Sayfa Yükleniyor...
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Karadeniz’de doğal gaz rezervinin keşfedilmesiyle ilgili konuşarak, bu çalışmaların 1970’li yıllarda başladığını belirtti. Sözbilir, ilginin arttırılması gerektiğine dikkat çekti
BURCU YANAR
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hasan Sözbilir, geçtiğimiz cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Müjde’ olarak duyurduğu Karadeniz’de 320 Milyar metreküp doğal gaz rezervinin keşfedilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu
“ÇALIŞMALAR 70’Lİ YILLARDA BAŞLADI”
Prof.Dr. Hasan Sözbilir, “Karadeniz’ de doğal gazın keşfi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin doğru uyguladığı ulusal politikalar yanı sıra Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nda (TPAO) çalışan jeoloji ve jeofizik mühendislerinin sayesinde olmuştur” diyerek, çalışmaların başlangıç tarihine ve bugüne kadar yürütülen çalışmalara dikkat çekti. Karadeniz’ de doğal gaz arama çalışmalarının 1970 yılında başladığına vurgu yapan Sözbilir, “Öncelikle sığ sondajlar ile başlayan çalışmalar. 1990’lı ve 2000’li yıllarda derin sondajlar şeklinde devam etmiştir. Yani Karadeniz’de doğal gaz keşfi TPAO’da çalışan jeoloji ve jeofizik mühendislerinin 50 yıla dayanan çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. Bunun yanında Doğal gaz Karadeniz’de denizin altında aranmış ve bulunmuştur. Fakat Karadeniz kıyıları boyunca kara kısmında da TPAO ile birlikte üniversitelerimizdeki jeoloji ve jeofizik bölümlerindeki akademisyenlerin de bu keşifte önemli katkıları olmuştur. Bu 50 yıllık sürede genç bilim insanları tarafından konuyla ilgili çok sayıda lisansüstü, yüksek lisans ve doktora düzeyinde çalışmalar da yapılmıştır. Kısacası Karadeniz’de Doğal gaz keşfi jeoloji ve jeofizik mühendislerinin 50 yıl boyunca gerek Karadeniz kıyıları boyunca karada gerekse de sondaj ve sismik çalışmalarla denizde yaptıkları çalışmalarla ortaya konmuştur” açıklamasında bulundu.
“İLGİ ARTTIRILMALI”
Bugün Türkiye’de jeoloji ve jeofizik mühendisi yetiştiren bölümlerin çoğunun öğrenci bulamadığı için kapanmakta olduğunun altını çizen Prof.Dr. Hasan Sözbilir, “Bugün Türkiye ölçeğinde 2019 tercihlerinde 20 üniversitede jeoloji bölümü var olduğu halde sadece 6 üniversite tercih edilmiş ve eğitime başlayabilmiştir. Bu durumda akademik kadrosu olduğu halde 14 üniversitede jeoloji eğitimi yapılamamaktadır. Türkiye ölçeğindeki her türlü madenin ve enerji kaynağının aranması, bulunması ve işletilmesi yanı sıra içme ve kullanma suyunun bulunması, baraj ve tünel gibi büyük mühendislik yapılarının inşası, doğal afet tehlikelerinin saptanması ve bu tehlikelerden en az zararla çıkmak için yapılması gereken çalışmalar jeoloji ve jeofizik mühendislerinin varlığıyla mümkündür” dedi.
Sözbilir, sözlerine şu şekilde devam etti: “Eğer Türkiye olarak yeraltı kaynakları açısından zengin bir ülke ve depreme dirençli bir toplum olma hedefimiz var ise gençlerinizin Jeoloji ve jeofizik mühendisliği bölümlerini seçecek politikalar üretilmesi bu bölümleri içeren üniversitelerimize gereken desteğin verilmesi, özel, kamu kurum ve kuruluşlarında jeoloji ve jeofizik mühendislerinin istihdamına öncelik verilmesi gerekmektedir. Bunları yapabilirsek Türk toplumu olarak daha kaliteli bir yaşam ve doğal afetlere karşı dirençli bir toplum olarak en üst sıralarda yer alabiliriz.”
Haber Merkezi