Sayfa Yükleniyor...
Soyer, Türkiye coğrafyasının jeolojik gerçekliği olan depreme karşı hazırlığın zorunlu olduğunu, siyasi ve fikir ayrılıklarının bırakılarak olumsuzlukların üstesinden gelinebileceğini söyledi
NURETTİN BAKİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, 30 Ekim tarihinde Seferihisar açıklarında yaşanan 6.6'lık deprem sonrası, Türkiye'de ve İzmir'de bulunan sivil toplum kuruluşları, odalar ve siyasilerin katılımları ile 'İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması' çalıştayını gerçekleştirildi.Buluşmanın açılış konuşmalarını İzmir Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Alim Murathan, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği Genel Başkanı Emin Koramaz ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı.Gerçekleştirilen açılış konuşmalarının gündeminde 'ortak mücadele' vurgusu yapıldı. Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan "hepimiz çok iyi biliyoruz ki depremle sadece Büyükşehir'in olanakları ile mücadele etmemiz mümkün değil ifadelerini kullanırken, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz "Kim ne derse desin, kim ne engel koymaya kalkarsa kalksın bizler mimar ve şehir plancıları olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu ortaya koymaya hazırız" dedi. Konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise " El ele vererek siyasi ve fikir ayrılıklarını bırakabilirsek olumsuzlukların üstesinden geleceğimiz gösterdi" ifadelerini kullandı.
BU KADAR KAYIP OLMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan içinde bulunduğumuz yüzyılda depremin bu kadar ölüme neden olmasını üzücü bulduğunu söyledi. Murathan, "Dünyada kayıp sıralamasında en ön sıradayız. Yaşadığımız yüzyılda ülkemizde bu kadar kayıp olması üzücü ve düşündürücüdür. Bilim teknik bu yaşadığımız yüzyılda depremin yıkıcı etkisine karsı her türlü önlemi alabilecek seviyeye ulaşmış durumda. Büyükşehir belediye başkanımız yaşadığımız depremin etkisini değerlendirmek için bu buluşmanın yapılmasına karar verdi. Biz hepimiz çok iyi biliyoruz ki depremle sadece Büyükşehir'in olanakları ile mücadele etmemiz mümkün değil. Kentte bulunan herkesin böyle bir buluşmaya ihtiyacı vardı. Biz buluşmamızın birinci gününde değerler bilim insanlarını dinlemek istedik" diye konuştu.
TÜM YAPILAR DENETİMDEN GEÇİRİLMELİ
İzmir Valiliğine hasar tespit çalışmaları konusunda kendilerini dahil etmemeleri konusunda eleştirilerde bulunan TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, deprem vergilerini sordu. Koramaz "Deprem kurtarma çalışımlarına katılan tüm kurum çalışanlarına teşekkür ediyorum. AFAD'a göre 6.6, uluslararası açıklamalara göre 7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak biz de mimarlar odası olarak bazı çalışmalar yürüttük. İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun bölgede gerçekleştirdiği raporu kamuoyu ile paylaştık. Bu planlamanın genişlemesi için İzmir Valiliği’nden talebimiz vardı. Ancak bu talebimiz geri çevrildi. Türkiye'nin dört bir yanında hasar tespit çalışmalarına katılmak için isim isterken, valiliğinin tutumu düşündürücüdür. İzmir ve geçmiş dönmede yaşananlar bu şehirde yanlış planlamanın ve bu konudaki uyarılarımızın dinlenmemesinin sonucudur. Kim ne derse desin, kim ne engel koymaya kalkarsa kalksın bizler mimar ve şehir plancıları olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu ortaya koymaya hazırız. TMMOB bu ülkede binlerce insanın oluşturduğu yasal bir örgüttür" dedi.
AFET YASASI YENİDEN DÜZENLENMELİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise depremde el ele verilmesi durumunda olumsuzlukların üstesinden gelebileceklerini söyledi. Soyer, "İzmir halkı olarak merkezi ve yerel idarelerimiz ile yarattığımız dayanışma duygusu ile deprem ile mücadele etmeye çalıştık. İlk anda en öncelikli amacımız canlarımızı kurmaya çalışmaktı. Bu anlamda tüm aram kurtarma ekipleri günlerce süren bir çalışma yürüttü. Bu çalışmalar ile 107 vatandaşımızı sağ çıkarttık. Yaralı vatandaşlarımızın 17'sinin tedavisi devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi olarak yaraları sarmak için kapsamında bir koordinasyon yürüttük. Tüm imkanlarımız ve insana kaynaklarımız depremin yarattığı olumsuzlukları azaltmak için harcadık. İzmir depremi sonrası böyle bir iklim olması çok memnuniyet verici… Bu eşgüdümün kısa değil uzun bir sürece yayılan bir sürece dönüşmesi gerekiyor. Deprem coğrafyamızın jeolojik gerçekliği… Bu bizim depreme karşı hazırlığı zorunlu kılıyor. El ele vererek siyasi ve fikir ayrılıklarını bırakabilirsek olumsuzlukların üstesinden geleceğimizi gösterdi. Afetlerle mücadele sağlıklı ve güvenli bir yaşam hakkının olmazsa olmazıdır. Bugün ülkemizde afet yönetmeliği 1999'da yayınlanan yasa ile yürütülüyor. Ancak günümüzde gelinen kentleşmeye baktığımızda bu yasaların yeniden gündeme alınmasını mecbur kılıyor. Belediyelerin afet durumunda müdahile hizmet gurubunda destek guruplarının yanında yer alamsından daha fazlasını üstleniyor olması gerektiğini düşünüyoruz. Afetle mücadele yerelde başlatılıp yerelde kazanılıyor. Ülkemizde afetle mücadelenin iyi bir şekilde sağlanması için afet yasasının yeniden düzenlenmesi gerekiyor" dedi.
BELEDİYELERİN YETKİSİ ARTMALI
Başarılı olabilmenin tek yolunun ortak akıl olduğun belirten Soyer, "Kentsel dönüşüm konusunda bulunan iki yasasını birleştirilerek belediyelerin yetkisinin arttırılması önemli bir zorunluluktur. Bu koşullar altında afetlere hazırlık, acil müdahale, zararların tahribatın azaltılması gibi tüm süreçlerde başarılı olabilmemizin yegane yolu ortak akıl üzerinde birleşmemizdir. TMMOB kalkınmanın ihtiyaç duyduğu bilimsel disiplinler kapsamında örgütlenen bir birlik. Bunları dışarıda bırakarak ne kalkınmayı sağlamak ne de afetle mücadeleyi sağlamak mümkün değil. Umarım yaşadığımız bu deprem daha önce yaşadığımız depremler sonrası olan gibi arkamızda bıraktığımız bir deprem olmaz" ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi