Sayfa Yükleniyor...
Son dört yılda 20 bine yakın tekneden, 16 milyon litreyi aşkın atık su, 30 bin litreyi aşkın sintine ve 170 bini aşkın jumbo boy poşet katı atık topladıklarını belirten Saygın Yörük, denizlerin sadece bizlere ait olmadığını vurguladı
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER
Ülkemiz, deniz ve kıyılarının gerek doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel kaynakları, gerekse biyolojik çeşitliliği ve hem sualtı hem su üstü canlı ve cansız varlıkları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Ancak içinde bulunduğumuz bu zenginliğin toplum olarak farkında değiliz.
Denizlerimiz ve kıyılarımızda kirlilik her geçen yıl artıyor. Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve toplum gönüllüleri ise yaptıkları çalışmalar ile bu çevre kirliliğine karşı adeta savaş veriyor.
Deniz ve kıyı kirliliği ile savaş veren derneklerin başında gelen DenizTemiz Derneği/TURMEPA, ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek ve gelecek nesillere temiz denizlerin kucakladığı yaşanabilir bir Türkiye bırakmak amacıyla, 8 Nisan 1994 yılında Rahmi M. Koç'un kurucu başkanlığında, Deniz Ticaret Odası ile birlikte kuruldu. Hayata geçirdiği projelerle, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda kamuoyunun yakından tanıdığı DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, 20 yıl içinde Türkiyenin önde gelen deniz odaklı sivil toplum kuruluşu haline geldi.
DenizTemiz Derneği/TURMEPA İzmir Şubesi Proje Koordinatörü Saygın Yörük, kurulduğunda 29 üyesi olan derneğin bugün; 350yi aşkın tüzel olmak üzere bine yakın üyesinin olduğunu belirterek Hopadan İskenderun'a kadar uzanan 8 bin 333 km'lik kıyı şeridinde şube ve çok sayıda gönüllüleriyle denizleri yaşatma çabasını sürdürdüklerini söyledi. Proje Koordinatörü Saygın Yörük, derneğin yaptığı çalışmaları, sürdürdükleri faaliyetleri ve hayata geçirmeyi düşündükleri projeleri gazetemiz İLKSESe değerlendirdi.
HERKESLE İŞ BİRLİĞİ HALİNDEYİZ
Öncelikle derneğin geçmişinden bahseden Yörük, DenizTemiz Derneği/TURMEPAnın 1994 yılında Rahmi Koç, Deniz Ticaret Odaları ve bir grup deniz sevdalısı tarafından kurulan İstanbul merkezli bir dernek olduğunu belirterek, Derneğin amacı tamamen deniz yollarının su yollarının ve çevrenin temiz kalmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda Türkiyede denizlerde ve su yollarında çalışan öncü bir sivil toplum kuruluşuyuz. Her yaştan farklı yaş grupları ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak beraber çalışmalar yürütüyoruz. 1996 yılından bu yana kamu yararına çalışan kurum statüsünde olduğumuz için hem okullarda hem özel sektörde birçok işbirliği yaptığımız kurum ve kuruluş var. İşbirliğinin meyvelerini de farklı zaman ve mevkilerde yaptığımız kıyı temizliği faaliyetlerinde görüyoruz dedi.
İYİLİK YAP DENİZE AT SÖZÜNÜ YANLIŞ ANLAYANLAR VAR
Kıyı ve deniz dibi temizliği faaliyetleri kapsamında Urlada gerçekleştirdikleri son etkinlikte dünyada denize kıyısı olan 105 ülke ile yanı anda bir etkinlik gerçekleştirdiklerinin altını çizen Yörük, Yaptığımız son etkinlik uluslararası bir etkinliğin İzmir ayağıydı. Bu tip etkinliklerde uluslararası olması sebebiyle denize kıyısı olan 105 ülke eş zamanlı olarak kendi kıyılarını temizliyor. Genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla ve o gün o etkinlikten hiç haberi olmayan orada bulunan vatandaşlar ile yapılan güzel bir faaliyet oldu. Buradaki temel amaç denizleri temizlemenin hiç kirletmemek olduğunu aşılamaktır. Bu bağlamda biz çıkartılan sıvı ve katı atıkları ölçüyoruz. Hem kendi hanemize işlemek için hem de ne kadar yol aldığımızı görmek için hem de denizde neler var ve bunlar olmasaydı nasıl olurdu diye bir karşılaştırmalı tablo ortaya koyuyoruz. Denizden tabir yerindeyse çok ilginç nesneler çıkıyor. İyilik yap denize at sözünü yanlış anlayanlar var diye düşünüyorum diye konuştu.
DENİZDEN BİNLERCE TON ATIK ÇIKARDIK
TURMEPAnın atık alım tekneleriyle her sene Ege ve Akdeniz koylarında binlerce ton sıvı ve katı atık topladığına vurgu yapan Yörük, Son dört yılda 20 bine yakın tekneden, 16 milyon litreyi aşkın atık su, 30 bin litreyi aşkın sintine ve 170 bini aşkın jumbo boy poşet katı atık toplandı. Atık alım tekneleri, yat ve turistik tekne sahiplerinin uğrak yeri olan koylarda mobil olarak hizmet veriyor. Urladaki son etkinliğimizde yaklaşık 700 kilogram katı atık topladık. Aslında toplamına baktığımızda Urla İskelede başlayıp Urla Altınköyde devam eden iki aşamalı ve çok uzun bir etkinlik olmamasına rağmen genel olarak Urlanın temizini de temiz saymamıza rağmen kıyılardan bu kadar atık topladık. Son bir yılda Urladaki yaptığımız etkinlikte dahil olmak üzere diğer kıyı etkinliklerinde 6 tona yakın katı atık topladık şeklinde konuştu.
DENİZLERİMİZİN YÜZDE 80İ İNSAN ELİYLE KİRLENİYOR
Yörük, TURMEPA-2 atık alım teknesinin deniz turizminin en yoğun olduğu Çeşme bölgesinde yaz ve bahar aylarında faaliyet gösterdiğini ve çok ciddi mesafeler kat ettiğini ifade ederek, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi çatısı altında 2006 yılından bu yana atık alım teknesinin 10 yılda 1.5 milyon litre sıvı atık aldığı bilgisine sahibiz. Bu sıvı atıkların cinsi de sintine suyu, yağlı, gri ve siyah su şeklindedir. Bunlar çok tehlikeli denize ve su yollarına zarar veren sıvı atıklardır. 1.5 milyon litre suyun denize karışmasını önlemek yaklaşık 12 milyon litre deniz suyunun kirlenmesini önlemeye eş değerdedir. Ancak denizlerimizin yüzde 80i karadan denize olmakla birlikte insan eliyle kirleniyor. Yaptığımız kıyı eğitim ve kıyı temizliği çalışmalarında bunun önüne geçilmesine çalışıyoruz. Bu bağlamda da deniz ve doğa sevgisini aşılamaya çalışıyoruz ifadelerini kullandı.
DAHA ÇOK KİŞİ VE KURUMA ULAŞMALIYIZ
Eğitim projelerinin aktif şekilde devam ettiğini ve son 10 yılda yaklaşık 20 bin kişiye ulaştıklarını belirten Yörük, Bu sayının daha da çok artmasını ve daha çok insan arasında yaptığımız faaliyetlerin artmasını hedefliyoruz. Bu işin temeli eğitimden geçiyor. Mümkünse daha küçük yaşlarda eğitimden geçiyor. Ağaç yaşken eğilir sözü burada devreye geçiyor. Çok küçük yaşlardan itibaren her yaş grubuna hitap eden eğitim setlerimiz var. Okullarda daha çok öğrenciye ulaşmak için İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortak bir protokolümüz mevcut. Henüz istenilen seviyeye gelemesek de öncelikle bunu okullarda yaygınlaştırmak ve mümkün olabilirse zorunlu kılmak gerektiğini düşünüyorum. Artık çevreye olan duyarlılık sosyal sorumluluktan ziyade sosyal zorunluluğa dönüşmek durumunda kalıyor. Bu bağlamda İl Milli Eğitim Müdürlüğü de bize yardımcı olursa onların sayesinde daha çok okula ve daha çok öğrenciye daha çok eğitimciye ve daha çok kuruma ulaşma şansımız olur dedi.
İZMİRE SU ALTI ATIKLARI MÜZESİ YAPMAK İSTİYORUZ
Derneğin İstanbulda yer alan su altı atıklarının sergilendiği bir sergiyi İzmirde de yapmayı planladıklarını belirten Yörük, Biz bunun muadilini İzmirde oluşturmayı planlıyoruz. Özellikle deniz altından çıkanları sergileyebileceğimiz bir yer olursa okul çağındaki çocuklar orayı ziyaret edebilir. Hem de herkesin görerek dikkatini çekebileceğimiz bir yerimiz olur. O açıdan İzmirde de bir sualtı atık sergisi kurmayı düşünüyoruz. Bunun dışında özel sektör ve farklı şirketlere de ulaşma hedefimiz var. Bu noktada onların destekleri onların üyelikleri bizim için çok önemlidir. Çünkü bir kişi birçok kişiye ulaşabilir. Bir tane aktif gönüllümüz demek birçok kişiyi bilinçlendirebilir. Bu yüzden sadece okullardan değil çeşitli özel sektör ve diğer kurumlardan da maddi ve manevi anlamda destek bekliyoruz diye konuştu.
DENİZLER SADECE BİZİM DEĞİLDİR
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi çatısı altında olduklarından dolayı birçok kurumla bire bir temas halinde olduklarına vurgu yapan Yörük, Sahil Güvenlik Komutanlığı bizim kıyı etkinliklerimizde dalış takviyesi veriyor. Balık boylarını gösteren balık cetvelleri ve pratik bilgilendirme dokümanlarını bizimle paylaşıyorlar. Bizde bunları farklı kurumlarla paylaşıyoruz. Denizlerimiz sadece bizim değildir. Aynı zamanda denizde yaşayan canlılarındır. Azalan balık türleri ve tehlikeye giren deniz canlılarının durumunun aciliyetinin giderilmesi adına çalışıyoruz. Bu noktada yaptığımız eğitim faaliyetlerinin önemini görüyoruz. Balıkçı kooperatifleri, amatör balıkçı dernekleri ve öğrenciler ile ekosistem bilinçlendirme programları ve küresel iklim değişikliği hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Balıkçılar ekmeğini denizden kazandıkları için bu konular onlar için daha da önemli oluyor. Üniversite öğrencisi, akademisyen ve farklı gruplardan üyelerimiz olsa da denizci ve balıkçı diye tabir ettiğimiz insanların bizim de gönüllümüz olması ve bizim de bilmediğimiz şeyleri göstermeleri bizim için ayrıca önem arz ediyor. Sayılarının artmasını ve daha da çoğalmalarını arzu ediyoruz ifadelerini kullandı.
ÇEVRE DOSTU TURMEPA ÜRÜNLERİ KULLANIN
Temizliğin getirdiği kirlilik olmasın sloganı ile çevre dostu ürünler geliştirdiklerini belirten Yörük, Hayatımız için çok önemli ve en kısıtlı kaynaklarımızdan biri olan sudan tasarruf edilmesi, aynı zamanda denizlerin korunması ve çevrenin kirletilmemesi ilkesinden yola çıkarak doğal hammaddelerden elde edilen, suda biyolojik çözünürlüğü olan, doğada biyolojik birikme yapmayan, ayarlı köpüğü sayesinde kolay durulama sağlayarak su tasarrufuna imkan veren ve ambalajları geri dönüşümlü ürünler hazırladık. Çevre dostu TURMEPA markalı ürünlerimizi; Marinalar, Opet Bayileri, Migros, Makro, Koçtaş, Metro ve West Marineden temin edilebilir. Bu seçiminizle, ülkemiz deniz ve kıyılarının korunmasına, yaşanabilir bir çevreye sahip olma yolunda yaptığımız çalışmalara destek olunabilir. Şehirlerde, tüm atıkların kanalizasyonlarla, yer altı sularına, göl, nehir, derelere ve dolayısı ile denizlere karışabildiği düşünüldüğünde konunun önemi daha da ortaya çıkmaktadır. Kısıtlı su kaynaklarımızın kirletilmemesi ve tasarrufu açısından çok önemli olan bu ürünlerin satışından elde edilen gelir, deniz kirliliği ile mücadele amaçlı projelerde kullanılmaktadır şeklinde konuştu.
DENİZ CANLILARI KOLEKSİYON MÜZESİNİ HERKES GÖRMELİ
Son olarak üniversitelerde ve denizlerde deniz elçileri toplulukları olduğuna değinen Yörük, Bu topluluklar bizim derneğimizin gönüllülerinden oluşuyor. Topluluklar eğitim ve kıyı faaliyetlerine katkı sağlıyor. Özellikle su ürünleri fakültesi hocalarından bize çok destek geliyor. Bu bağlamda Katip Çelebi Üniversitesi bünyesinde kurulan Deniz Canlıları Koleksiyon Müzesi var. Ben de geçtiğimiz sene ilk kez gördüm ve herkesin de görmesini tavsiye ederim. Oranın İzmirde şu anda bu şekilde tek müze olma özelliği var. Burada nesli azalmakta olan, nesli tükenen ve nesli tehlikede görebilme şansınız var. O açıdan çok işlevsel bir yer olduğunu düşünüyorum dedi.
Haber Merkezi