Sayfa Yükleniyor...
Türkiye 1 Kasımda yapılacak erken seçime odaklandı. Parlamentoda grubu bulunan partiler başta olmak üzere diğer küçük partiler ile temaslar kurarak oylarını yükseltmek için yoğun bir çaba içine girdiler
CENGİZ ALDEMİR/ANKARA
7 Haziran seçimleri sonrası hiç bir parti tek başına hükümet kuramazken, koalisyon konusunda da partiler arası bir anlaşma sağlanamaması ülkeyi yeni bir erken seçim ile karşı karşıya getirdi. Öte yandan Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki olaylar yüzünden seçimlerin ertelenebileceği senaryoları da konuşulurken seçim güvenliği konusu da partileri endişelendiren konuların başında geliyor.
Bütün bunlar yaşanırken bölgeyi iyi bilen ve eczacı kimliğinin yanında siyasi kimliği de olan Sedat Aşar ile bu konuları gazetemize değerlendirdi.
BÖLGE İNSANIMIZIN GÖNÜLLERİNİ KAZANDIM
Sizi tanıyabilir miyiz? sorusuna samimi ve gülen bir yüz ile,1961 yılında Mardin Kızıltepe Esenli köyünde doğduğunu, küçük bir çocuk olarak Kızıltepe sokaklarında tatlı, soğuk su, eskimo ve benzeri şeyler satarak bölgenin zor yaşam koşulları içinde okuyarak eczacılık eğitimini tamamladığını ve sonrasında Kızıltepede uzun yıllar serbest eczacılık yapmaya başladığını ifade ederek, Fakir hastalara yaptığım hizmetlerle bölge insanımıza hizmet ettim, gönüllerini kazandım. Çocuklarım tahsil hayatının sürdürebilmesi için Ankara'ya taşındık. Eşim de eczacı olduğu için birlikte kendi eczanemizi açtık ve halen eczacılık yapıyoruz. Buna rağmen memleket ile bağlarını koparmadım. Ayda birkaç kez Mardine giderim. Bunun yanı sıra, Mardinin Ankaradaki gönüllüsü olarak hemşerilerimin her türlü işine koşmakta, her türlü iş için Ankaraya gelen Mardinli hemşerilerimin hiçbir menfaat gözetmeden elinden gelen yardımı ve hizmeti yapmaktayım diye yanıtladı.
Milli Görüş çizgisiyle başlayan siyasi yaşamı hiçbir zaman sapma ve zikzak göstermemiş olan ve 7 Haziran Genel Seçimlerinde, AK Parti'den aday adayı da olan Sedat Aşar evli ve 2 çocuk babası olduğu bilgilerini bizimle paylaştı.
BİRİLERİ BİR YERLERDEN DÜĞMEYE BASTI
Sayın Aşar, 7 Haziran seçimlerinde aday adayı oldunuz. Ama 1 Kasım erken seçimleri için neden aday olmadınız?
-Bölgemiz hassas bir bölge, barış ve kardeşlik içinde süren bir çözüm süreci yaşıyorduk. Her ne olduysa 7 Haziran seçimlerinden sonra, bir takım olaylar patlak verdi. Birileri bir yerlerden düğmeye bastı. Ben de 7 Haziran seçimlerinde AK Parti'den milletvekili aday adayı oldum. Partinin il ve ilçe teşkilatlarının, sivil toplum kuruluşlarının tercihi sonucu Mardin'de bir aday listesi çıktı. Burada kişileri konuşmuyorum. Bunu Mardine özgü bir söz ile ifade edeyim, "ekmeği emekçiye verin, üstüne de bir tane ekmek verin" derler. Yani bir işi ehline vermediğiniz zaman o iş yarım kalmış olur. İşi ehline vermek lazım. İşin özü Mardin'deki oluşturulan listenin Mardinlilere layık olmadığını tespit ettim sonuçta. Söylem çok icraat yok, ben bölgem için birçok oluşumda görev aldım ve bölgede birçok hizmete imza atanlardan biri olarak gururluyum. Siyasiler elini taşın altına değil taşı sırtlamaları lazım. Ama bunu göremedim.
ÇÖZÜM İNSANIN İÇİNDE OLMALI
Çözüm sürecine ilişkin sorumuza kültürel değerleri öne çıkararak yanıtlayan Aşar;
-Çözüm insanın içinde olmalı. Ben Mardinli Kürt kökenli biri olarak şunu söylemek isterim. Ben Kürt kökenliyim ama eşim Ankaralı biz çözümü oradan başlattık. Bir insanın ırkı, dini, dili ne olursa olsun önce insanadır. Mezopotamyanın ortasında Mardin'de çan sesi ile ezan bir birine karışır. Bölgemiz, Hristiyan Süryani, Maruni, Keldani, Müslüman soydaşlarımız bir arada ve barış içinde yaşıyoruz. Mardin dünyaya açılan bir penceremizdir. Mardin kültürlerin, medeniyetlerin köprüsü olmuş Türkiye'nin dünyaya açılan adeta bir penceresidir. İnsanlarımız bir biri ile barışık bir şekilde yaşamaktadır. Ülkemizde ki farklı kültürler bizim gururumuz, onurumuz ve zenginliğimizdir. Bölgede insanlar iki ateş arasında kalmıştır. Birileri Kürtlerden ne istediğine değil onların ne istediğine bakmak lazım. Süreç içerisinde siyasiler başta olmak üzere makam, mevkileri ve bir rozet için insanları artık kullanmamalı. 7 Haziranda bir süreç başladı ve 4 parti bir hükümet kuramadılar. Hepimiz Türkiye'yi, bölgeyi konuşup barıştan bahsediyoruz. Seçimden seçime insanları hatırlamak yerine gelecek nesilleri için projeler üretmeliyiz.
FARKLI BİR ŞEY OLACAĞINI SANMIYORUM
Sayın Aşar, Erken seçim sizce, 7 Haziran seçimlerinden farklı bir şey getirir mi?
-Türkiye iki seçimi bir şekilde kaldırabilecek bir ülke ama olup biten kaprislerden dolayı uygun görmedim. Yapılacak olan erken seçimde de 7 Haziran seçimlerinden farklı bir tablonun çıkacağını zannetmiyorum. Burada liyakatı eğer öne alırsanız yani 77 milyon insanda 550 insanı seçiyorsunuz ki burada liyakat ölçüsünde olmadığı zaman karşısında soru işaretleri oluşur. Mülakatlarla mı liyakatla mı adaylar seçiliyor. Vicdan üzerinden mi cüzdan üzerinden mi aday seçiliyor. Bu seçimlere aday olmadım şahsımla ilgili ben de bir insanım. Bölgemi, insanımı biliyorum, kendimi seviyorum, yarın bu işin öbür tarafı da var. Bir örnek verecek olursak Mardin listesinde 151 aday oldu. Dışarıdan gelen partiyi, örgütü tanımayan insanları mülakata çağırdılar. Bu mülakatlarda liyakat, samimiyet, ilkelilik öne alınmadı. O mülakatlar sonucunda insanların gururu ile oynamaktan öteye gidilmedi. Ben hala bu milletvekilliği kriterini öğrenmiş değilim. Ben nefis ve kibirden uzak, dilime, dinime, kültürüme, insanıma ve kedime verdiğim değerden dolayı ayrıca adil bir aday seçimi yapılmadığı için aday olmadım. Bir karar alındı 3 dönem kuralı oluşturuldu. İki aylık bir seçim döneminden sonra tekrar o bilinen isimler, aynı bölgede yine aynı kişiler aday olacaklardır. Farklı bir şey olacağını zannetmiyorum. Aslında halkın seviyesine inmek lazım. Anketler yaptırılıyor yapan insanlar bölge müfettişi olarak tayin ediliyor. Bunlar kimler ile gizli gizli görüşüyor? Bunlar bilinmiyor.
SİYASET SANKİ BABALARININ MALIYMIŞ GİBİ YAPIŞIYORLAR VE GİTMİYORLAR
Bizim kültürümüzde hizmet alanında görev alınmaz görev verilir. Bakıyorsunuz birileri tepeden geliyor ki buna bir örnek vermek isterim. Türkiye bir istikrar yakaladı. Burada herkes üstüne düşeni yerine getirmeli ama hakkaniyet ölçüsünde olmalı. Milletvekilliğinin sorumluluğu olan, çok zor bir görev olarak görüyorum. Birileri geliyor o milletvekilliğine yapışıyor adeta her dönem ben olayım diyor. Siyaset sanki babasının malıymış gibi yapışıyor ve gitmiyor. Bunu sadece Mardin bölgesi için demiyorum ülkemizde ki bütün partiler için söylüyorum. Parlamentoda kavga ve gürültüleri görünce ben bir şey söylememek için 3 tane nokta koyuyorum ve susuyorum. Bizim parlamentomuz böyle olmamalı dünya bizi izliyor. Örnek bir ülke olmaya çalışıyoruz ama gereğini yapmıyoruz.
HDPNİN YÜZDE 15-16 OY ALACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
HDP Mardin'de birinci parti olmasında Selahattin Demirtaş isminin etkisi var mıdır? ayrıca bu seçimlerde oy oranları sizce ne olur?
-HDP bir renktir, bir bahçenin gülleri gibi yani CHP, MHP, AK Parti, diğer partiler ülkemizin zenginlikleridir. Paylaşılmayacak bir şey yoktur. Sözde hepimiz Türkiye'yi konuşuyoruz. Sayın Demirtaş bu çözüm sürecinde hep barış mesajları vermiştir. Siyasi çalışmalarını çok başarılı buldum kendisini buradan kutluyor tebrik ediyorum.
Benim kendi kanaatimce Doğu ve Güneydoğu da değil Türkiye genelinde alacakları oy oranının yüzde 15-16 oy alacağını düşünüyorum.
EKSİKLİKLER OLABİLİR YAPILAN HATALAR TEKRAR EDİLMEMELİ
AK Parti tek başına iktidara gelemedi. Bu süreçte partinizin hata yaptığını düşünüyor musunuz?
-Parti adına konuşmuyorum, gözden kaçan bir şeyler oldu. Yani bölge ve Türkiye adına bir vatandaş olarak konuşuyorum. Hiç kimse dört dörtlük değildir, eksiklikler olabilir. Bir kere hata ettiysen aynı hatayı tekrar etmemek gerekir. İşi ehlinde ve mahallinde çözdüğünüz zaman bir şeyler düzelir. Hepimizin çabası tabii ki Türkiye ve insanlarımız olmalı. Yaşanıla bir dünya içindir her şey.
KOALSYON FIRSATI DEĞERLENDİRİLEMEMİŞTİR
CHP-AK Parti koalisyon görüşmeleri konusundaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
-Demokratik ölçüler içerisinde bütün partilere fırsat verilmeliydi. Koalisyonlar Türkiye için olumlu sonuçlar vermemiştir ama 4 parti samimi bir şekilde bir birlerine yaklaşmış olsaydı erken seçime gerek kalmayıp güzel bir koalisyon kurulabilirdi. Şimdi bağımsızların, HDP'nin ve dışarıdan hiç milletvekili olmamış bakanların yer aldığı bir hükümet kuruldu. Partiler öncelikle ülke çıkarlarını düşünmelidirler. Ortadoğu coğrafyasında etrafımızda yaşananları düşündükten sonra koalisyon ile ilgili bir fırsat tepilmiştir, değerlendirilememiştir. Bu seçimlerde de göreceğiz sonuç pek farklı olmayacaktır. Önümüzdeki seçimde yine koalisyon görüyorum. Kahin değilim ama bu yine koalisyon var.
SEÇİME GİDİLİR AMA BİRAZ SANCILI OLACAK
Seçimlerin erteleneceği konusu ile ilgili dedikodular var. Siz bu düşüncelere katılıyor muzunuz? Erken seçim zamanında olacak mı?
-Bu olup bitenlerden sonra sağlıklı bir seçim olacağı konusunda endişeliyim. Türkiye güçlü bir devlet. Sayın Demirtaş'ın yaptığı konuşmaları, diyalogları herkesin önünde açık ve net. Sürecin tam bitti, bu iş tamamlandı derken birden bu olaylar başladı. Burada kocaman bir soru işareti var önümüzde. Bu konular beni aşan konular olduğunu sanıyorum. Bu işlerin arkasında ne oluyor bilemem ama bir sıkıntı olduğu için bu olaylar patlak veriyor. Türkiye'nin gelişmesini istemeyen bir takım güçler var. Seçime gidilir ama biraz sancılı olacağını zannediyorum. Burada şunu da söylemek istiyorum verilen sözler yerine getirilmiyor, vatandaş artık sandığa gitmek istemiyor.
HAYIRLI BİR SEÇİM OLSUN
Son olarak sizin bir mesajınız var mı?
-Evet, buradan yaşanılır bir Türkiye için dinlerin, dillerin, kültürlerin huzur içinde yaşayacağı bir ülke olmasını istiyorum. Sen ben olmasın biz olalım. İnsanlarımız ötekileştirilmemeli. Bütün partilerin ülkemize ve vatandaşlarımıza hayırlı bir seçim olsun istiyorum. Yunus Emre'nin dediği gibi , Biz yıllardır derdimize derman aradık, meğerse derdimiz dermanmış bunu anladık sözleri misali. Biz bize sahip çıkmalıyız, yoksa dışarıdan bize dost aramak doğru değildir.
Haber Merkezi