- Gündem
- 20.04.2025 09:06
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Dedikodu, kriz dönemlerinin en can sıkıcı sorunlarının başında gelir. Yangına benzin dökmekle eşdeğerdir. Bu nedenle lütfen ‘falan zorda, filanın işleri bozuk’ diyenlere prim de vermeyin” dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Kasım ayı meclis toplantısı, Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Liu Zengxian’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Mecliste Çin ile Türkiye arasındaki ticaretin artması için işbirliği vurgusu yapılırken, bu sezon pamukta verim düşüşü yaşandığı belirtildi. Ekonomi yönetiminin geçici vergi indirimleriyle piyasadaki daralmanın ılımlı olması için çalıştığını söyleyen İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Merkez Bankası’nın son enflasyon raporu, önümüzdeki dönemde temkinli olmaya devam etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu noktada sadece kentimiz için değil, ülkenin her tarafında yaşanan bir problem konusunda uyarıda bulunmak isterim. Dedikodu, kriz dönemlerinin en can sıkıcı sorunlarının başında gelir. Yangına benzin dökmekle eşdeğerdir. Bu nedenle lütfen ‘falan zorda, filanın işleri bozuk’ diyenlere izin de, prim de vermeyin” uyarısında bulundu.
BOZULMAYI FRENLEMİŞ GÖRÜNÜYOR
Değişken jeopolitik risklerin etkisi altında karmaşık günlerden geçildiğini vurgulayan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Küresel ekonomide, gelişmekte olan ülkeler kaynaklı bir yavaşlama var. Avro bölgesinde işsizlik yüzde 8.1 ile 2008 küresel krizinden bu yana en düşük seviyeye geriledi ama Avrupa Birliği, bütçesi kabul görmeyen İtalya’nın borçları başta olmak üzere Brexit ve büyümenin sürdürülebilirliği sorunlarıyla yüzleşmeye devam ediyor. Ülkemiz ekonomisine gelince... En kötünün geride kaldığına dair bir algı yavaş yavaş kabul görmeye başlıyor. Amerika ile normalleşme işaretleri ve resmen başlayan İran ambargosundan muaf tutulmamız, bu algının güçlenmesine destek oluyor. Alınan sıkılaştırıcı önlemler, bozulmayı frenlemiş görünüyor. Ancak enflasyonda, talepteki düşüşe rağmen beklentilerin üzerindeki artışın Ekim ayında da devam etmesi, kur geçişkenliğinin beklentilerden yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Tüketici güven endeksinin gerilemesi, bizim açımızdan iyileşme sağlanması gereken alanların başında geliyor. Kur atağıyla birlikte bozulan göstergelere karşın, ilk toparlanma işaretlerini dış ticaret dengesinde görüyoruz” ifadelerini kullandı.
DEDİKODULARA PRİM VERMEYİN
Ekonomi yönetiminin geçici vergi indirimleriyle piyasadaki daralmanın ılımlı olması için çalıştığını söyleyen Kestelli, şunları söyledi: “Merkez Bankası’nın son enflasyon raporu, önümüzdeki dönemde temkinli olmaya devam etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu noktada sadece kentimiz için değil, ülkenin her tarafında yaşanan bir problem konusunda uyarıda bulunmak isterim. Dedikodu, kriz dönemlerinin en can sıkıcı sorunlarının başında gelir. Yangına benzin dökmekle eşdeğerdir. Bu nedenle lütfen ‘falan zorda, filanın işleri bozuk’ diyenlere izin de, prim de vermeyin.”
ÇABA SARF ETMELİYİZ
Türkiye ile Çin arasında yaklaşık 26 milyar dolarlık dış ticaret hacmi olduğuna işaret eden Kestelli, “Ancak, Çin’in bu ticaretten aslan payını aldığını söyleyebiliriz. 3 milyar dolar ihracata karşılık, 23 milyar dolar ithalatımız söz konusu. Örneğin, borsamız üyelerinin faaliyet alanı olan tarımsal ürünlerde Çin’in 2017 yılı ithalatı, 181 milyar dolar. Ülkemizden Çin’e yapılan tarımsal ürünler ihracatının değeri ise sadece 150 milyon dolar seviyesinde. Bu verilerden ortaya çıkan sonuç şudur ki, iki ülke arasındaki ilişkilerde ticaret hacminin artmasının yanı sıra Türkiye’nin ihracat payının artması için de çaba sarf etmeliyiz. Eğer Çin’in gıda ithalatından aldığımız payı ilk aşamada dünya ticaretindeki payımız olan yüzde 1’e çıkartabilirsek, çok büyük bir adım atmış oluruz” açıklamasında bulundu.
PAMUKTA YÜZDE 10 VERİM KAYBI
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Barış Karagöz da, sonuna gelinen pamuk hasat dönemine ilişkin bilgiler vererek, “Ege bölgemizde yüzde 10 verim noksanlığı ile karşılaştık. Ancak, Güney Doğu adına gelen haberler bölgemizden daha da vahim. Son olarak alınan bilgiler doğuda verimlerin yüzde 20’lere varan düşüşlerle karşı karşıya olduğu yönünde. Bu durumda bu sezon da ne yazık ki 900 bin tonlarda kalmasını beklediğimiz bir pamuk üretimi olacak. Diğer taraftan, borsamız projesi olan lisanslı depoculuk projemizin pamukta kapasitesi yine yüzde 90’lara ulaşmış durumda. 15-20 güne kadar geçen yıl olduğu gibi yüzde 100 doluluğu yakalamış olacağız. Ayrıca sizlere mutlukla ifade etmek isterim ki; ELİDAŞ bu yıl sonunda nihayet 1 milyon TL’nin üzerinde oluşan bir kar rakamına da kavuşacak” diye konuştu.
GÜVEN GİDEREK DERİNLEŞİYOR
Toplantıda konuşan Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Liu Zengxian ise, Çin’in reformunun ve dışa açılma politikasının 40'ıncı yılı içinde olduklarını belirtti. Bu süreçte Çin’in dünyanın en büyük 2 ekonomisi arasında girdiğini vurgulayan Zengxian, kapsamlı reformları genişleteceklerini ve açık ekonomiyi bir üst seviyeye çıkaracaklarını dile getirdi. Türkiye ile Çin arasındaki işbirliklerine de değinen Zengxian, şunları söyledi: “Son yıllarda her alanda iki ülke arasında iş birliği giderek artıyor. Bu işbirlikleri sonucunda Çin ile Türkiye arasındaki siyasi güven giderek derinleşiyor. Biz de konsolosluk olarak Çin şirketleri yatırım için Türkiye’ye davet ettik. Türkiye’ye özgü ürünleri Çinli iş adamlarına tanıttık.”
İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ
Türkiye'nin çekirdeksiz kuru üzüm konusunda üretimde ve ihracatta birinci sırada olduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Zincircioğlu ise, “Tatlı rekabet içinde olduğumuz Çin üzümü ile hemen hemen aynı piyasalarda müşterimize mallarımızı sunuyoruz. Ama Türkiye’nin kalitesi ve imkanı Çin piyasasına da bu üzümü satabilme şansımızı getirir diye düşünüyorum. Çin piyasası çok büyük bir piyasa. Burada kendine yeten belli iki tane kaliteli üzüm var. Yeşil üzüm ve sultana tipi bir üzüm var. Türk üzümünü karşılıklı alışveriş yoluyla satabiliriz diye düşünüyorum. İzmir Ticaret Borsası olarak her zaman işbirliğine hazırız” şeklinde konuştu.
DAMLARINA HAYVAN BAĞLAMIYORLAR
2011 yıllarında başlayan besi hayvanı ithalatının 7-8 yıldır devam ettiğini dile getiren İTB Meclis Üyesi Umut Okan da, “Et tüketimi yükseldi deniyor ne güzel ama biz tamamen ithalata dayalı bir ülke haline geldik. 7-8 yıldır ithalat devam ediyor ve yerli üretici ürettiğini satamıyor. İç Anadolu’dan da haberler alıyorum, durum iyi değil. İzmir’de 4-5 aydır nisan mayıs ayını dengeleyecek materyaller gelmemeye başladı. Bu işi atadan yapan insanlar damlarına hayvan bağlamıyorlar. Et ve Süt Kurumu ile Tarım Bakanı Pakdemirli’nin sektörü bilen kişilerle durum değerlendirmesi yapması lazım aksi halde hayvancılık sıkıntılı bir hale gelebilir” açıklamasında bulundu.