Denizin tarihini traktör taşıyor!

Aliağa’da bulunan Kyme Antik Kenti Limanı’nda şu an korkunç bir manzara var. Çünkü M.Ö. 2 bin yılında kurulduğu söylenen tarihi yapıdaki kalıntılar, traktörler tarafından sökülerek farklı bir yere taşınıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 09.09.2019 11:27
  • Güncelleme Tarihi : 09.09.2019 11:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Denizin tarihini traktör taşıyor!

SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
İzmir’in Aliağa İlçesi’nde M.Ö. 2 bin yılında kurulduğu tahmin edilen, denizcilik, sanat, mimari ve zanaat gibi faaliyetlerde oldukça başarılı bir gelişme gösterip, antik 12 Ailois kentine başkentlik yapmış Kyme Antik Kenti’nde, arkeolojik kazıların durdurulduğu iddia edilmişti. Yaklaşık 4 yıldır kazı yapılmayan alanda ortaya çıkarılan birçok eserin tahrip olduğu gözlenirken, en çok hasar gören alanın ise kentin antik tiyatro kısmı olduğu göze çarpıyordu. Bugün ise sadece antik tiyatro bölümü değil, Kyme Antik Kenti Limanı da içler acısı halde. Özel bir şirket tarafından liman genişletmesi adı altında yapılan su altı kazıları bilim insanlarının ve sivil toplum örgütlerinin bütün tepkilerine rağmen devam ediyor; İzmir’in tarihi kalıntıları Kyme’den sökülerek traktörlerle sürükleniyor. Antik liman için yıllardır mücadele veren Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi Sözcüsü ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Kurucu Başkanı Ahmet Tuncay Karaçorlu ise “Kyme, su altında kalan bölümünden tutun suyun dışındaki bölümlerine kadar çeşitli uygulamalarla tahrip edilmeye devam ediliyor. Karadaki tahribatlardan sonra şimdi de denizde tahribat yapılıyor. Ama inanıyorum ki bu yolun sonu da hukuki yollarla bitecek” dedi.



BELEDİYE DUYARLILIK GÖSTERMEDİ
Kyme Antik Kenti Limanı, liman büyütme çalışması nedeniyle yok olma tehdidi altındayken, projeye tepki gösteren Karaçorlu, tarihi değerleri talan edecek su altı kazısına ilişkin şunları söyledi: “Deniz taşımacılığında dönemin en büyük limanlarından birine sahip olan Kyme Antik Kenti Limanı’nda, denizden çıkarılan/sökülen antik kent kalıntıları bir halata bağlanarak traktörlerle sürükleniyor. Konuyla ilgili geçen ay yapılan ÇED toplantısında itirazlarımızı hem sözlü olarak hem de daha sonra süresi içinde bakanlığa yazılı olarak ilettik. Eğer bu itirazlar sonucunda ÇED raporu hala uygulanacak olursa dava süreçlerinde girişimimiz de mutlaka taraf olacak. Burada şu an yapılmak istenilen şey ‘denizde biten bir otoyol çalışması’ aslında. Yani karadaki tahribatlardan sonra şimdi de denizde tahribat yapılıyor. Ama inanıyorum ki bu yolun sonu da hukuki yollarla bitecek. Kyme, su altında kalan bölümünden tutun suyun dışındaki bölümlerine kadar çeşitli uygulamalarla tahrip edilmeye devam ediliyor. Bu liman şirketinin bulunduğu idari bina bile antik kentin çok önemli kalıntıları üzerine kurulmuş durumda. Bu şekilde verilen kurul kararlarıyla burada yapılan yanlış uygulamalar devam ediyor. Bir SİT alanında derecenin değişmesi için bir şeylerin değişmesi gerekir. Dolayısıyla bu derecenin düşürülmesi orada yapılacak yanlış uygulamalara bir zemin hazırlamaktır. Koruma Kurulunun, ilgili liman şirketinin basıncı ve bir takım kirli ilişkilerine teslim olduğunu düşünüyoruz. Kültür Bakanlığı bir an önce gerekli soruşturmaları başlatmalıdır. Aliağa Belediyesi de bu konuda hiçbir duyarlılığı göstermediği gibi gerek SİT kararlarının değişmesi gerekse aykırı uygulamalarda bugüne kadar bir taraf olmamıştır.’’



TAM BİR KÜLTÜR KATLİAMIDIR
Su altı çalışmalarının Bodrum Su Altı Müzesi tarafından yürütüldüğünü, tarihi korumakla yükümlü kurumlar ve arkeologlar eliyle bir antik kentin yok edileceğini ve tepki çeken bu kararla ilgili İzmir 2 No’lu Koruma Kurulu’nun sessiz kalıp halen bir gerekçe açıklamadığını vurgulayan Karaçorlu, “Şu anda burada denizden çıkarılarak bir halatla bağlayıp sürükledikleri eserlerin hepsi bir değerdir. Bu değerler çıkarılırken de bilimsel koşullara uygun yapılması gerekir. Ama şu anda gördüğümüz gibi çıkarılan eserler halatlarla çekiliyor ve bir traktör römorkuyla sürükleniyor. Sonra da bir başka yere bırakılıyor. Her aşamasında bir tahribatın olduğu bir süreç işliyor burada. Ama işin başka bir üzücü yanı ise bütün bunlar bir su altı arkeologu tarafından yapılıyor. Tabii ona bu görevi veren koruma kurulu da dahil bu sürecin sorumlularıdır. Bu nedenle İzmir 2 Numaralı Koruma Kurulunun ve bu karara imza atanların emsal olarak yargılanmasının caydırıcı olacağını düşünüyoruz. İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen eşi benzeri bulunmaz bir sanat harikası olan bronz koşan atlet heykelinin de buradan çıktığını düşünürsek yeterli araştırma yapılmadan körfezde yapılacak liman gibi yapılar tam bir kültür katliamıdır” diye konuştu. Kyme bir yanıyla Foça Antik yerleşimine komşu bir yerleşim olarak önemli değerleri barındırırken, diğer yanıyla da Pergamon antik yerleşimine komşu olarak da dönemin yerleşme düzeninin bir parçası. Bugün, bu bölge antik limanın ve kentinin de yok olmasıyla karşı karşıya. Kyme için mücadeleler devam ederken, STK’lar yetkililerin ses vermesini istiyor.