Dalkıran: Türkiye’de çocuklar ekonomik olarak istismar ediliyor 

Niğde’de 14 yaşındaki bir çocuğun geri dönüşüm fabrikasında hayatını kaybetmesi, Türkiye’de ihmalkârlıkla beslenen yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Artan yoksulluğun çocukları erken yaşta çalışmak zorunda bıraktığını belirten İzmir Barosu Genel Sekreteri Av. Zöhre Dalkıran, “Çocuklar ekonomik olarak istismar ediliyor” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 17.04.2025 09:10
  • Güncelleme Tarihi : 17.04.2025 09:10
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Dalkıran: Türkiye’de çocuklar ekonomik olarak istismar ediliyor  haberinin görseli

Geçtiğimiz günlerde Niğde’de bir geri dönüşüm fabrikasında 14 yaşındaki Abdurrahman Özkul’un kolunu makineye kaptırarak hayatını kaybetmesi, çocuk yaşta çalışmak zorunda olmanın Türkiye’de nasıl bir can alıcı gerçeklik haline geldiğini acı bir şekilde ortaya koydu. Henüz çocuk yaşta, oyun oynaması gereken bir dönemde ağır sanayi koşullarında çalışmak zorunda bırakılan Özkul’un ölümü, ‘çocuklar çalıştırılmamalı’ ilkesinin kâğıt üzerinde kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. İzmir Barosu Genel Sekreteri Av. Zöhre Dalkıran, artan yoksulluğun çocukları erken yaşta işçiliğe ittiğini, iş yerlerinde ise gerekli önlemlerin alınmadığını vurgularken; bu tür olayların, yapısal bir ihmalin sonucu olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin, iş kazalarında Avrupa birincisi olurken; her yıl onlarca çocuğun, denetimsizlik ve cezasızlık nedeniyle yaşamını yitirdiğini ifade eden Av. Dalkıran, “Çocuklar ekonomik olarak istismar ediliyor. Türkiye istatiksel olarak iş kazalarında dünyada 3’üncü sırada ve Avrupa’da ise 1’inci sırada” dedi. 

TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA AVRUPA’DA 1’İNCİ SIRADA 

Türkiye’de çocukların büyük bir kısmının ekonomik nedenlerden dolayı çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Zöhre Dalkıran, “Çocuklar ekonomik olarak istismar ediliyor. Ekonomik nedenlerden dolayı çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Normalde 18 yaş altında çocukların çalıştırılması yasak. Özellikle tehlikeli alanlarda ise kesinlikle yasak. Ancak Türkiye’deki ekonomik koşullar ve yoksulluk maalesef çocukların ekonomik olarak sömürülmesine ve hatta canları pahasına ağır işleri yapmalarına sebep oluyor. Umuyoruz ki bu tür durumlarda çocukları çalıştıran ve hiçbir önlem almayanlar hak ettikleri cezayı alırlar.  Türkiye’de iş kazaları için yeterli önlemler alınmıyor. Bu durum hem yetişkinler için hem de çocuklar için geçerli. Türkiye istatiksel olarak iş kazalarında dünyada 3’üncü sırada ve Avrupa’da ise 1’inci sırada. Yani durum bu kadar vahim” diye aktardı. 

YASALAR YETERSİZ KALIYOR VEYA UYGULANMIYOR 

İş yerlerinde ciddi bir ihmalkarlığın söz konusu olduğunu vurgulayan Dalkıran, “Göz göre göre kazalara yol açılıyor ve hiçbir önlem, tedbir alınmıyor. Türkiye’de bazı yasalar yetersiz kalabiliyor ancak asıl temel sorun yasaların uygulanmaması. 6331 sayılı iş güvenliği yasasında oldukça detaylı düzenlemeler var. Düzenlemeler uygulandığında iş kazalarının önemli bir kısmı önlenecektir. Ancak önlemler işverenlere maliyetli geldiği için Türkiye dünyada ve Avrupa’da geride kalıyor. Türkiye’de geçmiş yıllara kıyasla yaşanan iş kazalarında hiçbir azalma olmuyor. Bu nedenle her alanda olduğu gibi bu alanda da cezasızlık politikasına son verilmeli. Gerçekten caydırıcı cezalar verilmiyor. Aksine ödül gibi ceza veriliyor. Erteleme, para cezası gibi insan canını hiçe sayan cezalar ile ciddi bir orantısızlık gündeme geliyor. Dolayısıyla Türkiye'de en başta bu cezasızlık politikalarına bir son verilmesi ve çalışanların emeğin hak ettiği değeri görmesi, işçilerin güvenli ve sağlıklı iş yerlerinde çalışması için gerekli bütün önlemleri alması, almayanlar hakkında da caydırıcı cezaların verilmesi gerekiyor. Çocukların olması gereken yerler, oyun alanları, okullar, evleri en güvenli yerlerde olmaları gerekirken sokakta, fabrikalarda, sanayi sitelerinde. Bu konuda herkesi üzerine düşen yükümlülükle denetim görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz” sözlerine yer verdi. 

1 AYDA 4 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ 

İş Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin 4 Mart 2025 tarihli, Çocuk İş Cinayetleri Raporu’na göre; 2025 yılı Şubat ayında 4 çocuk işçi hayatını kaybetti. Çocuk işçiler ticaret, metal, inşaat ve konaklama işkollarında çalışıyordu.  Şubat ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı ise şöyle; 14 yaş ve altı 1 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 3 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 15 işçi yaşamını yitirdi. 

GEÇEN YIL 71 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ 

İSİG Meclisi tarafından 2025 yılının ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ haline getirmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada ise “Türkiye’de başta en kötü biçimleri olmak üzere çocuk işçiliğinin önlenmesi temel hedefiyle 2017-2023 yılları arasında ‘Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programı (2017-2023)’ uygulamaya konuldu ve bu çerçevede Başbakanlık Genelgesiyle 2018 yılı ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ ilan edildi. Çocuk işçiliğine son vermek amacıyla başlatılan seferberlik kapsamında ILO’nun teknik, BM ajanslarının mali desteğiyle imzalanan bu deklarasyona 6 bakanlık ve 7 işçi ile işveren sendikası da imza attı. Ancak gerçekler ortada! Bırakın çocuk işçilik ile mücadeleyi ne tam olarak çocuk işçi sayısı biliniyor ne de çocuk işçi ölümlerinin kaydı tutuluyor. Aksine çocuk işçilik devlet eliyle teşvik edilen ve kitleselleştirilen bir duruma getirildi. Öyle ki 2024 yılında bugüne kadar kaydettiğimiz en yüksek çocuk işçi ölümü meydana geldi, 71 çocuk hayatını kaybetti. Yine 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin önemli bir yönünü de bu politika oluşturmaktadır ve sermayenin uluslararası politikasıyla paralel bir eğilimin ifadesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘2023 yılında ülkemizdeki doğurganlık hızı 1,51 seviyesine gerilemiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse, bu durum alarm vericidir. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir. Her fırsatta yaptığımız en az 3 çocuk çağrısının ne kadar önemli olduğunu böylece tekrar görmüş oluyoruz’ çağrısı da güvencesiz emek havuzunun en önemli bileşeni olan çocuk işçiliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Sermaye için ucuz (MESEM ile bedava) ve örgütsüz bir işçi kitlesi vazgeçilmezdir” diye belirtildi. 

SOKAKTA ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN SAYISINDA CİDDİ ARTIŞ YAŞANIYOR 

Açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi:

“Yüzde 91’sini ulusal basından; yüzde 9’unu ise çocuk işçilerin aileleri, mesai arkadaşları ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla; 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 67 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi, 2022 yılında en az 62 çocuk işçi, 2023 yılında en az 54 çocuk işçi ve 2024 yılında en az 71 çocuk işçi olmak üzere, 2013-2024 yılları döneminde en az 742 çocuk işçi hayatını kaybetti. 2013-2024 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle; 4 yaşında 5 çocuk, 5 yaşında 6 çocuk, 6 yaşında 5 çocuk, 7 yaşında 7 çocuk, 8 yaşında 16 çocuk, 9 yaşında 14 çocuk, 10 yaşında 25 çocuk, 11 yaşında 21 çocuk, 12 yaşında 39 çocuk, 13 yaşında 47 çocuk, 14 yaşında 71 çocuk, 15 yaşında 113 çocuk, 16 yaşında 142 çocuk ve 17 yaşında 231 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti. Türkiye’de çocuk işçilik 4 ila 8 yaş aralığında başlıyor. Tarımda toplayıcılık, çobanlık ve mevsimlik tarım işçiliği yapan; sokakta mendil satan, cam silen çocuklar var. Ancak mevsimlik tarım işçisi ve sokakta çalışan çocukların sayısında 8 yaşından itibaren ciddi bir artış var. 10-12 yaşlarda tekstil ve metalde çalışan çocukları görüyoruz. 13-14 yaşlarından itibaren tarım, inşaat, sanayi ve hizmetlerde çalışan sayıları yüzbinlere ulaşan; 15-17 yaş grubunda ise tarım başta olmak üzere konaklama, ticaret, inşaat, metal, tekstil ve gıda gibi işkollarında çalışan milyonu aşkın çocuk işçi var.”

 

Yazarımız Kim ?

MERVE AĞRIÇ

İlginizi Çekebilir...

Tavuk dönerden zehirlendiler
  • Gündem
  • 16.05.2025 22:41
Tavuk dönerden zehirlendiler
Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script