Dersimiz çocuk hakları

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde basın açıklaması gerçekleştirerek, öğrencilerin yazdıkları şiir ve hikayelerden oluşan barış temalı sergiyi ziyarete açtı


  • Oluşturulma Tarihi : 18.11.2016 09:17
  • Güncelleme Tarihi : 18.11.2016 09:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Dersimiz çocuk hakları haberinin görseli

EMİRCAN IŞILDAK

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Merkezin Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İlke Erol’un, çocuk hakları konusunda istatistiki bilgiler vererek dünyadaki olumsuz tabloyu özetlediği organizasyonda Karabağlar Hüseyin Akdağ İlkokulu öğrencileri de yer aldı. Basın açıklaması sonrası öğrencilerin barış temasında yazdığı şiir ve hikayelerden oluşan sergi de ziyaretçilere açıldı.

HER GÜN BİNLERCE ÇOCUK ÖLÜYOR

Avukat Erol, çocuk işçiler ve çocuk ölümleriyle ilgili çarpıcı istatistikleri de dile getirdiği konuşmasında, “Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır. Uluslararası Af Örgütünün verdiği bilgilere göre pornografi, şiddet ve yasa dışı faaliyetlerin çokça görüldüğü ülkelerde çocuk istismarı had safhalara ulaşmaktadır. İstatistikler dünya üzerinde 5-14 yaş grubu arasında 250 milyon çocuk işçi olduğunu söylerken 12-17 yaş grubundaki milyonlarca çocuğun okula devam edemediğini ortaya koymaktadır. Toplam 165 milyon yetimin bulunduğu rapor edilen dünyamızda BM Çocuklara Yardım Fonu’na (UNICEF) göre her gün beş yaşın altında 22 bin çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı hayatını kaybediyor” dedi.

MÜLTECİ ÇOCUKLARA VURGU YAPTI

Türkiye’deki mülteci çocukların durumunu da ele alan Erol, “Çocuk Hakları Sözleşmesi ve akabinde kurulan BM Çocuk Hakları Komisyonu’nun tüm çalışmalarına rağmen, bugün çocuklar hala toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil etmektedir. Türkiye’nin de 14 Ekim 1990'da imzaladığı sözleşmenin yürürlüğe girmesinin üstünden geçen 20 yıla rağmen Türkiye'de hala 400 bini tarımda çalışan bir milyona yakın çocuk işçi, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları ve çatışma ortamında kaybedilen, Suriye savaşından kaçarak Türkiye’ye sığınan ailelerin çocukları, mülteci çocuklar var. Bu çocuklara yardım en önemli görevlerimizden olmalıdır” diye konuştu.

“18 YAŞINDAN KÜÇÜK HERKES ÇOCUKTUR”

Çocukların hayata kalmalarının ve özgürce yaşamalarının devletlerin sorumluluğu altında olduğunu vurgulayan Erol, “Geçtiğimiz yıl içerisinde yaşanılan Ensar Vakfı ve Kaimder’de eğitim gören çocuklara yönelik cinsel istismar davaları, Anayasa Mahkemesi’nin 103. maddelerinin 1. ve 2. maddelerinde yaptığı iptaller dolayısıyla oluşan boşluk nedeniyle çocuk yaşta evliliklerin önünü açan yasa uygulaması, yaşadığımız çevrede kaçak olarak olumsuz şartlarda çalıştırılan yüzlerce mülteci çocuğun varlığı çocuklar için daha güzel bir dünya umutlarımızı ne yazık ki her geçen gün azaltmaktadır. Bu nedenlerle diyoruz ki; 18 yaşından küçük olan herkes çocuktur. Büyümüş de küçülmüş olsun olmasın, kocaman insan gibi görünsün görünmesin, artık ağabey, abla olsun olmasın, 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise tüm devletlerin görevidir. Hükümetlerin bunun karşısında mazeretleri olmamalıdır. Çocukları etkileyecek kararlar alınırken, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip her çocuk görüşlerini serbestçe ifade edebilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

ÇOCUK AYRIMCILIĞINA DİKKAT ÇEKTİ

Erol, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Çocuklar dahil hiç kimse renklerine, cinsiyetlerine, tabiiyetleri ve inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulamaz. Çocuklar kendi kültürlerinden, kendi inançlarından ve dillerinden yoksun bırakılamaz. Çocuk işçi olmaz. Engelli çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır. Sosyal yardım ve koruma denildiğinde, ilk akla gelen çocuk olmalıdır. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi, her çocuğun hak sahibi, eşit, özgür, mutlu ve onurlu birer birey olarak yaşamda var olabilmeleri için çocukların yararına bütüncül bir dönüşümü savunmaya sonuna kadar devam edecektir.”