Direnişe tehdit postası: “Destek olan işinden olur!”

PTT’de sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılan taşeron emekçiler direnişlerini sürdürüyor. Şirket temsilcileri ise “Sendikaya destek olursanız işinizden olursunuz” mesajıyla tehdit savuruyor


  • Oluşturulma Tarihi : 17.12.2020 08:30
  • Güncelleme Tarihi : 17.12.2020 08:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Direnişe tehdit postası: “Destek olan işinden olur!” haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Salgının milyonlarca insanı eve kapattığı günlerde, ‘yaşama devam edebilmek’ için çalışmak zorunda kalan emekçilerden bazıları da postacı ve kargocular... Salgının başından bu yana en riskli işlerden birini fedakarca yürüten emekçiler, özverili çalışmalarının hak ettiği değeri bulmasını beklerken, devletin en köklü kurumlarından PTT’de yıllardır yaşanan taşeronlaştırmalarla ağır-güvencesiz çalışma koşullarına mahkum ediliyor. Üstelik binlerce taşeron işçinin örgütlendiği bağımsız PTT-Sen’in yöneticileri de sendikal kıyıma uğruyor ve üyeleri baskıyla istifaya zorlanıyor. Sendika üyesi oldukları için geçtiğimiz aylarda işten çıkarılan, aralarında PTT-Sen yöneticilerinin de bulunduğu taşeron işçiler, İstanbul, Bursa ve İzmir’de başlattıkları eş zamanlı oturma eylemlerini yedinci gününde de sürdürüyor. İzmir’de PTT Başmüdürlüğü binası önünde oturan işçilerden PTT-Sen Genel Başkanı Halit Büyük, sonuç alıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini söyledi: “Şirket temsilcileri üyelerimize mesajlar atıyor, ‘Sendikaya destek olursanız işinizden olursunuz’ diye. Amaç bizim üzerimizden işçilere gözdağı vermek. Sendikalaşmanın önüne geçmeye çalışıyorlar. PTT’de süreç çok kötüye gidiyor, çalışanların hiçbiri mutlu değil.”

AMAÇ İŞÇİLERE GÖZDAĞI VERMEK

Eylemdeki işçilerden PTT-Sen Genel Başkanı Halit Büyük, 2019 yılında sendikayı kurduklarını, kısa sürede çok sayıda üye yaparak yetkiyi aldıklarını ve Marmara ile Karadeniz’de iki toplu sözleşme geçekleştirdiklerini anlattı. 11 yıl boyunca PTT’de taşeron olarak çalıştıktan sonra işten çıkarılan Büyük, “Buradaki dört kişiyi Ağustos’ta sözleşmelerimizi yenilemeyerek çıkardılar. Davalarımızı açtık. Bu süreçte bizimle hiçbir müzakere yapmadı. 4 ay oldu dilekçelerimize cevap alamadık. Herkes üç maymunu oynuyor. Şirket temsilcileri üyelerimize mesajlar atıyor, ‘Sendikaya destek olmayın, olursanız işinizden olursunuz’ diye. Amaç bizim üzerimizden işçilere gözdağı vermek. Yöneticileri işten çıkararak işçilerin örgütlenmesini zayıflatmayı düşünüyorlar. Bu insanların evleri kira, çocukları var, kredi borçları var. Herkes kulak arkası yapıyor, sesimizi duymuyor. Bizimle bir müzakere zemini oluşturulmasını istiyoruz. Dertleri neymiş öğrenmek istiyoruz. Talimatı kim veriyor? Bizi işten çıkaran şirket mi? Şirkete talimatı genel müdürlük mü veriyor? Genel müdürlüğe Ulaştırma Bakanlığı mı talimat veriyor?” diye konuştu.

SENDİKA HAKSA BİZE SAHİP ÇIKSINLAR

Anayasal bir hak olan sendika hakkının engellendiğini ifade ederek, sonuç alana kadar eylemlerine devam edeceklerini vurgulayan Büyük, “PTT’de sendikalaşmanın önüne geçmeye çalışıyorlar. Dava süreçlerimiz devam ediyor. Önümüzdeki günlerde PTT A.Ş. yönetimi ve şirket sahipleri hakkında da sendikal faaliyetlerimiz engellendiği için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Burada bir hukuksuzluk var. Türkiye genelinde bize destek veren işçi arkadaşlarımız var. Gerekirse iş durdururuz diyorlar ama biz bunu kabul etmiyoruz. Postacı arkadaşlarımızın sırtına çuvallarla yük yükleniyor. Üç kişinin yapacağı işi bir kişiye yaptırmaya çalışıyorlar. Personel sayısı az olduğu için teslimat süreleri uzadı. Personel ihtiyacı varken personel çıkarıyorlar. Çalışanların emeklerinin hakkı verilmiyor. Artık herkes bezmiş durumda. Tazminatlarımızı verseler de işi bıraksak diyen çok işçi var. 7201 sayılı kanuna göre tebligatı sadece PTT’nin asli memuru yapabilir diyor. Ancak PTT artık o kadar kanun tanımıyor ki birçok ilde eleman eksikliğinden taşeron işçilere de tebligat yaptırıyorlar. Bu büyük bir suç... PTT’de on kalem iş varsa bunun 9’unu taşeron işçiler yapıyor. 80’in altında gönderi alan işçiye verimi düşük diye tutanak tutuyorlar. Gönderi kaybedince gönderi ücretinin 30 katı tutarında ceza kesiliyor. Sendika Türkiye’de haksa bize sahip çıksınlar. Direnişimiz yeterince sahiplenilmedi” ifadelerini kullandı.

ÖNLEM YOK, MASKELER TÜL GİBİ!

Pandemi sürecinde PTT emekçilerinin çalışma koşullarının daha da ağırlaştığının altını çizen Büyük, şunları söyledi: “Şu anda koronavirüse yakalanan çok sayıda PTT çalışanı var. Ciddi anlamda alınan önlem de yok. Herkese günde 1 tane maske veriyorlar. O da tül gibi, incecik. İşyerlerinde gerekli dezenfektan işlemleri yapılmıyor. Koronavirüse yakalanınca arkadaşların temasta bulunduğu kişilerin isimlerini vermesini de engelliyorlar. ‘Sen virüse yakalandın kimsenin ismini vermiyorsun’ diye böyle bir baskı da var müdürlüklerden. Muhtemelen onlara da başmüdürlükten talimat geliyordur. Çünkü iyice personel azalıyor, iş yükü artıyor. Böyle bir süreç de yaşıyoruz. İlk başta işyerinde temaslı olduklarının isimlerini verenler oldu ama ‘Sen kime sordun da isim verdin’ gibi baskılarla karşılaşanlar oldu. PTT’de süreç çok kötüye gidiyor, çalışanların hiçbiri mutlu değil. Bu sadece taşeronlar için değil memurlar için de geçerli. Herkesin üzerinde baskı var. PTT işçileri susturulmuş durumda. Depremde hasar alan binalara önlem almadan, sadece sıva makyajı yaparak işçileri soktular.”

KÖLELEŞTİRME SİSTEMİNE İTİRAZ ETTİK

8 yıl boyunca PTT’de taşeron içi olarak çalışan sendika yöneticilerinden Uğur Cengar ise ağır çalışma koşulları nedeniyle emekçilerinin üzerindeki yükü anlatarak, “Benim evim kira dolayısıyla işten çıkarıldığımızda ilk golü oradan yedik. Her insanın yaşamış olduğu sıkıntıları biz misliyle yaşadık. Zaten aldığımız asgari ücret artı yüzde 30 şeklinde bir maaş... Yol, yemek olarak yüzde 30 tıraşlanıyordu. Yine asgari ücrete talim ediyorduk. Pandemi döneminde yoğun mesaiye kaldığımızda bir nebze maaşımız elimize geçiyordu ama bu sefer evin yüzünü unutuyorduk maaşı iyileştirmek adına. İşten çıkarıldığım ay, Kurban Bayramı’nda evime gitmeden 32 saat mesaiye kaldım. Ama işimizi severek yapıyorduk. Asla şikayet etmedik. Bir yandan da anayasanın bize vermiş olduğu haklarla birlikte daha iyi şartlarda çalışalım diye mücadele ettik. Anayasal hakkımız için yola çıktık. Köleleştirme sistemine itiraz ettik. Hukuki süreçleri başlattık ama amacımız haklarımızı alıp işe geri dönmek değil. Bizim amacımız bundan sonra gelebilecek zararların önüne geçmek. Sendika kurduğumuz için işten çıkarıldığımızı herkes biliyor. İşten atılma korkusu o kadar çok yapıştırılmış ki çalışanların üzerine, sosyal medyada paylaştığımız bir şeyi beğenmeye bile çekiniyorlar. 180 yıllık koca çınar diye tabir edilen kurumun bu hukuksuzluğa alet edilmesi kadar bizi üzen hiçbir şey yok. Biz eylem yaparken yanımızdan geçen PTT çalışanları ‘Ne zaman bitecek bu yaşadıklarımız’ diye kulağımıza fısıldıyorlar. İşten çıkarılan arkadaşlarımızın hiçbiri şimdiye kadar soruşturma geçirmemişti. Hepsinin sendika yöneticisi olması tesadüf mü? ‘Sendika kurdukları için işten çıkardım’ diyemiyorlar çünkü anayasa ortada, kanun ortada... Biz sözümüzün arkasındayız. Ne kadar sürerse sürsün dirayet göstereceğiz, buradayız” şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir...

Engelliler Bakanlığı kurulacak
  • Gündem
  • 15.05.2025 00:19
Engelliler Bakanlığı kurulacak
Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script