Çocuk yoksulluğu ülkenin refahını tehdit ediyor

Ülkemizde artan çocuk yoksulluğu sebebiyle yeni nesillerin ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirten Kayacılar, “Çocuk yoksulluğu kader değildir. Yaşadığımız bu sorun ülkenin refahını da tehdit edebilecek konuma gelebilir” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.11.2023 05:08
  • Güncelleme Tarihi : 18.11.2023 05:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çocuk yoksulluğu ülkenin refahını tehdit ediyor haberinin görseli
Çocuk yoksulluğu ülkenin refahını tehdit ediyor haberinin görseli

Çocuk yoksulluğunun acı gerçeği her geçen gün artarak etkisini daha fazla gösteriyor. UNICEF ve Dünya Bankası’na göre dünyada 333 milyon, yani her 6 çocuktan 1’i aşırı yoksulluk içinde yaşarken, ülkemizde ise 1,5 milyondan fazla çocuk eğitim ve sağlığa ailelerine yapılan yardımlarla ulaşıyor. Yoksulluk sebebiyle sağlıklı ve dengeli beslenemeyen çocuklarda da bodurluk başta olmak üzere bağışıklık sisteminin zayıflaması, sık sık hastalanma, öğrenme güçlüğü ve öfke patlamaları gibi birçok sorun ortaya çıkıyor.

kemalhaber

Ülkemizdeki yoksulluğun altında yatan ana nedenin yüksek katma değerli ürünlerin ve üretimdeki çeşitliliğin çok az olmasından kaynaklandığını belirten Biyolog ve Endüstriyel Bilim Uzmanı Can Kayacılar, “Yüksek katma değerli ürün üretiminin sağlanması adına ülkemizde yetişmiş insan kaynağımız var fakat uygun imkanların bu insanlara sağlanarak özellikle çocuk yoksulluğu gibi ciddi bir sorunun önüne geçilmesi gerekiyor” dedi.

CİDDİ RAKAMLARA ULAŞIYOR

Türkiye’de çocuk yoksulluğu ciddi rakamlara ulaşmaya başladı. En temel ihtiyacına ulaşamayan, okula beslenme çantası götüremeyen milyonlarca çocuklar var. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar dışında ülkemizdeki yoksulluğun altında yatan ana nedenlerinden birinin de yüksek katma değerli ürün ve üretimde çeşitliliğin çok az olmasından kaynaklandığına dikkat çeken Kayacılar, “Özellikle tarımdan elde edilecek ürünlerin, yüksek katma değerli bir hale getirilmesi ile milli gelirin artması ve yüksek katma değer üretiminde tarımın ön planda olması, aslında çocuk yoksulluğunun da önüne geçebilecek bir durum. Türkiye’de özellikle yüksek katma değerli ürün gelirinin tarımdan sağlanması elzem.  Bunun hepimize sağlayacağı katkılar oldukça fazla. Yüksek katma değerli ürün üretiminin sağlanması adına ülkemizde yetişmiş insan kaynağımız var fakat uygun imkanların bu insanlara sağlanarak özellikle çocuk yoksulluğu gibi ciddi bir sorunun önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü çocuk yoksulluğu bir kader değildir. Tüm bu problemler, gelecek yıllarda ülkenin refahını da tehdit edebilecek konuma gelebilir” ifadelerini kullandı.

kemalhaber1

ÖLÇÜLEMEZ NİTELİKTE

Sağlıklı bir çocukluk dönemi geçiremeyen çocukların ilerleyen yaşlarında, büyümenin gerilemesi, bağışıklık sisteminin iyi çalışmaması ve öğrenme güçlüğü gibi birçok problemin ortaya çıktığını günümüzde de buna şahit olduklarını ifade eden Kayacılar, “Sağlıklı bir çocukluk dönemi, protein, vitamin, mineral ve antioksidanca zengin bir beslenmenin, sağlıklı sporun ve stressiz sosyal ilişkilerin sağlayacağı bir çocukluk anlamına geliyor. Sağlıklı beslenmeyen bir çocukta öncelikle büyümenin gerilemesi ve sonrasında bağışıklık sistemi iyi çalışmayan, öğrenme güçlüğü çeken ve birçok sağlık problemi olan çocukların yetişmesi söz konusudur. Bu da gelecek yıllarda karşımıza mental problemler ve bağışıklık hastalıkları olarak çıkmaktadır. Çünkü bitkisel proteince zengin, antioksidanlarca zengin bir beslenme, ülkedeki tüm kronik hastalıkların engellenmesinde çok güçlü bir çözümdür. Bu çözümün ülkemizin sağlığına ve iyileşen sağlığın sağlayacağı pozitif etkilerin değeri, ölçülemez niteliktedir. Kalp-damar sağlığı problemi yaşamayan, diyabet hastalığının görülmediği, kanser vakalarının azaldığı, Alzheimer, depresyon gibi hastalıkların engellendiği ve yaşam kalitesinin arttığı bir toplumun geleceği çok farklı olacağı kesindir” diye belirtti.

YÜKSEK TEKNOLOJİ ÖNEMLİ

Türkiye’deki beslenme alışkanlığının daha fazla hazır gıda üzerine kurulu olduğunu belirterek çocuk yoksulluğunun önüne geçilebilmesi için daha uygun üretim çeşitlerinin mümkün olduğunu ve buna geçilmesi gerektiğini dile getiren Kayacılar, “Özellikle büyük şehirlerde ‘gizli açlık’ dediğimiz olgunun çok yaygın olarak görüldüğü bir gerçektir. Gizli açlık, insanların karınlarının doyup, yeterli protein, vitamin ve minerali alamadığı bir beslenme tarzıdır. Bu beslenme tarzında özellikle Türkiye, proteince oldukça fakir beslenmektedir. Gelecek yılları baz aldığımızda ‘bitkisel proteinler’ ve bitkisel protein fabrikaları ön plana çıkmaktadır. Bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere göre yaklaşık 10 kat daha ucuz ve besleyicidir. Ülkemiz güçlü bir yağlı tohum işleyicisidir. Bu kapsamda ay çekirdeği, fındık, haşhaş gibi yağlı tohumlardan özellikle süperkritik akışkan teknolojisi kullanılarak, yani geleneksel yağ elde etme metotlarından vazgeçip, yerine yenilikçi teknolojilerle yağ eldesi sağlansa, geriye kalan posa ise bitkisel proteince zengin en az yüzde 75 protein içeren bir hale gelmektedir. Yüksek teknolojilerin kullanılarak, ülkede lokal üretimlerin artması, ürün taşınmasından ziyade, ürünlerin yerinde işlenmesi ve yüksek teknoloji ile değerlendirilmesinin bir gereklilik haline gelmelidir. Öte yandan, çocuklarımızın sağlıklı bir çevrede sağlıklı barınma imkanına sahip olacağı, yeterli ve dengeli beslenebileceği, kamu hizmetlerinden eşit ve ücretsiz yararlanabileceği politikalar hayata geçirilmelidir” dedi.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Her Yer Çocuk ekibi anlattı: Çocuklar oyun yerine yoksulluğu düşünüyor