Çocuklarım vatanım oldu

Suriye’deki bombardımanda annelerini kaybeden üçü engelli dokuz çocuğa üvey anneleri sahip çıktı. Onlara öz anne şefkatiyle yaklaşan Ceyda Şehadi, “Çocuklarım vatanım oldu” diyor

  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2019 08:56
  • Güncelleme Tarihi : 11.05.2019 08:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çocuklarım vatanım oldu haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Suriye’nin Halep kentinde yaşayan 54 yaşındaki Muhammed Bekir El Assad, 4 yıl önce iç savaş sırasında gerçekleştirilen bombardımanda eşini kaybetti. Yüreğindeki derin yaralar ve omuzlarında büyük sorumluluklar olan baba, üçü engelli dokuz çocuğu için ayakta durmaya çalıştı. Çocuklarına yalnız bakmakta güçlük çeken baba, bir süre sonra Ceyda Şehadi ile tanışıp evlenmeye karar verdi. 2 yıl önce savaşın enkazından çıkıp İzmir’e yerleşen Suriyeli aile, şimdi yaralarını sarmaya çalışıyor. Çocuklara öz anne şefkatiyle yaklaşan Ceyda Şehadi, onlara duyduğu sevgiden şöyle söz ediyor: “Annem bana nasıl baktıysa bende onlara öyle bakıyorum, kendi çocuklarım gibi görüyorum. Onları ben doğurmadım ama mühim olan doğurmak değil, çocuklara bakmaktır. Kızlarımdan birine üvey çocuklarımın vefat eden annelerinin adını verdim. Onun hep aramızda olduğunu hissetsinler istedim. Ülkeme, aileme özlemim var ama çocuklarım vatanım oldu.”



BOMBARDIMANDA HAYATINI KAYBETTİ
Baba Muhammed Bekir El Assad, Suriye’de çok kötü günler yaşadıklarını, oradaki her günlerini bomba ve patlama sesleriyle geçirdiklerini söylüyor. Eşini, bombardımanda kaybettiğini anlatan Muhammed Bekir El Assad, “Suriye’de devlet memuruydum. Eşim ve dokuz çocuğumla bir hayat sürüyorduk. 4 yıl önce bombardımanda evimiz yıkıldı ve çocuklarımın annesi olan Heya El Alevi’yi kaybettik. 42 yaşındaydı. Parçalanmış halde bulduk cesedini. Çocuklarım çok küçüktü. Birinin onlara annelik yapması gerekiyordu. Ceyda Hanım ile tanıştık ve evlendik. 2 sene önce Türkiye’ye geldik. İki çocuğumuz daha oldu. Şu an 13 kişilik bir aileyiz. En küçük çocuğum 1 yaşında. Esad ve Aziz adında iki oğlum tekstilde çalışıyor. Ailemizin geçimini onlar sağlıyor. 19 yaşındaki oğlum Abdülkerim’in sol gözü görmüyor. 13 yaşındaki oğlum İbrahim’in doğuştan serebral palsi rahatsızlığı var. Yatağa bağımlı yaşıyor. Ayda bir kontrole götürüyoruz. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği İzmir Çok Yönlü Destek Merkezi bize hastanede tercüman desteği sağlıyor. Bez yardımında da bulunuyor. 9 yaşındaki kızım Muna’nın ise işitme problemi vardı. Yine SGDD sayesinde işitme cihazı takıldı ve artık duyuyor” diyor.



ANNE DİYE SESLENİYORLAR
Eşinin öz anne şefkatiyle çocuklarla ilgilendiğini ifade eden Muhammed Bekir El Assad, çocukları ve eşi arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: “Çocukların bakımıyla en çok ilgilenen eşim Ceyda. Diğer çocuklarım da annelerine yardımcı olmaya çalışıyor. Ceyda’yı istemeye gittiğimiz zaman durumu anlattım. Bir tane engelli çocuğu olduğunu ve küçük çocuklarım olduğunu söyledim. O da seve seve onlara bakabileceğini söyledi. İlk eşimden olan çocuklarım, şimdiki eşime ‘anne’ diye sesleniyorlar. En büyük hayalim ailemin bundan sonra hep güvende olması. Çocuklarımı o ortamdan kurtarabildiğim için mutluyum ama çocuklarımın annesini kaybettik. Üç yıl oldu… Çocuklarım annelerini hatırladıklarında çok üzülüyor ama sonra anne dedikleri Ceyda’ya sarılıyorlar.”



MÜHİM OLAN DOĞURMAK DEĞİL
Annelerini bombardımanda kaybeden dokuz çocuğa hiç düşünmeden annelik yapmayı kabul eden 34 yaşındaki Ceyda Şehadi, onlara duyduğu sevgiden şöyle bahsediyor: “Eşim evlenmeden önce bana çocuklarından bahsetti. Ben de seve seve bakabileceğimi söyledim. Hepsini çok seviyorum ve çok iyi anlaşıyoruz. Günlük ihtiyaçlarını ne gerekiyorsa elimden geldiğince hepsini karşılıyorum. Aslında benim iki çocuğum var ama diğerlerini de asla üvey olarak görmüyorum. Onlar da benim evlatlarım. Türkiye’yi çok seviyoruz. Suriye’de evimiz yok, bombaların altında kaldı. Üç yıldır ailemi göremedim. Birçok akrabam orada ama burada da eşimin akrabaları var. Onların köyü de her iki taraftan da saldırıya uğramıştı ve onlar da kaçtılar. Ülkemizi elbette çok özlüyorum; vatandan daha kıymetli bir şey var mı! Bombalarla yok ettiler ülkemizi. Bizim için en önemli şey şu anda güven… Kızlarımdan birine üvey çocuklarımın vefat eden annelerinin adını verdim. Onun hep aramızda olduğunu hissetsinler istedim. Annem bana nasıl baktıysa bende onlara öyle bakıyorum, onları kendi çocuklarım gibi görüyorum. Onları ben doğurmadım ama mühim olan doğurmak değil, önemli olan çocuklara bakmaktır. Ülkeme, aileme özlemim var ama çocuklarım vatanım oldu.”
MUNA ARTIK DUYUYOR
Çamdibi’nde yaşayan Suriyeli ailenin dokuz çocuğundan üçü engelli. 13 yaşındaki İbrahim’in doğuştan serabral palsi rahatsızlığı var. Yatağa bağımlı bir yaşam süren İbrahim’e üvey annesi büyük bir özveri ile bakıyor. 19 yaşındaki Abdülkerim’in ise sol gözü görmüyor. Günlerini genelde evde geçiriyor. 9 yaşındaki Muna ise doğuştan işitme engelli. Fakat bugünlerde çok mutlu. Çünkü Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) İzmir Çok Yönlü Destek Merkezi sayesinde Muna’ya işitme cihazı takıldı. SGDD, aileye çeşitli yardımlarda bulunmaya devam ediyor.