- Gündem
- 15.05.2025 23:32
Dünyada ve Türkiyede Ekonomik Görünüm konulu toplantıda konuşan TÜSİAD Baş Ekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu, seçim sonrası iktidarda olacak hükümetin uygulayacağı mali disiplin ile kötü gidişin tersine çevrilebileceğini söyledi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen Dünyada ve Türkiyede Ekonomik Görünüm konulu toplantıya TÜSİAD Baş Ekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı. ESİAD Ekonomi Gözlem Grubunun organize ettiği seminerde ESİAD üyeleri ile buluşan İmamoğlu, seçim dönemine giren Türkiyedeki ekonomik gelişmeleri hem seçim atmosferi bağlamında hem de genel gidişat görünümünde değerlendirdi.
BÜYÜME TOPLUMSAL REFAHI SAĞLAYAMADI
Toplantının açılış konuşmasını yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, kısa bir ekonomik değerlendirme yaptı. Türkiyenin 1990 yılında küresel ekonomi içinde yüzde 1,4 olan payının 2015 yılında yine benzer seviyelerde seyrettiğini ifade eden Sivri, Oysa bu dönem içinde Çinin küresel ekonomiden aldığı pay yüzde 4ten yüzde 17ye çıkarken, Hindistanın payı ise yüzde 3,5tan yüzde 7ye yükselmiş durumda. Ekonomimizin nüfus artışlarına rağmen yaklaşık son 30 yıldır küresel ekonomi içerisindeki payını arttıramamış olması, bir dönemdir gündemimizde olan yüksek büyüme seviyelerinin toplumsal refahı sağlamada yeterli olmadığını bizlere gösteriyor dedi.
YÜKSEK İSTİHDAM EKONOMİSİ
Bu bağlamda, 2017 yılında yakalanan yüzde 7,4lük büyüme oranını memnuniyetle karşılamakla birlikte esas arzu edilenin, akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümenin sağlanması gerektiğini vurgulayan Sivri, Akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme ile kastettiğimiz, bilgi ve yeniliğe dayalı; daha verimli kaynak kullanan ve rekabetçi; ekonomik ve sosyal anlamda bütünleşmeyi sağlayan yüksek istihdam ekonomisidir diye konuştu.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAMALI
Seçime de değinen ESİAD Başkanı Sivri, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi 24 Haziran 2018de, yerel seçimler ise Mart 2019da gerçekleştirilecek. Burada birinci temennimiz seçim ekonomisine girilmeden seçim öncesinde görüşülmüş reformların devam etmesi. Maliye politikasının sıkılaşmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte, asıl arzumuz seçim gündemi nedeni ile üzerinde çalışma yapılan vergi, istihdam ve eğitim reformu gibi konularla, dijital dönüşüm için politika alanlarının belirlenmesi, teşvik politikasının verimlilik ve katma değerli üretim ekseninde yeniden tasarlanması gibi çalışmaların sekteye uğramaması dedi.
REFORM AJANDASI HAYATA GEÇİRİLMELİ
Sonrasında kürsüye gelen TÜSİAD Baş Ekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu ise geçmişten günümüze Türkiye ekonomisinin seyri hakkında bir sunum yaptı. 2002-2007 arasında yapısal reformların yapılması, dış borcun azalması, enflasyonun tek haneli rakamlara inmesi ile yüzde 7 büyümenin sağlandığına değindi. İmamoğlu, 2010 sonrası ise göstergelerin tersine döndüğünü işaret etti. Özellikle tüm dünyada enflasyon düşük seviyelerdeyken Türkiyede çift hanelerde seyrettiğine ayrı bir parantez açan İmamoğlu, dünyada en fazla değer kaybeden para biriminin Türk Lirası olduğuna vurgu yaptı. Kredi Mevduat Oranının yüzde 150lere dayandığını söyleyen İmamoğlu, Aslında yapılması gerekenler belli. Seçim sonrası iktidarda olacak hükümetin uygulayacağı mali disiplin ile kötü gidiş tersine çevrilebilir diye konuştu. Özel sektör dış borç oranının yüksekliğine işaret eden İmamoğlu, dövizle borçlanma oranının daha da artması halinde Türkiye ekonomisinin daha fazla sıkışma yaşayabileceğini belirtti. İmamoğlu, Türkiyenin sürdürülebilir büyüme formülü için makro istikrarı sağlayacak politikalar hayata geçirilmeli. Bunlar ise piyasalara güven verecek söylemler, enflasyonun acilen yüzde 5in altına düşürülmesi, sermaye piyasalarının geliştirilmesi olarak sayılabilir. Reform ajandasının en hızlı şekilde geliştirilmesi, tüm sektörlerde verimliliği arttıracak dijitalleşme, kayıtdışılığın azaltılması, serbest piyasa müdahalelerinin en aza indirilmesi gibi hususları da ekleyebiliriz dedi.
DÜNYA İLE İLİŞKİLER DÜZELTİLMELİ
Dünya ile ilişkilerin düzeltilmesi gerektiğine dikkat çeken İmamoğlu, AB ile müzakerelerin yeniden başlaması için koşulların oluşturulması, Gümrük Birliği revizyonu, Asya ve Afrika ile ekonomik işbirliklerinin arttırılmasının yanında OHALin kaldırılması bu olumsuz ekonomik tablomuzun düzelmesinin adımlarıdır diye konuştu. Acil ihtiyaç olarak Türkiyenin reform ajandasına gereksinim duyduğunu ifade eden İmamoğlu, bu reformları ise şöyle sıraladı: Hukukun Üstünlüğü ve Yargı Reformu, Eğitim Reformu, Vergi Reformu, İşgücü ve Piyasası Reformu, Sermaye Piyasası Reformları.