Çocuk tacizinde hukuki süreç

Avukat Bedriye Kurtuluş Türk, çocuk istismarının hukuksal sürecini açıklayarak devletin aldığı destekleyici ve koruyucu tedbirler hakkında bilgi verdi. Türk, danışmanlığın önemini anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 05.05.2018 07:28
  • Güncelleme Tarihi : 05.05.2018 07:28
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çocuk tacizinde hukuki süreç

NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER

Çocuk tacizinde Destekleyici Tedbirler, ‘Çocuğun kendi aile ortamında bırakılarak ihtiyaç duyduğu hizmetlerin verilmesine yönelik tedbirler’ olarak adlandırılırken Koruyucu Tedbirler, ‘Çocuğun kendi aile ortamında bırakılması sakıncalı olduğu durumlarda ailesinin yanından alınarak bir sosyal hizmet kuruluşuna veya koruyucu aileye yerleştirilmesi’ olarak tanımlanıyor. Türkiye’de çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakalarının bildirileceği kurumlar arasında ise Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri, Sosyal Hizmet Merkezleri, Cumhuriyet Savcılıkları, Barolar, Kolluk Kuvvetleri ve sadece cinsel istismar mağduru çocuklara yönelik olarak açılmış olan Çocuk İzleme Merkezi (ÇİM) yer alıyor.

Çocuk tacizine yönelik olarak alınan tedbirlerin sadece çocuğu korumaya ve desteklemeye yönelik olduğunu açıklayan Avukat Bedriye Kurtuluş Türk, “Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda, çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye dairdir. Eğitim tedbiri ise çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına, iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesini kapsar” dedi.

HUKUKİ TEDBİRLER

Bakım tedbirinin çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi halinde çocuğun resmi veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesini kapsadığını açıklayan Türk, “Sağlık tedbiri, çocuğun ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli sürekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonunu ve bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasını gerektirir. Barınma tedbiri ise barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik alınan tedbirlerdir” açıklamasını yaptı.

İHBAR MERKEZLERİ

Türkiye’de çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakalarının bildirileceği kurumların her vatandaş tarafından bilinmesi gerektiğini ifade eden Türk şunları söyledi: “İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi İzmir Adliyesi B Blok 3.Kat 331 numaralı odada hizmet vermektedir. Herhangi bir çocuk istismarı ile karşılaşmanız durumda (0232) 400 00 14’ü arayarak hafta içi her gün 09.00- 17.00 arası ücretsiz hizmetimizden faydalanabilirsiniz. Merkeze başvurduğunuzda yasal haklar konusunda bilgilendirilecek, hukuki destek alacak ve başvurularınız yönlendirilecektir. Çocuklara yönelik hukuki yardım hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla çalışan merkezimizde herhangi birisinin başvurusu ile hukuki yardım hizmetleri yetkili bir avukat tarafından verilmektedir. Acil nitelikteki başvurularda ise gerekli mercilere korunma tedbirleri talebinde bulunulmaktadır.”

ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezinin faaliyetleri hakkında bilgi veren Türk, “Çocukla ilgili uluslararası anlaşmalar, ulusal mevzuat ve insan hakları düşünce ve felsefesinin ulaştığı en son düzey kapsamında, hakları ihlal edilen küçüklere yönelik adli ve idari işlemlerde her tür hukuki yardımda bulunuyoruz. Ayrıca çocuk hakları alanındaki her tür bilgi ve belgenin derlenerek, başta avukatlar olmak üzere konu ile ilgili herkesin kullanımına açık bir arşiv ve kitaplık ile bilimsel amaçlarla kullanılmak üzere bir veri tabanı oluşturduk. Çocuklarla ve çocuk hakları ile ilgili çalışmalar yapan yerel, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak ve iletişim kurmakla birlikte Çocuk Hakları Mahkemesi (ÇHM) tarafından yapılmasına ihtiyaç duyulan proje ve diğer faaliyetleri hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.

UTANÇ AŞILIYOR

Türkiye’de çocuk istismarı rakamlarının verilmesinin olumsuz bir algı yarattığını ve bu nedenle rakam paylaşmayı tercih etmediklerini açıklayan Türk, “İzmir’in bilinç seviyesi diğer illere oranla daha yüksek ve anne babalar çocuklarına karşı daha duyarlı. Aileler utanç yaşadıkları ve toplum tarafından yargılanacaklarını düşündükleri için çocuklarının istismara uğradığını açıklayamıyorlar. İzmirli aileler ise cesurca gerçeklerin üzerini açarak haklarını arayabiliyorlar. İzmir’de Çocuk Hakları Merkezine gelen dosya sayısının artmasını ailelerin bilinçlenmesine ve artık çocuk istismarına göz yummamasına bağlıyorum” diye konuştu.

Haber Merkezi