya başladığımız bir kavram var. ‘Gelişim geriliği’ Özellikle 0-6 yaş döneminde kendini gösteren var aileler tarafından ihmal edildiği takdirde önemli boyutlara ulaşan gelişim geriliği sorunu hakkında konunun uzmanlarından ailelere ciddi uyarılar yapılıyor. Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş da son dönemde artan gelişim geriliğine dikkat çekerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sedat Baş, “Çile çekmeyen çocuklar, çile çektirmekteler. Böyle giderse gelecekte her iki çocuktan bir tanesi gelişim geriliğine maruz kalacak” dedi.
BABALAR GÖRMEZDEN GELİYOR!
Özellikle fiziksel bir gelişimden değil de karakter ve motor davranış bozuklukları hakkındaki gelişim geriliğinden bahsettiğinin altını çizen Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, “Örneğin üç yaşına gelmiş bir çocuk hala konuşamıyorsa demek ki burada doğru gitmeyen bir şeyler var demektir. Ama aileler özellikle de babalar bu durumu görmezden gelmekteler. Eğer çocuk ilgisiz bir ailede büyüyorsa bunu ancak çocuk anaokuluna başladığı zaman öğretmenleri fark ediyorlar. Babalar genellikle durumu ‘Zaten ben de geç konuşmuştum, çocuğum da bana çekmiştir’ diyerek geçiştirmeye çalışıyorlar. Oysaki buradaki gelişimsel gerilik sadece dil ile alakalı değil. Bilişsel anlamda, sosyal beceri ve öz bakım anlamında, ince motor ve kaba motor alanlarında gelişim gerilikleri görülebiliyor.
Ebeveynlerin gelişim geriliğini nasıl anlayabileceklerine ilişkin ise; konuşmama, içine kapanıp kendisine özel bir dünya yaratma, gerçek dünyada ise kendini var edememe, kavramları algılayamama gibi belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Genellikle en büyük sinyal dil gelişimi yani konuşamama ile verilir. Bu da genellikle ailelerin çocuğu teknoloji ile ihmal etmesi probleminden kaynaklanıyor. Anne baba arasındaki iletişimsizlik, yemek yesin ya da yaramazlık yapmasın diye çocukların eline tablet, telefon gibi teknolojik aletlerin verilmesi, televizyon başına oturtmak ve bir de anneanne, babaanne, dede gibi aile büyüklerinin çocuğun her isteğini yerine getirmesi gibi durumlar çocukların iletişime olan ihtiyacını azaltınca dolayısıyla dil gelişimi konusundaki sorunlar da kaçınılmaz oluyor. Artı buna bir de çocuğun gelişiminde gerekli olan uyaran eksikliği eklenince durum belki de daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Burada uyarandan kastımız ise oyuncaklar, oyun köşesi yapılması veya çocuklarla hayal kurulabilecek aktivitelerin yapılması yani çocukla vakit geçirebilmek ve akranlarıyla bir araya getirmek gibi etkinliklerdir” diye konuştu.
ÇOCUK PARKLARI BOMBOŞ
Günümüzde gelişim geriliğinin eskiye nazaran çok daha fazla görülen bir durum haline gelmeye başladığını ifade eden Sedat Baş, “Böyle giderse gelecekte her iki çocuktan bir tanesi gelişim geriliğine maruz kalacak. Aileler aşırı korumacı bir tavır içerisindeler. Çocuk parkları bomboş duruyor. ‘Aman hasta olmasın, aman yere düşmesin’ diyorlar. Oysa bunların hepsi de çocuğun ihtiyacı olan şeyler. Özellikle aşırı korumacı aileler çocuğu neredeyse bir kafese ya da bir fanusa kapatmış gibi davranıyorlar. Fakat aynı zamanda bu aşırı koruyu ailelerin çocuklarını şiddete maruz bırakmaları da gelen vakalar arasında en çok rastlanan durumlardan biri. Bu çok büyük bir tezat ve çocuğun gelişimini tamamen sekteye uğratan bir durumdur” dedi.
“Daha önce çocuklarda kişilik gelişiminden bahsetmiştik. Kişiliğin yüzde 90’ı zaten 0-6 yaş arasında oluşuyor. Siz şu anda aile olarak ne ekiyorsanız ileride de onu biçeceksiniz” diyen Sedat Baş, “10 yaşındaki çocukların telefonları, tabletleri var. Her istedikleri yapılıyor. Böyle bir çocuk süre sonra da her şeyden sıkılmaya başlıyor. Bu çocukları bir düzenin içerisinde sokmak da bir hayli zor oluyor. Anne babalar çok sorumsuz. Çocuk eğitimi anlamında bir sorumluluk almadıkları için de sorumsuz bireyler yetiştiriyorlar. Bunlar çok küçük şeyler gibi görünse de etkiler çok büyük olabiliyor. Çile çekmeyen çocuklar, çile çektirmekteler. Burada çile denilince de hemen eziyet etmek, aç bırakmak ya da zor durumda bırakmak akıllara gelmesin. Fakat çocuk hayırdan ve yoktan anlamalı. Yaptıkları ve yapmadıklarının sorumluluklarına katlanabilmeyi öğrenmeliler çükü bunlar hayatın içerisinde var. Devlet bu konuda pek çok ücretsiz imkan sağlıyor. Rehberlik araştırma merkezleri, aile çalışma merkezlerinin danışmanlıklarına katılabilirler, bu konuda birçok kitap ve makale var. Bunları okuyabilirler. Yeter ki istesinler” açıklamalarına yer verdi.
ÇOCUĞUNUZLA OYUN OYNAYIN
Anne babalara son olarak bir çağrıda daha bulunan Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, “Çocuğunuzla günde en az düzenli bir şekilde 45 dakika oyun oynayın. Fakat bunu çocuğun sizi 4-5 saat ele geçirmesine kesinlikle izin vermeyin. Ağlasa da kendi kendine de oyun oynamayı öğrenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.