- Gündem
- 12.07.2025 21:23
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, paylaştığı ön raporunda, deprem sonrası yürütülen çalışmalarda çevresel risklerin bulunduğunu ve asbeste karşı önlem alınması gerektiğini belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi, deprem ve sonrası çalışmaların çevre ve halk sağlığı üzerine riskleri ve önerilerini değerlendirdiği ön raporu kamuoyuyla paylaştı. Deprem sırasında yaşanan can ve mal kayıplarının yanı sıra, tahrip olan bina ve altyapıların, afet atıklarının yarattıkları çevresel riskler nedeni ile çevre ve halk sağlığı açısından olumsuzluklar taşıdığının altı çizilen raporda, “Bu kapsamda acil durum ve afet sonrası müdahale çalışmalarında, çevre ve insan sağlığına yönelik sağlık risklerini azaltmak adına atık yönetimi ele alınması gereken en temel konulardan birisidir. Geçici barınma alanlarında sağlıklı içme kullanma suyu temininin sağlanması, atıksuların bertarafı ve atık yönetimi afet yönetiminin en önemli unsurlardır. İçerisinde bulunduğumuz pandemi koşullarında bu atıklara eklenen maske ve eldiven atıkları da büyük sağlık riski oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarında Afet Atık Yönetiminin uzman personel tarafından çok daha etkin ve hassas yönetimi ile sağlık risklerinin azaltılması hayati önem taşımaktadır” denildi.
KİRLİ HAVA SOLUNMASI ENGELLENMELİ
Alanda yaşanan çevresel risklerden bir diğerinin de yürütülen enkaz kaldırma ve yıkım çalışmaları olduğunun belirtildiği raporda, “Deprem sonucu yıkılan, hasar gören binaların yapıların yaşı, yapımında ve varsa yalıtımında kullanılan malzemeler, kullanıcıları tarafından yapı içinde/üzerinde kullanılan kimyasallar (üretim, temizlik, bakım vb) aydınlatma armatürlerinin tipi gibi unsurlar yapıların yıkılması ile atmosfere yayılarak hava kirliliğine neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalar, yapı çökmelerinin ve yıkımlarının yaşandığı bölgelerde yüksek konsantrasyonda radon, asbest, cıva, sülfür, klor gibi solunması sakıncalı gazların varlığını ortaya koymuştur. Bu nedenle sarsıntı sonrası oluşacak toz ve gaz kirliliğine karşı arama-kurtarma ekipleri dışındaki kişilerin yıkılan yapılara yaklaştırılmaması, ekiplerin arama-kurtarma sürecinde tam donanımlı ekipmanla çalışmaları, yıkıntıların temizlenmesi aşamasında ise yeniden toz ve gaz yayılımının olacağı hesaba katılarak etkilenim bölgesi hesaplanarak görevliler dışındaki kişilerin alandan uzak tutulması ve kirli havayı solumalarına engel olunması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
ÇEVRESEL RİSKLERİ VARDIR
Enkaz kaldırma ve yıkım çalışmaları ile bu binalarda yapılacak her türlü bakım, onarım, restorasyon ve yıkım işlerinde çalışanların asbeste maruz kalma olasılığının yüksek olduğuna değinilen raporda, “Arama kurtarma çalışmaları, enkaz kaldırma çalışmaları kapsamında alanda görevli uzman personel dışında yurttaşlarımızın bulunması diğer etkenlerin yanı sıra sağlık sorunlarına da neden olabilecektir.
Her faaliyetin olduğu gibi, depremlerin ve deprem sonrası yürütülen çalışmaların da çevresel riskleri bulunmaktadır. Yürütülen çalışmalarda; planlama ve bütünsel yaklaşım ile çevre boyutunun değerlendirilmesi ve yaşamın korunması önemlidir. Alanda yürütülen çalışmalar kapsamında yurttaşlarımızın alanda bulunmasının yaratacağı çevresel ve sağlık riskleri konusunda bir kez daha uyarıyor, alanda gerekli koruyucu ekipmanlar ile yalnızca görevli uzman personelin, çalışmaların yaratacağı çevresel risklerin en aza indirileceği bir yönetim süreci yürütülmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz” şeklinde görüş belirtildi.
DESTEK SUNMAYA HAZIRIZ
Türkiye’deki ve dünyadaki depremlerden elde edilen deneyimlerin deprem sonrası su ve çevre sağlığı hizmetlerinin sadece belirlenmiş kamu görevlileri tarafından verilemeyeceğini ortaya koymakta olduğuna vurgu yapılan raporda, “Bu nedenle bu konuda meslek odalarının, hizmet verebilecek olan sivil toplum kuruluşlarının, mahalle ölçeğindeki örgütlenmelerin koordineli bir şekilde verecekleri desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Arama kurtarma çalışmalarında görev alan ve destek veren tüm profesyonel ve gönüllü ekiplere, sağlık çalışanlarına teşekkürlerimizi sunuyor, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; afet ve çevre yönetimi çalışmalarında toplumsal ve mesleki sorumluluğumuz ile meslektaşlarımız ile birlikte desteğimizi sunmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz” ifadelerine yer verildi.