Cumhurbaşkanı Erdoğan DEM heyeti ile görüşecek

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hafta DEM heyeti ile görüşeceğini bildirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2025 21:05
  • Güncelleme Tarihi : 07.04.2025 21:05
  • Kaynak : DHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan DEM heyeti ile görüşecek

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi.

Toplantı gündemine ilişkin bilgi veren Çelik, Mali ve İdari İşler Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı, Dış İlişkiler Başkanlığı ile Ekonomi İşler Başkanlığı'nın sunumları ile TBMM Parti Grubu çalışmalarının değerlendirildiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplantı açılış konuşmasında, ramazan ayı boyunca yapılan çalışmaları değerlendirdiğini ve bütün teşkilatın vatandaşla daha çok buluşması yönündeki çalışmaların devam etmesi gerektiğini belirttiğini ifade etti.

Çelik, Gazze'deki durumu yakından takip ettiklerini de belirterek, "Gündem ne olursa olsun Gazze'nin asli takip ettiğimiz vicdani, insani meselemiz olmaktan hiçbir şekilde çıkmayacağını ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız diplomasi trafiğini güçlü bir şekilde devam ettiriyor ve dünyada şimdiye kadar çizgisini hiç değiştirmeden aynı dozda, aynı netlikte bunu sürdüren tek ülke Türkiye. Bu konudaki ısrarımızı, bu konudaki tezlerimizi hem insani açıdan hem siyasi açıdan tezlerimizi aynı şekilde bütün muhataplarımızı iletmeye devam ediyoruz" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın perşembe günü Gazze'deki duruma ilişkin uluslararası inisiyatifi devam ettirmek adına Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile de görüşeceğini aktardı.

Bizim siyasi ajandamızın en üst sıralarında

Çelik, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tekrardan mesaiye başlamasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, "Sayın Bahçeli’nin istirahati sürecinde bile terörsüz Türkiye konusundaki hassasiyetini, hasta yatağından bile o derece güçlü bir şekilde o derece sahiplenerek ve bütün hassasiyetleri en ince ayrıntısına kadar takip ederek bu sürece dönük olarak hem hassasiyeti hem de bu sürecin gündemde tutulmasına, bu sürecin başarıya ulaşmasına dair değerlendirmelerini paylaşması gerçekten çok kıymetliydi. Nitekim yaptığı açıklamalarla terörsüz Türkiye hedefinin herhangi bir yol kazasına uğramadan, herhangi bir provokasyona uğramadan hedefine ulaşabilmesi için önemli değerlendirmeler ve uyarılar yaptı. Sayın Bahçeli’nin bu değerlendirmeleri ve bu uyarıları o iyileşme sürecinde bile bu konuda en yakın şekilde takip etmeleri bu konuya Cumhur İttifakı olarak verdiğimiz önemin, bu konunun başarıya ulaşması için ortaya koyduğumuz hassasiyetin yeni bir zirvesi olarak kayda geçmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız da bugünkü MYK açılış konuşmalarında terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için yapılması gerekenler konusunda devlet kurumlarının senkronize bir şekilde çalıştığını, senkronize bir şekilde faaliyet yürüttüğünü ve siyasi açıdan da bu hassasiyetlerin aynı şekilde gözetilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde bu sürecin başarıya ulaşması için yeni aşamaları hep beraber göreceğiz ve takip edeceğiz. AK Parti Genel Merkezi olarak da bizim siyasi ajandamızın en üst sıralarında yer alan bir konudur ve bu şekilde biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

Güçlü yankılar buldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen sıfır atık çalışmalarının güçlü yankılar bulduğunu aktaran Çelik, "Bu sene de sıfır atık inisiyatifi hem New York’taki toplantılarda hem Birleşmiş Milletler süreçlerinde son derece güçlü yankılar buldu. Bu sene tabii her sene bir teması oluyor özellikle bu sene tekstilde ve modada bunun zararlarının ortadan kaldırılmasına, sıfır atık yaklaşımının hakim olmasına dair dünyanın çeşitli başkentlerinde etkinlikler gerçekleşti. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin daha yaşanabilir bir dünyanın sağlanabilmesi için dünyanın gördüğü zararların önlenebilmesi için en önemli küresel inisiyatiflerden biri olan sıfır atık inisiyatifi artık bir Birleşmiş Milletler mekanizmasıdır, Birleşmiş Milletlerin faaliyetlerinin uzun zamandır parçasıdır. Dünyada da bunun giderek daha güçlü bir şekilde sahiplenildiğini görüyoruz ve bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Sayın Hanımefendinin Birleşmiş Milletler’de verdiği mesajlar aslında Türkiye’nin dünyanın yaşam kaynaklarının yok edilmesine karşı iradesinin ve tutumunun da net bir beyanı olmuştur" ifadelerini kullandı.

Özel'in boykot çağrılarını eleştirdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in negatif siyasetin pek çok kalemine imza attığını söyleyen Çelik, boykot çağrılarını eleştirerek, "O gün esnafın, çiftçinin, işçinin emeğinin herhangi bir şekilde kabul görmemesiyle ilgili olarak yürüttükleri bu kampanya Türk siyasi tarihinde bir partinin kendi vatandaşlarının emeğiyle karşı karşıya geldiği, kendi vatandaşlarının emeğini bir kavga unsuru yaptığı bir ilktir. Tabii bütün açılardan bakıldığında hem sosyal hayat açısından bakıldığında hem diğer açılardan bakıldığında uzun zamandır Sayın Özgür Özel büyük bir siyasi fanatizm dili kullanmakta ve resmen sosyal hayatın çeşitli mekanlarını kendilerinden olanlar ve olmayanlar, kendilerine destek verenler ve vermeyenler diye ayırarak sosyal bölücülük dediğimiz çok zararlı bir faaliyete imza atmaktadır. Ve bu faaliyetin neticesi olarak ortaya gelen noktada hiçbir şekilde bu vatandaşımız tarafından bir kabul görmemiştir, vatandaşımızda bir karşılık bulmamıştır" diye konuştu.

CHP sessiz kalmıştır

Özel'in 'cunta' söylemine ilişkin konuşan Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize dönük olarak cunta yönetimi ifadesinin kullanılması aslında bir kere daha Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden seçilmiş iradeye saygısızlığın, millet iradesiyle kavgalı olmanın, demokrasiye saygısızlığın bir neticesi olarak ortaya çıktı. Fakat madem bu cunta yönetimi ve siyasi cuntacılık bahsini açıyor Özgür Özel, o zaman bu konuya eğilmekte fayda var. Bakın, çok partili hayata geçtiğimizden beri Cumhuriyet Halk Partisi ya siyasi cuntacılığın doğrudan tahrik unsuru olmuştur, sürükleyicisi olmuştur ya da ortaya çıkan bütün cuntalar karşısında sessiz kalmıştır ve destek vermiştir. Çok partili hayatı başından sonuna inceleyen birisi, ister akademik bir çalışmayla olsun, ister bu siyasi tarihin bir kronolojisini çıkarsın, burada bir siyasi cuntacılık söz konusuysa eşittir Cumhuriyet Halk Partisi’ni bulacaktır. Yani bizim demokrasi hayatımızla ilgili, siyasi hayatımızla ilgili bir siyaset sözlüğü olsaydı, bir demokrasi sözlüğü olsaydı, cuntacılık nedir diye baktığınızda çok partili hayata geçtiğimizden beri, 27 Mayıs’tan itibaren kurumsallaşan Yassıada zihniyetini, Cumhuriyet Halk Partisi’nde tecessüm etmiş Yassıada zihniyetini cuntacılığın karşılığı olarak verirdi o sözlük" dedi.

Çelik, "Özgür Özel, normalleşmeden bahsetti, normalleşmeden şu anda geldiği nokta dışarıdaki odaklara dilekçe yazmaktan ibarettir, dışarıdaki odaklara Türkiye’yi şikayet etmekten ibarettir. Şimdi de zaten bunu kendi ifadeleriyle, kendi beyanıyla açık bir şekilde söylüyor 'yurt dışına gideceğim ve işte Türkiye’yi şikayet edeceğim' diye, Türkiye’nin kazanımlarını şikayet ettiğini, Türkiye’nin ekonomisini hedef alarak, Türkiye’nin dış politikasını hedef alarak yaptığı şeyin aslında bütün bu kazanımları hedef almaktan, milletin kazanımlarını hedef almaktan hiçbir farkı olmadığını anlamayacak bir duruma düşmüş Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi. Buradaki temel mesele, esasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisine olan sıfatları başkasına yapıştırmaya çalışması, başkalarının sıfatlarını da Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde her zaman gasp etmeye, engellemeye ve yok etmeye çalışmasından ibarettir" ifadelerini kullandı.

Türkiye en çok randevu talep edilen ülkedir

Basın açıklamasının ardından soruları yanıtlayan Çelik, Özgür Özel'in 'Bazı sosyalist siyasetçilerin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmekten vazgeçtiğini, hatta bazı diplomatların Antalya Diplomasi Forumuna gelmekten vazgeçtiği' yönündeki iddialarına, "Antalya Diplomasi Forumu her zamanki gibi yapılacak, gelmeyeceğini ifade eden tek kişi Genişlemeden Sorumlu Komiser. Onun dışında bahsettiği şekildeki bir toplu randevu iptali ya da herhangi bir şekilde Türkiye’yle teması kesme gibisinden bir şey yok, tam tersine Türkiye’nin bulunduğu her platformda Türkiye en çok randevu talep edilen ülkedir, bu nettir. Yani bakın bu Cumhurbaşkanımızın bulunduğu bütün platformlarda özellikle de Avrupalı yetkililerin ne kadar yoğun bir randevu talebi içerisinde olduğunu görüyoruz, aynı şey Dışişleri Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız için de geçerli. En son biliyorsunuz Brüksel’deydi Hazine ve Maliye Bakanımız, orada da yoğun bir temas trafiği yürütüldü, aynı şey Dışişleri Bakanımız için de geçerli" dedi.

Özel'in 'Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması için okyanus ötesinden icazet aldılar' ifadelerine ilişkin ise Çelik, "Bizim dünyada pek çok ülkeyle yaşadığımız tartışmalara baktığınızda aslında bunun talimat alıp almamakla ilgili değil, Türkiye’nin kendi bağımsız ve müstakil politikasını yürütmesiyle ilgili olduğunu, bu konudaki dirayetli duruşuyla ilgili olduğunu herkes görüyor zaten. Dolayısıyla burada bu söylediği şey siyasi bir cümle değil, daha doğrusu bu bir cümle değil, yani enteresan bir noktaya geldik, Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyasi cümle kurma kabiliyeti bile kayboldu bu yönetimle birlikte. Ne dediği de anlaşılmıyor, neye dayandırdığı da anlaşılmıyor. Yani en azından siyasi tartışmayı belli bir düzeyde yapmak lazım, bunların hepsi işte sosyal medya dedikodusu. Sosyal medya dedikodusunun Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının ya da Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşanların konuşma metinlerine girmesi çok enteresan bir durum gerçekten" cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın DEM Parti’nin İmralı heyetiyle ne zaman görüşeceğine yönelik soruya Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız takdirleriyle bu görüşme talebine olumlu cevap vereceğini iletmişti ve DEM Parti’den de görüşme talebi geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız kendi takdirleriyle uygun gördükleri bir gün içerisinde, bu hafta içerisinde bu görüşmeye bir randevu ayarlanacaktır Cumhurbaşkanlığı özel kalemi tarafından. Bu görüşmenin Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle bu hafta içinde olması değerlendirilebilir" dedi.

Yazarımız Kim ?

DHA