Sayfa Yükleniyor...
Jeofizik Mühendisi Efe Bayol, deprem erken uyarı sistemi cihazını 1,5 yıldır İzmirde kullandıklarını ve 5 depremde en düşük yüzde 84 başarı oranına ulaştıklarını belirterek, İzmir Kemalpaşada olan 4,4 şiddetindeki depremi 4 gün öncesinde tahmin ettik. Verilerimize göre 4,7 olarak bekliyorduk dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Tokyo Üniversitesince desteklenen ve yıllarca süren Ar-Ge çalışmaları sonrası tamamlanan, deprem erken uyarı sistem cihazı dünyada ilk kez İzmirde kullanılmaya başlandı. Yaklaşık 1,5 yıldır devrede olan cihaz, bugüne kadar tahminde bulunduğu 5 depremi de bildi.
En son geçen İzmir ve çevresinde paniğe neden olan 4,4 büyüklüğündeki depremi de 4 gün önceden haber veren cihaz geçen ay AFADın Ankarada düzenlediği sempozyumda da dikkat çekti. Japonyada meydana gelen büyük bir deprem sonrası araştırmalara ağırlık verildiğini ve uzun yıllar süren çalışmalar sonrası cihazın üretildiğini söyleyen Jeofizik Mühendisi Efe Bayol, Ters radyo dalgalarıyla deprem arasındaki bağlantıyı çözmüşler. Yıllarca süren çalışmalar sonucunda elektromanyetik gürültünün bir deprem habercisi olduğunu kanıtlamışlar. Sonrasında da bu cihaz yaşama geçiriliyor. 17 yıldır var olan cihaz bugüne kadar yaptığı tahminlerde en düşük yüzde 84 oranında (ki, bu çok yüksek bir başarı oranı) deprem tahmininde başarı elde etti. Temel olarak da herhangi bir insanın evinde kullandığı radyoyla saptayamayacağı ama kurulan özel sistemle etraftaki radyo sinyallerinin incelenmesiyle frekanslardaki bozulma miktarı grafik haline getiriliyor ve bu yorumlanıyor. Bozulmayla deprem arasındaki bağlantının çözülmesi sonrası bu yönde çalışmalar yapılıyor diye konuştu.
DEPREMİ 4 GÜN ÖNCE BİLDİK
Özellikle 1,5 yıldır İzmirdeki istasyonlardan ölçüm alındığını ve 5 kere deprem tahmini gerçekleştirildiğini belirten Bayol, sözlerini şöyle sürdürdü: İstasyonlardan alınan tahminlerle de sonuca ulaştık. Sonuncusu da Kemalpaşada gerçekleşen 4,4 büyüklüğündeki deprem oldu. Depremden 4 gün önce cihazlarda uyarı gözlemlendi. Uyarılar bittikten yaklaşık 3,5-4 gün sonra da deprem meydana geldi. En son ki başarılı tahminimiz bu oldu. Şu ana kadar en kötü yüzde 84lük bir tahmine ulaştık. Bizim deprem şiddet tahminimiz 4,7ydi. Bu noktada yüze 0,3 gibi bir sapma yaşadık.
BULUT SİSTEMİNİ KULLANIYORUZ
Bayol, projenin daire ya da kişi bazlı bir çalışma olmayacağını ve bölgesel bazlı sistemin kurulacağını belirterek, Sistem 10 kilometre çapında bir bölgeyi kapsayacak. Dairesel olarak her 10 kilometreye bir tane bu cihazdan yerleştireceğiz. Tabi bu alan ne kadar çok daraltılırsa o kadar iyi sonuç alınır. Ne kadar çok istasyon varsa ve ne kadar çok veri elde ediliyorsa ulaşılacak sonucun doğruluğu da o kadar artıyor. Gelişen veri teknolojisini ve bulut sistemini kullanıyoruz. Bu süreç birçok dalın entegre bir şekilde çalışmasıyla ilerliyor. Bu nedenle de çalışmanın devletle birlikte yapılması gerekiyor. Maliyeti açısından şu an bir şey söyleyemiyoruz. Çünkü hala Ar-Gesi devam ediyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra maliyeti net olarak ortaya çıkacak şeklinde konuştu.
SADECE DEPREM TAHMİNİ EDİLMEYECEK
Türkiyede sistemin öncelikle belirlenecek olan pilot bölgeye kurulacağını ifade eden Bayol, sözlerine şöyle devam etti: Pilot bölgenin belirlenmesi ve o alana bir ağ kurulması gerekiyor. Kurulacak olan ağla da veriler toplanıp, tahminler yapılacak. Ancak hedefimiz doğrudan doğruya deprem tahmini olmayacak. Bu bir proje olduğu için deprem tahmini de sadece bir kısmında olacak. Bütün deprem bölgelerine kurulacak bu sistemle bölgelerin zeminleri incelenerek, risk alanı olup olmadığı belirlenecek. Alanlarla ilgili risk haritaları ve çözüm haritaları oluşturulacak. Bunun yanında şu anda bina izleme sistemi de geliştirmeye çalışıyoruz. Özel sensörlerle binalar izlenecek. Bu da yeni bina yasasında yer alıyor. İnşaat odası ve AFADda durumu destekliyor. AFADın geçen ay deprem erken uyarı sistemleri konusunda düzenlediği sempozyumda da cihaz bakanlık nezdinde oldukça ilgi çekti. Konuyla ilgili görüşmelerimiz de devam ediyor.
DEÜ DESTEKLİYOR
Yeni yapılacak binaların yapay deprem simülasyonlarıyla birlikte şartlara uygun olarak inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Bayol, Bu süreçlerin hepsi entegre olarak sürüyor. Projemize Dokuz Eylül Üniversitesi profesörleri de destekliyor. Ege Bölgesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi de çalışmamıza destek veriyor. Çok yönlü bir çalışmadır. Yeni teknolojinin getirdiklerini de sistemlerimize entegre ediyoruz. Özellikle veri teknolojisini kullanıyoruz. Çünkü olayın en önemli noktası verilerin toplanması oluyor. Şu ana kadar gayet güzel sonuçlar aldık. Bundan sonra da böyle devam edeceğine inanıyoruz ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi