- Gündem
- 20.05.2025 00:58
Sokakta yaptığı pantomim gösterileriyle tanınan İlker Kılıçer, cezaevindeki hükümlü ve tutuklu çocukları sanatla buluşturdu. Gösteriyi beğeniyle izleyen çocuklar, pantomim yaparak özgürleşmek istediklerini söyledi
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
O, İzmir’de yaşayan bir pantomim sanatçısı... Sanata olan yeteneğini keşfedince, 2001 yılında tiyatroya başladı. Ankara, İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerin çeşitli kültür merkezlerinde, tek kişilik oyunlarıyla sahneye adım attı. ‘Sanatın kalbi sokakta atar’ sloganıyla pandomim sanatına başlayan Kılıçer, halen tek kişilik gösteriler yapmayı sürdürüyor. Ama onu farklılaştıran başka özellikleri de var. Toplumsal olaylara son derece duyarlı, hedefi duyarlılık yaratmak. Sokakta yaptığı pantomim gösterileriyle tanınan ve şimdilerde yurt dışındaki festivallere davet edilen Kılıçer, geçtiğimiz günlerde İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda sahne aldı. Cezaevindeki hükümlü ve tutuklu çocukları sanatla buluşturan Kılıçer, kurum personeli ve çocuklar tarafından beğeniyle izlendi. Oyun sonrası çocukların pantomim sanatını tanımaları amacıyla bilgi veren Kılıçer, çocuklarla tekrar bir araya gelmek istediğini ifade etti. Gösteriyi beğeniyle izleyen çocuk mahkumlar ise, pantomim yaparak özgürleşmek istediklerini söyledi. İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Vural Temür da, çocukların kurumda kaldıkları süre içinde farklı sanat dalları ile tanışmalarına büyük önem verdiklerini vurguladı ve çocuklar tarafından hazırlanan hediyesini takdim etti. Kılıçer, yakın zamanda kadın mahkumlar için de gösteriler yapmaya hazırlanıyor.
ÖZGÜRLEŞMEK İSTİYORLAR
Mim sanatının ötekileştirilmiş bütün mağdurlara yaşamı kucaklatan yönünün olduğunu dile getiren Kılıçer, şunları söyledi: “Pantomim izlerken içine girdikleri görsel dünya onlara umutlu olmayı, her şeye rağmen en güzelin mümkünlüğünü hatırlatıyor. Mahkum ambalajı mim sanatıyla yırtılırken kendine ve başkalarına daha kalbi yerden bakmasına da olanak sağlıyor. Mesele şu, pantomim sanatı, içeriği itibari ile bütün sınıfları, türleri, cinsiyetleri, ırkları yani ayrımcılığa maruz kalacak her olguyu eşitleyen ortak bir dildir. Suçları ne olursa olsun gösterimi izleyenler aynı duygudaşlıkta buluşup gülümsediler. Oyundan sonra bir çocuk yanıma gelip, ‘Ben de öğrenmek istiyorum. Önce duvar yapıp sonra senin yaptığın gibi o duvara kapı çizip oradan çıkacağım’ diyenler oldu. Onlara pantomimde her şeyi yapabileceklerini söyledim. Bu gerçekten içimizi ısıtan bir durum. Çocuklar pantomim yapıp özgürleşmek istiyorlar. Yakın zamanda kadın cezaevlerine gidip orada da pantomim yapacağım.”