Cumhurbaşkanı Erdoğan: 21. yüzyılı Türkiye'nin asrına çevirecek güç sizlersiniz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde düzenlenen AK Parti Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı’na katıldı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 21. yüzyılı Türkiye'nin asrına çevirecek güç sizlersiniz haberinin görseli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gençlik Buluşmaları kapsamında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde düzenlenen programa katılarak gençlerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan programda üniversite öğrencilerinin sorularını da yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye’nin pırıl pırıl yüzlü üniversiteli gençleriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gençlik buluşmaları, Türk siyasetine bizim kazandırdığımız, bizimle sembolleşen özgün çalışmalardan biri. Şimdiye kadar Konya’dan Bursa’ya, Samsun’dan Şanlıurfa’ya, Mardin’den Muğla’ya kadar birçok ilimizde gençlerimizle bir araya geldik. Hasbihal ettik, farklı konularda ufuk turu yaptık. Bu buluşmaların şahsen benim de ufkumu açtığını ifade etmek isterim. Gençlerin kalbinde yer edinmeye, gençlerle yoldaşlık etmeye; işte bugün burada olduğu gibi gençlerle sohbet etmeye siyaset yolculuğumda hep özel önem veriyorum. Hayalini kurduğumuz Türkiye’nin umudu olan siz genç kardeşlerimden sadece cesaret değil, aynı zamanda ilham da aldık. Mesuliyetimizin büyüklüğünü gördükçe, başta gençlerimiz olmak üzere 86 milyonun esenliği için daha çok çalıştık, daha çok koşturduk. Bugün gençlik buluşmalarına yeniden ‘Bismillah’ diyoruz. Gençlik kollarımızın davetine icabet ettiğiniz için her birinize teşekkür ediyorum. Kısa bir takdimin ardından sizlerle sorularınız şekillendireceği samimi bir sohbet yapmak istiyorum. Gençlik buluşmalarımızın, Türkiye’deki tüm üniversitelerden böylesine geniş bir katılımla başlamasını gerçekten çok kıymetli buluyorum. Sevgili genç kardeşlerim, bugün çatısı altında bir araya geldiğimiz bu tarihi bina hem şahsımın siyasi hayatımda hem de Türk siyasal tarihinde özel bir yere sahip. Mekteb-i Tıbbiyeyi şahane olarak uzun yıllar hizmet veren İstanbul’un da simge yapılarından olan bu bina, aynı zamanda gazeteci merhum Mehmet Ali Birand’ın hazırlayıp sunduğu '32. Gün' programının da çekildiği mekandı. Burada kendisiyle güzel bir sohbet yaptık. O moderatördü ve sevgili gençler de bizi soru yağmuruna tutmuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım 1998 yılında bu salonda rahmetli Birand’ın misafiri olmuş, üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplamıştım. 27 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yine aynı mekanda üniversite gençliğiyle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Böylesine tarihi bir mekanda bu anlamlı buluşmaya vesile olan gençlik kollarımızı huzurlarınızda tebrik ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar" dedi.

'23 YILLIK İKTİDARLARIMIZ BOYUNCA HEP GENÇLERLE OMUZ OMUZA YÜRÜDÜK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler, bakınız; biz genç dimağların enerjisini ve heyecanını siyasete katarak yola çıkmış bir hareketiz. 23 yıllık iktidarlarımız boyunca da hep gençlerle omuz omuza yürüdük. Siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından her alanda gençlerin önünü açarak yürüdük. Bugün de gençlerin en çok teveccüh gösterdiği, gençlere en çok teveccüh gösteren siyasi hareket biziz. Çünkü biz bu ülkenin en büyük gücünün misyon olarak; özgüven ve ideal sahibi bir gençlik olduğuna inanıyoruz. Bugüne kadar da yanılmadık, aynı şekilde bu yola devam ediyoruz. Köklerinden güç alan ama gözünü ufka diken, dünyanın dönüşümünü okuyabilen; iddialı, şuurlu, ahlaklı ve nitelikli bir gençlik aradık ve bunu bulduk. AK Gençlik işte böyle bir sorumluluğu omuzlarında taşıyor. Biz onca imkansızlığa rağmen surda bir gedik açmayı başardık. Şimdi o gediği büyüterek zaferi kucaklayacak olan sizlersiniz. Sizlere inanıyorum, sizlere güveniyorum. Bu yolda birlikte emin adımlarla yürümekte kararlıyız. 21’inci yüzyılı Türkiye’nin asrına çevirecek; gemiyi menzile ulaştıracak ve küresel liderliğini kabul ettirecek bir Türkiye’ye ben sizlerle birlikte kavuşacağımıza inanıyorum. Bu hedefe giden yolda her şeyden evvel siz gençlerin enerjisine, yeteneklerine ve dinamizmine ihtiyacımız var. Bu dinamizmin sizlerde olduğuna inanmakta herhalde yanılmıyorum, değil mi? Türkiye’nin gençleri olarak bu milletin geleceğini avuçlarınızda taşıdığınızı lütfen bir an olsun aklınızdan çıkarmayın. Ülkemizin yarınlarına damga vuracak siyasetçiler, ekonomistler, kültür ve sanat insanları, bilim insanları, iş insanları ve her türlü konunun uzmanları unutmayın sizlerin arasından çıkacak. Onun için kendinize inanın, kendinize güvenin. Dolayısıyla hangi alanda eğitim alıyorsanız, en iyisini almaya çalışın. Hükümet olarak biz de elimizden gelen her türlü imkanla sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlar, burada şu gerçeği de ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye’de gençlere hep ‘elde var bir’ mantığıyla bakanlar olmuştur. Bunları, 27 Mayıs’tan 12 Mart, 12 Eylül’e kadar Türkiye’nin demokrasi yolculuğunu kesen tüm darbecilerde ve darbelerde görürsünüz. Ama biz böyle bakmadık. Biz gençlere inandık ve gençlerle yol yürümenin faziletine inandık. Bu gençleri sağcı-solcu, Alevi-Sünni diye bu gençleri kışkırtıp; sokaklarımızı alev topuna çevirirken görürsünüz. Bunları Gezi olaylarında, ağaç bahanesiyle hükümeti devirmeye çalışırken görürsünüz. Bunları halkın parasını yağmalayan suç örgütlerini yargıdan kaçırma teşebbüslerinde görürsünüz. Bunları şimdi de sosyal medyada farklı maskeler altında provokatörlük yaparken görürsünüz. Gençlerimizden, bu istismarcılara ve bu millet düşmanlarına karşı dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Sakın bunlara aldanmayın. Kendiniz için, mürüvvetinizi görmek isteyen anne babalarınız için, bu milletin ve bu ülkenin aydınlık geleceği için lütfen gençler bunlara fırsat vermeyin. Kendi geleceğinize de ülkemizin geleceğine de sahip çıkın. Allah’ın izniyle önümüzde birlikte yürüyeceğimiz uzun bir yol var. Rabb’im ömür verirse, sizlerle birlikte daha nice başarılara, nice zaferlere imza atacağız. Bunun hayalini kuruyor, bu güzel ideal için her birinize güveniyorum. Sizlere, hayat adına belirlediğiniz hedeflerde başarılar diliyorum. Gençlik Buluşması Programı’nın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Yusuf İbiş kardeşimi bu güzel buluşma için tebrik ediyorum. 81 ilimizdeki 207 üniversitemizden gelen siz değerli genç kardeşlerime katılımlarınızdan ötürü çok teşekkür ediyorum. Şimdi sizleri dinleyeceğim. Ama rahmetli Ahmet Kaya’yı bir kez daha dinleyelim" şeklinde konuştu.

‘BENİM BAYRAĞIM YERDE DURAMAZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şeyden önce kendimize inanacağız. Ve yolculuğumuzu kendi olarak yürüyeceğiz. Hiçbir zaman şaklabanlığa prim vermeyeceğiz. Biz olacağız ve biz olarak yolumuza devam edeceğiz. Çocukluğumdan, gençliğimden bu yana hep bu anlayışla büyüdüm. Hocalarımın bana verdikleri terbiye hep bu istikamette oldu. Ve kimseye prim vermeden, her şeyden önce kendi yağımızla, kendimiz gibi büyüyerek geleceğe yürüdük. Kimlerden hangi terbiyeyi aldık bu çok önemli. Hep beni şiirlerimden yazdığım değil okuduğum şiirlerimden tanıyanlar bilenler. ‘Erdoğan hep Akif'i okur’ doğru. Hep Akif'i okurum. Hep Necip Fazıl'ı okurum. Çünkü onlarla yetiştim. Onlarla büyüdüm. Ben bunun aksini inkar edemem ki. ‘Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırmada geç git diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumuö Böyle yetiştim. Bu anlayışla yetişen bir genç olarak aksini söylemek mümkün mü? Değil. Ve bununla birlikte de bütün genç arkadaşlarıma, gençlik kollarında başkanlık yaptığım dönemler dahil hep bu anlayışı aşılamanın gayreti içerisinde oldum. Sağ olsunlar. Genç arkadaşlarım, kardeşlerim de bu anlayışla yetiştiler, yetişmeye de devam ediyorlar. Ve çok çok önemli oldu. Tabii ki, ‘Türkçe konuşacağım’ derken işte bu anlayıştan gelen anlayışla bunu söyledim. Uluslararası toplantılarda bütün liderlerin hepsini görüyoruz, hepsini tanıdık, bildik. Ben şimdi dikkat ederseniz orada bayrağımızı yerden kaldırarak aldım ve cebime koydum. Gençler, bu milli ruhtur. Bu milliliktir. Bu yerliliktir. Yerlere her milletin bayrağını koymuşlar ama kimsenin umurunda değil. Benim umurumda. Benim bayrağım yerde duramaz. Onu kaldırmak durumundayım. Bayrakların yerine geldiğimizde baktım benim bayrak yerde duruyor. Niye bayrak yerde duruyor? Koy oraya bir numara ama bayrak orada duramaz. Aldım ve hiç unutmuyorum. Angela Merkel, ben bayrağı oradan alıp cebime koyunca o gülmeye başladı. Şaşkın şaşkın bana baktı. Ve ben de hamd ettim. Çünkü bu bayrak yerde duramaz. Unutmayın. Sizler de hiçbir zaman bu bayrağımızı yerde süründürmeyeceksiniz" dedi.

'TEMİZLİK HAREKATI DEVAM EDİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz arkadaşlar yıllarca Güney Doğu Anadolu, Doğu Anadolu özellikle bu bölgeler hep terörle yoğruldular. Bu terör öyle sirayet etti ki, üniversitelerimizin içinde, başta sizin üniversitenizde olmak üzere, buralarda gençlerimiz sağlıklı bir şekilde okuma imkanı bulamadılar. Halka baktığımız zaman Güneydoğu, Doğu Anadolu buralarda terör acayip şekilde kan götürdü. Birçok insanımızı biz buralarda kaybettik. Ve dedik ki, ‘Bizim bu işi aşmamız lazım’. Oturduk askerimizle, polisimizle hepsiyle bu işin değerlendirmesini yaptık. ‘Terörsüz bir Türkiye'yi nasıl inşa edeceğiz’ dedik. ‘Yapar mıyız bunu?’ Ve tüm arkadaşlarımız ‘Yaparız’ dediler. Ve bütün istihbarat teşkilatımız, bunun yanında hükümetimiz, kabinemiz, ‘Hiç ağırdan almadan, hafife almadan adım atacağız’ dedik ‘Süratle Terörsüz Türkiye'nin adımını atalım’ dedik ve attık. Şu an itibariyle gerek Güneydoğu gerek Doğu Anadolu bu bölgelerde belki birkaç mağara kaldı ama bütün bunların dışında her yeri temizledik. Bu temizlik harekatı devam ediyor. Bu parlamentodaki arkadaşlar bu terörsüz Türkiye ile ilgili onlar da görevlerini üstlendiler ve bu çalışmaları süratlendirdik. Bu şekilde devam ediyor. Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı, yakılıyor. Şu an itibariyle de hamdolsun Güneydoğu'ya, Doğu'ya artık bir sulhu sükun gelmiş vaziyette. Güvenimiz var, eminiz ve artık yaylalara, dağlara herkes rahatlıkla çıkıyor. Çobanlar koyunlarını, kuzularını rahatlıkla otlatabiliyor" dedi.

'BAŞTA BAYKAR OLMAK ÜZERE BİRÇOK ADIMLARI ATIYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek AKINCI gerek KIZILELMA bunlar şu anda kendi füzemizi havada ateşleyerek hamdolsun vurma noktasına geldiler. Bu Türkiye için çok önemli bir adım. Bugünleri gördük Allah'a hamdolsun. Kendi KIZILELMA’mızla kendi füzemizle havada atışları yapmak suretiyle bununla netice alma konumuna geldik. Bunun için de özellikle BAYKAR grubuna, şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Hakikaten nasıl bir heyecan içerisinde olduklarını kendilerinden dinledikçe, gördükçe ben de daha çok heyecanlanıyorum. Bununla birlikte de demek ki bu millet istediği zaman yapar. Yapar mı? Yapar. Bizim çok daha önemli işlerimiz de var, onu da söyleyeyim. Hafif değil, yapacağımız çok işlerimiz var. Ve bununla ilgili gerek silahlı kuvvetlerimiz gerek özel sektör, başta BAYKAR olmak üzere birçok adımları atıyoruz. Yatırımlarımıza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Burada özellikle de yani bu İsrail'in yaptığı ihanetleri bir kenara koymak mümkün değil. Ama bu ihanetlerin karşısında en büyük güç kimdir, neresidir derseniz, burası. Bunu birlikte yapacağız. Dedim ya, sizin gözlerinizde ben o inancı, o güveni görüyorum" dedi.

'TÜRKİYE'DE HAMDOLSUN YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bu gencimizi de kıramayız. ‘Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, mü’minler asker. Bir şey beni sindiremez; gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa; Biz oyuz ki; imanıyla övündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş. Zaferlerin kapısı, Anadolu'nun tapusu Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan işte şu anda içinde bulunduğumuz iman birliğidir. İman dayanışmasıdır’. Bu aynı zamanda Ziya Gökalp ile eş anlamlı da söylenen bir şiirdi. Ama buna rağmen ne olursa olsun kimin okuduğu önemli. Oradan yaklaşarak hemen dava açıldı. Hayırlısıyla biz de cezaevine gittik. Ama bak oradan çıktık fazla sürmedi. 15 ay sonra siyasette kapılar bize farklı bir şekilde açıldı. Yeni bir dünya kuruldu ve Türkiye'de hamdolsun yeni bir dönemin kapıları açıldı" dedi.

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.