Deprem Uzmanı Sözbilir’den önemli açıklama: Deprem fırtınası yaşanabilir!

Doğu Anadolu’da yaşanan depremler, yurt genelinde bir deprem fırtınasının meydana gelmesine neden olabilir. Deprem Uzmanı Sözbilir, Akıllı Şehir konseptine geçilmesi gerektiğini vurguladı


  • Oluşturulma Tarihi : 26.11.2021 07:29
  • Güncelleme Tarihi : 26.11.2021 07:29
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Deprem Uzmanı Sözbilir’den önemli açıklama:  Deprem fırtınası yaşanabilir! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Erzurum’da ardı ardına yaşanan 5.1, 4.7 büyüklüğündeki depremler Ağrı, Diyarbakır, Muş gibi çevre illerden de hissedildi. Can kaybının yaşanmadığı depremde yaklaşık 45 evin ağır hasarlı olduğu bildirildi… Doğu Anadolu’da yaşanan bu depremler ülke genelinde paniğe neden olurken, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Hasan Sözbilir konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Erzurum’da meydana gelen depremlerin Karayazı Fayı üzerinde gerçekleştiğini bildiren Sözbilir, “Bu fay bir bütün olarak kırıldığında 7.1 büyüklüğündeki depremlere neden olabilecek potansiyele sahip” dedi. Sözbilir, bahsi geçen fayın devamı niteliğinde olan Pasinler, Palandöken ve Erzurum Faylarının da tetiklenmesi durumunda deprem fırtınasının yaşanabileceğini vurguladı. Yapı stokunun güçlendirilmesini ya da yıkılmasını talep eden Sözbilir, “Yakın gelecekte oluşacak tehlikelere karşı erken uyarı sistemlerinin kurulumu konusunda Akıllı Şehir konseptine geçişin sağlanmasında yarar var” ifadelerini kullandı.

TETİKLENMESİNE YOL AÇABİLİR

Son günlerde Erzurum’da meydana gelen depremlerin Karayazı Fayı üzerinde gerçekleştiğini belirten Sözbilir, şu açıklamayı yaptı: “Toplam 60 km uzunluğa ulaşan bu fay bir bütün olarak kırıldığında 7.1 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli taşıyor. Bu fayın batısında Erzurum il merkezine doğru devam eden Pasinler Fayı, Palandöken Fayı ve Erzurum Fay Zonu ile Horasan-Şenkaya Fay Zonu en önemli sismik kaynak niteliğindeki fay hatları olarak değerlendiriliyor. Bugüne kadar meydana gelen depremler bu fayların tetiklenmesine yol açabilir. Bunun yanında Erzurum il genelinde yıkıcı deprem üretme potansiyeli taşıyan 15 adet fay segmenti var. Bu faylar üzerinde bugüne kadar 1852-1859 Erzurum Depremi, 8 Kasım 1901 Erzurum Depremi, 13 Eylül 1924 Horasan Depremi, 3 Ocak 1952 Hinis Depremi, 30 Ekim 1983 Horasan-Narman Depremi, 18 Eylül 1984 Balkaya Depremi, 3 Aralik 1999 Şenkaya Depremi, 25 Mart 2004 ile 28 Mart 2004 Aşkale ve 2 Temmuz 2004 Doğubayazıt depremleri gerçekleşmiştir. Bu depremlerde çok sayıda can ve mal kaybı yaşanmıştır. Bölgedeki mevcut yapı stokunun olası yıkıcı bir deprem öncesinde zemin-yapı etkileşimi açısından değerlendirilmesi hayati derecede önem taşımaktadır.”

YAPI STOKUNU GÜÇLENDİRMELİYİZ

Dünyada doğal afetlerin sayısının ve şiddetinin dünya eksenindeki kayma ile doğru orantılı olarak arttığını kaydeden Sözbilir, şöyle devam etti: “Dünya üst kabuğunu oluşturan levhalar arasındaki hız farkı da deprem sayısındaki artışı beraberinde getiriyor. Erzurum’da meydana gelen depremler Karayazı Fayı üzerinde gerçekleşiyor. Bu fay bir bütün olarak kırıldığında 7.1 büyüklüğündeki depremlere neden olabilecek potansiyele sahip. Ayrıca bu fayın devamında Pasinler ve Palandöken ile Erzurum Fayı bulunuyor. Bu fayların tetiklenmesi durumunda deprem fırtınası yaşanabilir. Gelecekteki olası yıkıcı bir depremden en az zararla çıkmanın en zaruri yolu depreme dirençsiz yapı stokunu saptamak ve yapı stokunu güçlendirmek veya yıkmaktır. Bu kapsamda il düzeyinde doğal afet eksenli kentsel dönüşüm yol haritasının çıkartılması ve buna göre il afet risk azaltma planlarının acilen uygulanması elzemdir.”

AKILLI ŞEHİR KONSEPTİNE GEÇİLMELİ

Bu konularda İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, yerel yönetimlerin, ilgili üniversitelerin bütünleşik ve uyumlu bir mekanizma çerçevesinde Türkiye’yi doğal afetlere dirençli bir toplum düzeyine yükseltebileceğini belirten Sözbilir, “Özellikle dünya yüzeyinde meydana gelen buzul erimesi ve son yıllarda oluşan mega depremler nedeniyle dünya ekseninde 15 cm’lik bir kaymanın oluştuğu, bunun da hem levha hareketlerini, hem de volkanik faaliyetler ile diğer iklim değişimi kaynaklı doğal afetleri tetiklediği yönünde bilimsel görüşler var. Sonuç olarak gelecekte meydana gelebilecek çoklu afet tehlikesine göre önlem alınması ve deprem ile volkanik aktivite gibi doğal tehlikelerin sürekli izlenmesi, yakın gelecekte oluşacak tehlikelere karşı erken uyarı sistemlerinin kurulumu konusunda Akıllı Şehir konseptine geçişin sağlanmasında yarar var” dedi.