Çöpsüz Bakkal

Şehir hayatını terk ederek Foça’nın Bağarası Köyü’ne yerleşen beş kadın tarafından kurulan Çöpsüz Bakkal’da, sıfır atık mantığıyla geri dönüşümsüz hiçbir materyal kullanılmadan yöre halkının ürettiği ürünler tüketici ile buluşuyor. Kendi topraklarında organik ürünler yetiştiren kadınlar, hem kendi hem de yöre halkının ürettiği sağlıklı lezzetleri herkesin kolayca ulaşabileceği bakkallarında satışa sunuyor


  • Oluşturulma Tarihi : 25.07.2019 07:10
  • Güncelleme Tarihi : 25.07.2019 07:10
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çöpsüz Bakkal haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Dünyada giderek yaygınlaşan ‘sıfır atık’ bakkal ve market örneklerinin bir benzeri İzmir’in Foça İlçesi’ne bağlı Bağarası Köyü’nde kuruldu. Yakın zamanlarda şehir hayatını terk ederek yerleştikleri bu köyde yolları kesişen Ayşegül Ünver, Menekşe Onukar, Ayşegül Sedlacek, Ebru Güvenç ve Ful Büge isimli beş kadının kurduğu ‘Çöpsüz Bakkal’, sıfır atık mantığıyla geri dönüşümsüz hiçbir materyal kullanmadan ürünleri tüketici ile buluşturuyor. Kendi topraklarında organik ürünler yetiştiren bu kadınlar, hem kendi hem de yöre halkının ürettiği sağlıklı lezzetleri herkesin kolayca ulaşabileceği bakkallarında satışa sunuyor. Amaçları; yöredeki çiftçileri organik üretim konusunda teşvik etmek, yetiştirdikleri ürünlerden gelir elde edebilmelerini sağlamak ve yöredeki kadınlar için de el emeklerini sergileyebilecekleri bir alan oluşturmak.



TÜKETİM TOPLUMUNA BİR ALTERNATİF
5 yıl önce Foça’ya taşınan Ayşegül Ünver, kendi yetiştirdiği ilaçsız sebzelerin tadına bakınca ilaçlı ürünlerle uzun zamandır zehirlendiğini fark etti. Bir doktor olarak bunu insanlara anlatmak için bazı çalışma gruplarında bulunan Ünver, Çöpsüz Bakkal’ın kuruluş sürecini ise şöyle anlattı: “Bakkal projesi çoğu aynı bölgede yaşayan insanların, ‘Ne yapabiliriz’ sorularıyla başladı. Üreticilerimiz için bir satış noktası olmak, kendi yediğimiz sağlıklı besinlere herkesin ulaşabilmesini sağlamak, organik üretim konusunda çevremizdeki çiftçileri eğitmek, motive etmek ve esas önemli noktalardan birisi de sıfır atık prensibini benimsemek için bu bakkalı kurduk. Dünyaya ve üzerinde yaşayan bütün canlılara yaptığımız en büyük kötülüklerden biri geri dönüşümü olmayan materyalleri kullanmak ve çöpe atmak... Çağımız tüketim toplumunun geldiği çıkmaz yollardan birisi de bu. Bunu geriye çevirmek yine farkındalık yaratmakla mümkün olacaktır. Bakkalımız sıfır atık mantığıyla hiçbir geri dönüşümsüz materyal kullanmadan satışlarını yapıyor. Bazı ülkelerde başlayan bu harekete bizde buradan destek olmak istiyoruz. Bana göre işin en güzel tarafı, bütünün yararına yapılan bir işte birleşmenin mutluluğu.”



BİR ŞEYLER YAPMALIYIM!
Menekşe Onukar ise İstanbul’da 25 yıl mali işler yöneticiliği, 7 yıl eğitim ve yönetim danışmanlığı yaptıktan sonra 2 yıl önce Foça’ya taşındı. Şehir hayatından sonra zamanını nasıl geçireceğini bilmiyordu. Yıllarca beyaz yakalı bir kadın olarak doğanın içinde olmanın hayalindeki gibi romantik olmadığını fark etti. Çiftçi için hayat çok zordu. Ama zeytine dokunmak, doğayla iç içe olmak terapi gibiydi. O yıl zeytinlerini ziyaretine gelen konuklarıyla paylaştı. Geçen yıl bahar aylarında da yerel tohumdan domates, biber, patlıcan ve kabak üretmeye başladı. Çöpsüz Bakkal’ın kurucularından Onukar, “İlaç kullanmadan, yerel tohumla üretmek, çöpün geri dönüşümünü sağlayarak tükettiğimiz şeylerin doğaya zarar vermemesi için çalışmak, bu felsefeyi insanlarla paylaşmak fikri hoşuma gitti. ‘Değiştirmek için bir şeyler yapmalıyım’ derken yolum, aynı değerlere sahip insanlarla keşişti. Çöpsüz Bakkal, yerel tohumu kullanarak, ilaçsız doğal ürünleri tüketiciyle buluşturmak ve sıfır atık hedefimiz, aynı zamanda bölgemizdeki çiftçinin bilinçlenmesine, ürününü satabileceğine inancının artmasına katkı sağlayacağından çok önemli” dedi.



YURT DIŞINDAN DÖNDÜ
Uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönerek Foça’ya yerleşen Ayşegül Sedlacek de ‘Çöpsüz Bakkal’ hayaline ortak olma sürecinden şöyle bahsetti: “Doğaya, sağlığımıza, memleketimize ve gezegenimize yapılan korkunç günahlar; buna karşı umursamazlık beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Ayrıca tüketici olarak arzu ettiğim güvenilir, sağlıklı ve lezzetli gıda ürünlerini yaşadığımız yerde çoğunlukla bulamamanın gittikçe beni rahatsız etmesi, kendimin bir şeyler yapması gerektiği kanaatini kuvvetlendirdi. Benim gibi düşünen ve bu konuda farkındalık yaratmak isteyen bir avuç insanla, organik ürün üreten ve satan, ayrıca bunları mümkün olduğunca sıfır atık mantığıyla gerçekleştirilen bir bakkal dükkanı açmak, organik, lezzetli ve sağlıklı ürün yetiştirip satmak, yörede bu şekilde çalışan güvenilir üreticilerin ürünlerini pazarlamak, kafalarımızda bir ampul gibi yandı. Amaç belirlenince Çöpsüz Bakkal’ımız doğmuş oldu.”



ÇOCUKLUĞUMUZA DÖNDÜK
20 yıl boyunca İstanbul’da özel bir şirkette çalıştıktan sonra Foça’ya yerleşen Çöpsüz Bakkal’ın kurucularından Ebru Güvenç ise ‘Organik bir yaşamla adeta çocukluğumuzu döndük’ dediği hikayesini şöyle anlatıyor: “Benim doğa ile ilişkim burada başladı diyebilirim aslında. Fark ettim ki, soframıza gelen sebze ve meyvelerin yolculuğu aslında hiç kolay değil. Ancak tüm bu zor işlerin yanında insanların daha fazla, daha gösterişli ve daha çabuk ürün almak, daha az çalışarak daha çok kazanmak için doğaya ve besinlerimize yaptıklarını görünce çok üzüldüm. ‘Biz ne yapabiliriz’ diye düşünürken, geçtiğimiz yıllarda deneyerek gördük ki; yerel tohumlardan, hiçbir ilaç kullanmadan ürün yetiştirmek, üstelik bunun tahmin ettiğimizden de verimli olması mümkün aslında. Hem bizler hem de çevremizdeki dostlarımız ve ailelerimiz yediğimiz bu sebzelerle adeta çocukluğumuza döndük. Domatesin, patlıcanın, biberin tadını, meyvelerden kurt çıkabileceğini hatırladık. Bu hem lezzetli hem de sağlıklı besinleri daha fazla insana ulaştırmak ayrıca çevremizde üreticileri de böyle ürünler üretmeleri için desteklemek düşüncesiyle yol alırken üzerine sıfır atık mantığının eklenmesi beni daha da çok heyecanlandırdı. Başta plastikler olmak üzere tabiatı hızla istila eden çöplere karşı bir şeyler yapıyor olmak çok güzel. Birlikten hakikaten de kuvvet doğuyormuş. Arkadaşlarımla beraber çıktığımız bu yolda oluşan Çöpsüz Bakkal’a kalpten inanıyorum.”



GERÇEK TATLARI HATIRLADIK
Hiçbir zaman ‘şehir çocuğu’ olmadığını söyleyen Çöpsüz Bakkal’ın kurucularından Ful Büge de, “Çocukluk yazlarım da Balıkesir’deki çiftliğimizde geçti. Ama ben de şehirde yaşamayı seçenlerdendim. Şehir hayatının sunduğu imkanlar cazip görünürdü bana. Ancak o hayattan çıktığımda oradaki yaşamın aslında insan doğasına ne kadar ters olduğunu, bu yüzden o eksikliği hep başka şeylerle doldurmaya çalıştığımı gördüm. Bağarası’na ilk taşındığımızda hor kullanılmış, sonra terk edilmiş çıplak bir araziyle baş başa kaldık. O günden bu yana arazimizi canlandırmak, ona doğal döngüsünü yeniden kazandırmak için çabalıyoruz. Sonra da fark ettik ki, bu durumda olan sadece bizim toprağımız değil, yaşadığımız yerin pazarından aldığımız ürünlerin bile çoğu doğallıktan uzak. Önce kendi sebze bahçemizi yaparak başladık işe. Bahçemizdeki ürünleri tattığımızda anladık aslında gerçek tatları unuttuğumuzu ve ilaçlamadan da ürün alınabileceğini ve onun da bereketli olabileceğini. Yetişme çağındayken babam bana bir gün paranın hükmü kalmayacak, en önemli şey toprak ve ondan alabildiklerin olacak, zenginlik doğadadır demişti. O zamanlar buna gülüp geçmiştim ama artık insanların açlıkla yönetilecekleri bir dünyaya doğru gittiğimizi biliyorum. Bunun için harekete geçmek kaçınılmazdı. Ve Çöpsüz Bakkal, çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmak özleminde olan ve bunun için bir şeyler yapmak isteyen insanların bir araya gelmesiyle hayat buldu” dedi.