Sayfa Yükleniyor...
İzmirde genç avukatlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Ayşe Türkmenoğlu, anayasa değişikliğine dair sorulara cevap verdi. Türkmenoğlu seçilmiş cumhurbaşkanlığının sembolik olamayacağını savundu
EMİRCAN IŞILDAK
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Ayşe Türkmenoğlu, Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İzmir Şubesinin düzenlemiş olduğu etkinlik öncesi anayasa değişikliğine dair gazetecilere önemli demeçler verdi.
Genç avukatlara anayasa değişikliğe dair bilgilendirmede bulunan Türkmenoğlu, organizasyon öncesi gazetecilerle bir araya geldi. Seçilmiş bir cumhurbaşkanının sembolik olmaması gerektiğini söyleyen Türkmenoğlu, yeni sistemle birlikte yasama ve yürütme arasındaki denetimin de artacağını söyledi.
TEMELİ 2007DE ATILDI
Dernekteki konuşma öncesi anayasa değişikliğine dair gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türkmenoğlu, yeni sistemin ilk adımlarının 2007 yılındaki referandumda atıldığını ifade etti. Anayasal değişikliklerin kolay olmadığını, bu anlamda 10 yıllık bir gecikme yaşandığını söyleyen Türkmenoğlu, Zaten daha önce 2007 yılında referandum yapılmıştı. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi noktasında karar verilmişti. 2014de de halk ilk kez cumhurbaşkanını seçti. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının da sembolik olması beklenemez. 1982 Anayasasına göre de Cumhurbaşkanımızın görev ve yetkileri oldukça yoğun fakat karşısında sorumluluğu yok. Seçilmiş Cumhurbaşkanımız da diyor ki Bundan sonra ben sembolik olmayacağım. Anayasanın verdiği yetkileri kullanacağım. Bunu 2014teki seçimlerde de belirtmişti. Yeni dönem aslında 2007den beri başlayan bir süreç. 10 yıllık gecikmeyle anayasa değişikliği yapıldı. Neden gecikme yaşandı onu da çok iyi biliyorsunuz ki Türkiyenin gündemi sürekli olarak farklıydı. Bir taraftan yargısal darbeler, bir taraftan bürokratik darbeler, güvenlik güçleri eliyle oluşturulan darbe çalışmaları Türkiyenin sürekli ilerlemesine engel oldu. Anayasal değişiklikler de kolay süreçler değil dedi.
ÇİFT BAŞLILIK VURGUSU
Cumhurbaşkanını halk seçiyorsa, cumhurbaşkanlığının da halka karşı sorumluluğu olmalı, en önemlisi de artık çift başlılığın önüne geçmemiz gerekiyor. Çünkü çift başlılık Türkiyeye birçok şey kaybettirdi. Bunun çok yakın dönemde örnekleri var. Tansu Çiller-Demirel örneği, Bülent Ecevit-Ahmet Necdet Sezer örneği, Ahmet Necdet Sezer-AK Parti dönemi örneği var. Aynı siyasi görüşten gelseler bile cumhurbaşkanı ile başbakanın çakıştığı noktalar olabilir. Bu Türkiyeyi etkiliyor, zarar görüyor diyerek Türk Siyasi Tarihindeki anlaşmazlıklara dikkat çeken Türkmenoğlu, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan Anayasa krizine de atıfta bulundu. Türkmenoğlu krizlerle ilgili konuşmasına şu şekilde devam etti: Aynı şekilde krizlerden etkilenmemek için siyasi istikrarın devamlılığı için çift başlılığın ortadan kalkıp, gerçek manada sorumluluğu olan erkler arasındaki ayrılığın çok açık bir şekilde olduğu düzenlemeye ihtiyacımız vardı. Şu anda mevcut sistemde yasama ile yürütme arasındaki ayrımın olduğunu söylemek mümkün değil. Yumuşak bir ayrışma dersek biraz öyle gibi.
ÖZDE DENETİM YOK
Yasama ve yargı arasında mevcut sistemde belirgin bir ayrımın olmadığını sözlerine ekleyen Türkmenoğlu, yeni değişiklik paketiyle yasamanın yürütme üzerindeki denetiminin de artacağını ifade ederek, Yürütme yasamanın içinden çıkıyor. Yasamanın yürütmenin üzerindeki denetimi tam olarak sağlanamıyor. Yani sözde denetim var ancak özde denetim yok. Yeni sistemde meclisin denetim yetkisi ve etkisi çok daha fazla artırılacak. Yürütmenin yasamaya karşı olan sorumluluğu daha fazla olacak. Millet adına yasama yürütmeyi denetleyecek. Kaos ve istikrarsızlığın önü kapanacak diye konuştu.
Haber Merkezi