Çocukların gülüşü artık tek bahçede

Çiğli’de bulunan Flamingo Anaokulu’nun kurucu Müdürü Tülay Bal, iki yıl önce faaliyete geçirdiği eğitim yuvası için konuştu. Büyük mutluluk yaşadığını vurgulayan Bal, ebeveynlere önemli mesajlar verdi

  • Oluşturulma Tarihi : 23.08.2019 06:52
  • Güncelleme Tarihi : 23.08.2019 06:52
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çocukların gülüşü artık tek bahçede haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
38 yaşındaki Tülay Bal, Çiğli Aydınlıkevler Mahallesi’nde yer alan Flamingo Anaokulu’nun kurucu müdürü. “Bu bahçede çocuk cıvıltılarını duyabilecek miyim ve burada çocuklar koşturacak mı?” sorusunu yıllar önce kendine soran Bal, “Şimdi gerçek oldu. Onların sesleri, gülüşleri… Bu duygunun tarifi yok” diyor. İki yıl önce eğitim hayatına başlayan Flamingo Anaokulu’nda şu an 4 öğretmen ders veriyor, yardımcı öğretmenler destek oluyor, 4 sınıf bulunuyor ve tek bir çocuk ile eğitime başlayan anaokulu şimdi yaklaşık 35 çocuğu ilkokula hazırlıyor. ‘Sözde’ branş dersleri ile eğitim vermenin doğru olmadığını aktaran Bal, Flamingo Anaokulu’nun farklı bir kurum olduğunu belirterek daha donanımlı ve doğru bir eğitim sistemi ile yola çıktıklarını kaydetti. Kendi çocuklarının da burada eğitim aldığını söyleyen Tülay Bal, tam da bu alan için sabır ve vicdanın ne denli önemli olduğunu hatırlattı. Neredeyse iki yıl önce okul servisinde unutularak hayatını kaybeden Alperen Sakin olayını da hatırlatan Bal, “Yaşanan olayın kesinlikle affedilir bir tarafı yok. Güven konusunda herkesi çok fazla sarstı. Ebeveynleri çocuklarını güvenli bir ortama emanet ettiklerine ikna etmek bizlere düşüyordu. Bu konuda elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam ediyoruz” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Anaokulların, özel öğretim görmesi gereken öğrencilerin ortaya çıkarılmasında da etkili olduğunu ifade eden Bal, ebeveynlere çok büyük bir sorumluluk düştüğünü hatırlattı.



“SABIR VE VİCDAN GEREKTİRİYOR”
“İki yıl önce kurumu açtık ve aktif olarak devam ediyoruz” diyen Bal, öncelikle şunları söyledi: “Açılış aşamasında eşimin çok fazla desteğini gördüm. İlk zamanlar burası müstakil bir evdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın standartlarına uygun hale getirmek için canla başla çalıştık. Sanat Tarihi Bölümünden mezunum. Mezun olduktan sonra Okul Öncesi, Aile Planlaması, Çocuk Gelişimi ile ilgili birçok sertifika ve eğitim aldım. İlk kreşlerde, ardından gündüz bakım evlerinde, daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda çalışmaya başladım. Belli bir zaman sonra bu işin kendimizin olmasını istedik. Çocuğum olduktan sonra daha fazla etkilendim. Kızım Defne de şu an benim kurucusu olduğum anaokulunda. Bu mükemmel bir duygu zaten. Asla ve asla çocuk sevgisi olmadan yapılacak bir iş değil. Sabır ve vicdan gerektiriyor.” 36 ve 72 aylık çocukların kurumda eğitim alabildiğini belirten Bal, “Tam zamanlı İngilizce derslerimiz var, çeşitli yayınlar kullanıyoruz. Müziklerle, oyunlarla çocuklarımıza İngilizce eğitimini sevdiriyoruz. Onun haricinde resim, seramik, müzik, yaratıcı drama, jimnastik gibi ekstra branşlarımız var. Akıl oyunları, robotik kodlama şu an revaçta olan branş dersleri. Onlar ise Eylül ayından itibaren tekrar devreye girmeye başlayacak. Öğretmenlerimizin hepsi alanında çok uzman ve donanımlı. Türkiye’deki birçok kurumda sözde branş dersleri veriliyor. Bu branş eğitimleri ise genellikle o branş konusunda uzman olmayan sınıf öğretmenleri tarafından işleniyor” dedi.



“İLK GÜN TEK BİR ÖĞRENCİ VARDI”
Bu işe başlarken büyük bir sermayeleri olmadığını, kredilerle yola çıktıklarını aktaran Bal, ilk gün derse tek bir öğrenci ile başladıklarının altını çizerek şunları ekledi: “O zaman ne vaat ettiysek en başından o şekilde devam ettik. Git gide skalamız büyüdü. Geçen sezonu 35 öğrenci ile kapattık. Bu çok büyük bir başarı. Çünkü çevremizde çok fazla anaokulu var. Kendimizi yeni yeni tanıtmaya başlamamıza rağmen iyi bir seviyeye geldik” diye konuştu. Tülay Bal, “Yüzme derslerimiz yaz döneminde devreye girdi. Sağlık ve hijyen konusunda da çok başarılı işlere imza attık. Beyaz Bayrağımızı aldık –ki bu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kurum için oldukça önemli. Çünkü herkes çocuğunun hijyenik bir ortamda eğitim almasını ister. Çocuklar bütün günlerini burada geçiriyor. Aile sevgisini burada onlara yansıtmaya çalışıyoruz ki kendilerini güvenli hissedebilsinler, buraya geldiklerinde sıkılmasınlar” yorumunda bulundu.



“AFFEDİLİR BİR TARAFI YOK”
Yaklaşık iki yıl önce yaşanan ve anaokulu görevlileri tarafından serviste unutularak hayatını kaybeden Alperen Sakin olayına da değinen Bal, “Tam da okulumuzun açılma dönemine denk gelmişti bu olay. Biz de çok büyük bir üzüntü uyandırmıştı. Yaşanan olayın kesinlikle affedilir bir tarafı yok. Büyük bir ihmal. Bütün kurumların ders alması gerekiyor. Önleminin ise ciddi anlamda alınması gerekiyor. Asla ve asla gözden kaçırılmaması gereken bir durumdu. Allah ailesine sabırlar versin. Veliler çok fazla etkilenmişti. O dönem kayıtlara başladığımız zaman velilerin ilk bahsettiği maalesef ki bu hazin olay. Güven konusunda herkesi çok fazla sarstı. Ebeveynleri çocuklarını güvenli bir ortama emanet ettiklerine ikna etmek bizlere düşüyordu. Bu konuda elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam ediyoruz” dedi. Çocukların gerçekten iyi bir eğitim alabilmesi için uğraştıklarını vurgulayan Bal, “Gelecekte iyi bireyler olabilmeleri için, onları ilkokul eğitimine hazırlamak için, hayatta bocalamamaları için, hayallerin gerçekleşmesi için çabalıyoruz. Okul Öncesi Eğitim bu aşamada çok önemli. Onları keşfedersek, doğru yönlendirirsek ve tüm bunları ailelerine iletirsek gelecek yıllarda zorlanmayacaklarına inanıyorum. Velilere de buradan sesleniyorum. Çocuklarını iyi bir yere teslim etmek istiyorlarsa bizler buradayız. İyi bir eğitim kadrom olduğuna kesinlikle inanıyorum. İyi neyse hep onu takip ettik. Gelenekçi bir yapım yok. Yeniliklere de açığım” diye konuştu.
EBEVEYNLERİN ROLÜ
 “Maalesef bilinçli anne babalar da var, bilinçsiz anne babalar da” diyerek son sözlerini dile getiren Bal, “Bu konuda uzman psikolog ve pedagoglarımızla çalışıyoruz. Özellikle bu Eylül döneminde, bu oryantasyon döneminde eşlik edecekler; çocukların durumlarını, eksikliklerini, sıkıntılarını gözlemleyecekler, ebeveynleri bilgilendirecekler. Anne baba başarırsa ve bu duygusal aşamayı geçerse çocuk da başarıyor. Sınıf içerisinde gözlemlediğimiz özel öğretim görmesi gereken öğrenciler oldu. Uzman psikologlarımız eşliğinde, ailelerle görüşerek özel eğitimlere yönlendirdik. Ebeveynler bazı durumları kabul etmiyor, sıkıntıların geçici olduğunu düşünüyor ya da yakıştıramıyorlar. Bu konuda da ebeveynlerin kesinlikle ve kesinlikle uyarıları dinlemesi gerekiyor” cümlelerini kullandı.