Çuvala konulan her ürün sertifikalı tohumluk değil!

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Yılmaz, “Çuvala konulan her ürün sertifikalı tohumluk değildir” diyerek kaçak tohuma ilişkin önemli uyarılarda bulundu

  • Oluşturulma Tarihi : 28.09.2020 13:03
  • Güncelleme Tarihi : 28.09.2020 13:03
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çuvala konulan her ürün  sertifikalı tohumluk değil! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Yılmaz yapmış olduğu açıklamada tohumluk vasfı taşımayan ürünlerin çuvallanarak yasa dışı yollarla çiftçilere pazarlandığını belirtti. Yılmaz, eğer bu konularda ivedilikle çözüm üretilmez ise Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de 2023 hedefi olarak açıkladığı 1,5 milyon ton sertifikalı tohum üretiminin mümkün olmayacağını kaydetti. Sertifikalı tohumun çiftçinin verim ve kalite güvencesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Tohumda sertifika; devletin kontrol ve denetiminin varlığını gösterdiği için çiftçinin ve tüketicinin en büyük kalite ve verim güvencesidir. Devletin kontrol ve denetimi nedeniyle sertifikalı tohum, aynı zamanda gıda güvenilirliği açısından da bir güvencedir.”



SORUNLARLA İLGİLİ MUHATAP YOK
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından denetlenmemiş, hiçbir kontrolden geçmemiş ve tohumluk vasfı taşımayan ürünlerin, çiftçilerimize tohum adı altında satıldığını kaydeden Yılmaz, “Elenen mahsulün çoğu zaman koruyucu özelliği bile olmayan boyalara bulanmasıyla elde edilen bu ürünler çuvallanarak çiftçilere pazarlanıyor. Sonuçta ise çimlenme garantisi olmayan, içerisinde başta yabancı ot tohumları olmak üzere farklı tür ve çeşidin tohumları bulunan, doğru ilaçlarla ilaçlanmadığı için hastalık ve zararlılara karşı dayanıksız, tohum denmeyecek özellikteki bu sözde tohumlar ekilmektedir. Sonuçta da üretici hem verim ve hem de özellikle kalite yönünden büyük mağduriyetler yaşamakta bunun sonucunda da ülke ekonomisi zarara uğramaktadır. Mağdur olan çiftçi, yaşadığı sorunlarla ilgili hiçbir muhatap bulamıyor ve ne yazık ki bütün bir sezon harcanan zaman, alın teri ve para da heba oluyor” dedi.
YASA DIŞI FAALİYETLER DENETLENMELİ
Başkan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “İşte tam burada atalarımızın bir sözü geliyor aklımıza; ‘Biçtiğini beğenmiyorsan ektiğine bakacaksın’… Sertifika, tohumun garanti belgesidir. Çiftçilerimiz, aynı zamanda ileride doğacak tohum kaynaklı bir mağduriyette ancak sertifika ve fatura ile hakkını arayabilmektedir. Çiftçilerimiz ekim zamanında yani üretim için ilk adımı attığında dikkatli olmalı, ne ektiğini bilmelidir. Sertifikalı tohum kullanan çiftçiler ne ektiğini de ne biçeceğini de bilir. Sertifikalı tohum ile yüzde 20-25 verim artışı sağlanır. Hasat edilen verimli ve kalitesi yüksek ürünler ise hem üreticinin yüzünü güldürür hem de ülke ekonomisine katkı sağlar.” Sertifikalı tohum üretebilmek için Bakanlıktan mutlaka yetki belgesi alınması gerektiğini aktaran Yılmaz, “Bakanlığımızdan aldığı yetki ile tohumculuğa yatırım yaparak sertifikalı üretimi yapan Tohum sanayicisi ve üreticilerimizin denetimi ve piyasadaki her türlü denetim 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile Tarım ve Orman Bakanlığına verilmiştir. Bakanlık tarafından yapılması gereken bu piyasa denetimleri maalesef yeterince ve etkili bir şekilde yapılamamaktadır” cümlelerini kullandı.
EKONOMİYE BÜYÜK ÖLÇÜDE ZARAR
“Bunun sonucunda da tohumculukla hiç alakası olmadan merdiven altı yasa dışı / kaçak tohum üretimi yapılmakta, hatta kamuya hizmet düşüncesi ile devletin koyduğu yasayı çiğneyen bazı şahıslar, Belediye ve Ziraat Odaları vasıtasıyla yasa dışı / kaçak tohum üretilmektedir” ifadelerini kullanan Yılmaz, “Aldığı yetkiyi dürüstçe kullanarak üretim yapan tohumcu, haksız rekabetle karşı karşıya kalmakta, ülkemiz ise kayıt dışı ekonomi nedeniyle vergiden ve hedeflediği rekolteye ulaşmaktan geri kalmaktadır. Tekrar vurgulamak gerekirse bu yasa dışı / kaçak tohum faaliyetinde haksız kazanç ve haksız rekabet söz konusudur. Haksız ticarete konu olan ve ‘tohum’ diye satılan bu yasa dışı / kaçak ürünler, sertifikalı tohumun satışını olumsuz etkilemektedir. Yasal olarak tohum üreten birçok firma uzun vadede bu haksız rekabete direnemeyecek hale gelecektir. Ayrıca vergilendirilemeyen kaçak satışlar ekonomimize büyük ölçüde zarar vermektedir” bilgisini paylaştı.
BELEDİYELERE VE ZİRAAT ODALARINA ÇAĞRI
Son yıllarda hızla artan tohum üretim maliyetlerine paralel olarak artış göstermeyen sertifikalı tohum kullanım desteklerinin, ödeme tarihlerinin gecikmesi ve hatta belirsizliğinin sertifikalı tohuma olan talebi düşürerek çiftçileri kaçak tohuma yönelttiğini aktaran Yılmaz, şunları ekledi: “Tohumculuk destekleri diğer tarımsal desteklerden ayrı değerlendirilmeli ve özellikle Tohumculuk Kanuna dayandırılarak düzenlenmelidir.” Belediyelere ve Ziraat Odalarına da çağrı yapan Dr. Ahmet Yılmaz, son olarak, “Eleme tesisi kurarak üründen elediklerini tohum diye çiftçilerimize satmak yerine, Tohumculuk Kanununun gereği olarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş tohum üreticisi üyelerimizin ürettiği sertifikalı tohumları çiftçilerimizle buluşturmaları daha doğru olacaktır. Böylece kanuna aykırı bir işlem yapmadıkları gibi ülke ekonomisine de olumlu katkı sağlamış olacaklardır. Eğer bu konularda ivedilikle çözüm üretilmezse Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin de 2023 hedefi olarak açıkladığı 1,5 milyon ton sertifikalı tohum üretimi hedefini yakalamamız mümkün olmayacaktır” dedi.