“Dinin tıptan ayrı bir yeri vardır”

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant, Sağlık Bakanlığı’nın planladığı Biyoetik Kurulu hakkında konuştu. Güzelant, kurulda yer alması planlanan ilahiyat uzmanının tartışmaları beraberinde getireceğini ifade etti


  • Oluşturulma Tarihi : 24.12.2015 08:38
  • Güncelleme Tarihi : 24.12.2015 08:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Dinin tıptan ayrı bir yeri vardır”

EMİRCAN IŞILDAK

Sağlık Bakanlığı’nın kurmayı planladığı Biyoetik Kurulu’nda, İslam hukuku alanında doktora yapmış ilahiyatçıların yer almasının düşünülmesi eleştirileri beraberinde getirdi. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant, uygulamanın tartışmalar oluşturacağını ifade etti.

Güzelant, sağlık alanını ilgilendiren konularda İslam hukukçusu olmasının yarardan çok zarar getirebileceğini söyledi. Güzelant, “Hiçbir din tıbbi konularda karar verici olamaz fakat ilahiyat uzmanı, organ bağışı gibi konularda insanları doğru yönlendirmeye yardımcı olabilir” dedi.

“TIP DİNSELLEŞTİRİLEMEZ”

Tıp alanında dinin yer almasının bilimsellik açısından tartışılacağını belirten Güzelant, “Bilim alanına hiçbir din giremez. Bunun özeti budur. Çünkü din konusu ve tıp ayrı alanlardır. Dinler bilime kapalı değildir, ışık tutabilir fakat dinler arası ayrımlar bilimsellikten uzaklaştırabilir. Ülkemiz laik bir ülke durumda. O yüzden her disiplinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Dinin tıptan ayrı bir yeri vardır. Tıp dinselleştirilemez. Sonuçta bu ülkede her dine mensup vatandaşlar var. Adaletsiz bir durum ortaya çıkabilir” değerlendirmesini yaptı.

“YALNIZCA FİKİR ALINABİLİR”

İslam hukuku doktorası yapmış ilahiyatçılardan yalnızca fikir alınabileceğini söyleyen Güzelant, “Sağlık Bakanlığı her alanda din referansını göz önüne alıyor. Tıpta dine uygun mudur, değil midir diye bir tartışma çok gereksizdir. Tıp dünyasına da karışmak istiyorlar ancak bilim çevreleri bunlara karşı durmaktadır. Bizler pratik olarak bu durumu eleştiriyoruz. Din açısından tartışılabilecek tıbbi hususlar ortaya çıkacaktır. Örneğin kürtaj, ilaç oruç ilişkisi, organ nakli konusu gibi konularda tartışmalar olabilir. Bu noktada din açısından olumlu görüşler alınabilir. İlahiyat uzmanı organ nakli gibi hassas alanlarda dinen sakıncası olmadığına dair görüşler sunabilir. Ancak bu tarz durumlarda kurulun sağlıklı işlemesinden bahsedilebilir” yorumunu yaptı.

ELEŞTİRİLEN KURUL İÇERİĞİ

Kurulda bulunacak üyeler, “Müsteşar veya müsteşar yardımcısı, bakanlık birinci hukuk müşaviri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı, UNESCO Biyoetik İhtisas Komitesi’ni temsilen birer yetkili, uzmanlığını ve doktorasını tamamlamış halk sağlığı, tıbbi biyoloji ve genetik, tıp eğiti ve tıp tarihi uzmanları ile kadın hastalıkları ve doğum, çocuk sağlığı ve hastalıkları, psikiyatri uzmanları, biyomedikal mühendis, hukukçu” şeklinde sıralandı. Bu sıralamada ek olarak, “Tercihen İslam hukuku alanında doktorasını tamamlamış ilahiyatçı” bir üyenin bulunması dikkat çekti. Kılavuz onaylandığı tarihte yürürlüğe girecek.

 

Haber Merkezi